Hoş Geldin Kur'an Ayı Ramazan
HOŞ GELDİN KUR'AN AYI RAMAZAN!..
" Siz ey iman edenler! Oruç tıpkı sizden öncekilere olduğu gibi size de yazıldı; belki bu sayede takvâya erersiniz." ( Bakara sûresi, âyet 183 )
Yani " farz kılındı". Dolayısıyla, insanın ve insanlığın çağları aşan yazgısı kılındı. Bu âyet, İslamî hükümlerin zamanlar ve zeminler üstünlüğüne dikkat çekmekte ve tüm semavi şeriatlerin ortak noktalarından birinin de oruç olduğunu ortaya koymaktadır.
Oruç insanlığa açılmış ilâhî bir kredidir. Bu yüzden oruç tutan bir mü'min, insanlıkla yaşıt bir kervana dahil olmuştur. Zira oruç aç kalmak değil, ruhu beslemektir. Oruç tutmak kendini tutmaktır. Oruçla başını dik tutmak, imanını diri tutmaktır. Dolayısıyla,
Kur'an'ın doğum kutlaması olan Orucun, evlerimize bereket, huzur, sağlık, sıhhat ve dua dua yalvarış getirmesini, milletimize, birlik ve bütünlük, tüm insanlarımıza Kur'anî fehim ve anlayış lütfetmesini, ümmeti, içerisinde bulunduğu çıkmazdan, yerlerde sürünmekten kurtarmasını niyaz ederim.
Maalesef, " coronavirüs" sebebiyle, 2020 yılı Ramazan ayına buruk, üzüntülü başlamış bulunuyoruz. Camilerimiz kapalı, cemaatlerimiz evlerde, hocalarımız; dua dua Allah'a yalvarmaktadırlar ki, Kur'an ayı hürmetine bu tür bir illetin çabucak sona ermesi ve bitmesidir.
Madem ki, Kur'anî terimle ile, dua kalbin Allah'la konuşmasıdır. O halde, evlerimizi mescidllere dönüştürerek, teravihlerimizi ister sekiz rekat olsun, isterse yirmi rekat kılınmış olsun, hepsinde kabul olmuş dualar arzu ediyoruz.
Çünkü, Resulün ifadesiyle " Allah katında duadan daha üstün bir insan davranışı yoktur." hadisi şerifini bayraklaştırarak, ellerimizi açıyoruz, gönüllerimizi bütün sadeliği ve saflığıyla Allah'a yöneltip, " Ya Rabbi!.. Senden başka sığınılacak, iltica edecek bir kapı olmadığından, insanlığı içerisinde bulunduğu zor durumdan kurtar" diye inleyerek, tazarruda bulunuyor, yardım, nusret bekliyoruz.
Bakınız, insanlık; " coronovirüs" sebebiyle, bir o yana, bir bu yana koşuşturmakta, bir imdat, bir yardım , bir kurtuluş olur mu düşüncesiyle imdat istemektedir.
Hamdü sena olsun ki, ülkemizde, can kaybı sair ülkelere göre, ABD'ye, İtalya'ya, Fransa'ya göre daha az, daha kolay geçirilmektedir. Tabii ki, " coronavirüs" illeti sanki global bir hastalık olduğunu ön plana çıkarır iken, insanlığın,bu hastalıktan büyük büyük dersler çıkarması lazımdır.
Bir kere, teknik, teknolojik ilerlemeler, uzaya yol bulmalar, okyanusları yarmalar, değişik savaş malzemeleri ile insanlığa, bilhassa fakir ülkelere göz dağı vermeler, tamamen iflas etmiş, Suriye halkının ahı, Irak'ın derbederliği, Afgan insanının boş yere birbirini öldürmesi, süper güçleri bir hizaya çekmeli, yaptıkları edepsizliğin üzerinde derin derin düşünmeyi öğütlemektedir.
Hollanda ülkesinde ikamet ettiğim için yakinen şahit olmaktayım ki, marketler, alış veriş merkezleri açıktır. Ama, gelin görün ki, insanlar, birbirlerinden ürkmekte ve korkmaktadırlar. Zaman zaman " Afstand" sözleri ile birbirlerinden kaçışmaktadırlar.
Bu sebeple, gerek ülkemizde ve gerekse yurt dışında yine Ramazan ayını dolu dolu yaşayacağız!.. Anlayarak hatimler okuyup, evlerimizi toplu toplu ibadet edilen mescidler haline getireceğiz. Küçüklerimiz, bizden etkilenecek, evde bilen birinin teravih ve sair namazları kıldırması, küçükler için örnek bir hal ve davranış olacaktır.
Evlerimiz birer medrese olmalıdır. Bu medreselerde veya Ramazan mekteplerinde oruç ayının hikmetleri, Zekatın meşruiyeti, fakirlerin hak ve hukukları, infak, sadaka, fıtra ve benzeri yardımlar gündemi dolu dolu doldurmalıdır.
Çünkü, aziz Kur'an'da, üç şey " Allah yoluna" isnat edilir. Cihad, infak ve hicret!.. Bu kelimeler hemen üstün körü geçilecek kelimeler değildir. Üzerinde derin derin düşünülmesi, tefekkür edilmesi gereken muazzam ve muhteşem kelimelerdir.
Sonuç yerine;
" Coronavirüs" problemi bulunsa da, inşaallah!.. Dolu dolu bir Ramazan ayı yaşamaya, geçirmeye çalışmalıyız.. Yani, evlerimize " birer Ramazan mektebi " açarak, böylesi bir kaoitk günleri, zaman dilimlerini, rahmet günlerine tahvil etmeliyiz.
Çok çok Kur'an'ı Kerim okuyarak, her ayetin mealini de birlikte okumalı, anlamalı ve içeriğini düşünmeliyiz. Resulullah (sav)'in sahih, mütevatir hadislerine eğilmeli, onları Kur'an emirleriyle karşılaştırmalı, notlar alarak, takıldığımız noktalarda bir bilenden öğrenmeliyiz.
Örneğin, zekat nedir? Zekatın şartları, nisap miktarı üzerinde kafa yormalı, bu günkü şekliyle 81 gram altın, 640 gram gümüş, kırk koyun zenginlik ölçüsü olabilir mi mevzuu üzerinde kafa yorarak, başta Diyanet-Din İşleri Kurulunu, bilgin ilahiyatçıları göreve çağırmalıyız.
Çoğu insanımız, arsa, araba, daire ticareti yapmaktadır. Bunların zekat durumları tartışılmalı, ticaret yapan insanlara zekatı önermeliyiz!..
Son söz olarak, Rabbim!.. 2020 yılı Ramazan ayını hayırlara, kurtuluşlara vesile eylesin. Aziz milletimize sabır, metanet lütfetsin!.. Oruçlarımızı Hak Teala kabul eylesin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın