HEDEFİ BÜYÜK OLANIN, DERDİ DE BÜYÜK OLUR!..
" Bu dünya hayatı, (eğer anlam ve amacından soyutlarsanız) bir oyun ve eğlenceden ibanet hale gelir; ama eğer iman eder sorumluluk bilinciyle yaşarsanız, karşılığınız size tastamam verilir; üstelik O sizden mallarınızın tümünü de istemez." ( Muhammed sûresi, âyet 36 )
Bu ve benzeri ayetleri tetkik ettiğimiz zaman görülmektedir ki, hedefi büyük olan mü'minlerin derdi. gamı tasası da büyük olmaktadır.
Nasıl olmasın ki? 21 nci çağ, bütün şiddetiyle, haşmetiyle, korkunçluğu ile Müslümanların üzerine üzerine gelmektedir, Müslümanın sırtında tepinmektedir. Bütün envai çevişt silahlarını kuşanmış, hedef kitlesine oturtmuş olduğu Müslümanları yek vücud yok etmek, tamamen onun inancını ortadan kaldırmak için her türlü hile. fitne ve tehlike saçmaktadır.
Binaenaleyh, tüm yer yüzü Müslümanlarnının hal ve ahvallerine bir bir bakınız, temaşa ediniz, ibretlik hallerine ibret gözüyle nazar ediniz, göreceksiniz, müşahit bulunacaksınız ki, karşınıza kıyasıya Müslümanın üzerine gelmekte olan bir bela, bir musibet, korkunç bir tehlike dün ve bu gündür ha bre gelmektedir.
Dünya Müslümanlarının hal ve ahvallerine bir bir bakınız, ve diğer bir deyimle, Suriye Müslümanlarının akibetlerini temaşa ediniz, içler acısı olan durumlarına vakıf olunuz görmüş olacaksınız ki, bahsi geçen her türlü fitne, fücur, tepişme Suriye Müslümanlarını yok etmek, onları kıblesiz. vatansız camisiz bırakmak için neler icra etmiyorylar ki?
Türkiye Müslümanları da yurt bütünlüğü bakımından kıyasıya bir cedelleşme içerindeyse de, vatanın bütünlüğü muhafaza ediliyorsa da, dün ve bu gündür inancı ile, imanı ile uğraşılmakta, var olan imanlarını yok etmek, ortadan kaldırmak için bütün sinsi, münafıkça çalışmalar göze çarpmaktadır.
Diğer taraftan, İran milleti, kısır, küçük, ileri hamle yapamayacak bir mezhep döngüsünün içerisinde boğuşup durmaktadır.
İslam'ı, büyük hedeflerden kopartıp, küçük bir mezhep kavgasının, düellosunun içerisine çekmek, onunla iştigal etmesini sağlamak için uğraş vermektedir!..
Mübarek beldeler, semti harameyn haccın, umrenin, petrolün helal millet malı, İslam'ın derdi için ızdırabı için, ezilen Müslümanlarının göz yaşlarının dinmesi için sarfedilmeyip, harcanmayıp tamamen fuhuş merkezlerinde çar çur edilmektedi.
Hal böyle iken, Suudi'nin alın teri, helal kazançları, tertemiz millet malı, bir fakirin, bir perişanın yemesine, harcamasına, kullanmasına, tasarrufuna imkan veriliyor mu acaba?
Filistinli Müslümanın canlı canlı kaburga kemikleri kırılırken, aç, sefil, biçare dururken, söz konusu helal malın böylesi yerlere harcandığını, sarfedildiğini duyan, gören, müşahade eden var mıdır acaba?
Durum bu minval üzere iken, Yemenli mezhep kavgası ile uğraş verirken, Mısır, Tunus, Cezayir, Libya ve sair yerlerin Müsülmanları gırtlak gırtlağa boğuşur iken, kim bu mazlumların derdine derman olacak, dinmeyen göz yaşlarını silecektir?
Onun içindir ki; " Küçük -büyük, az-çok, dermanlı- dermansız ... dertler olmak suretiyle her insanın derdi/dertleri mutlaka vardır. Dertlerin farklı oluşunu insanın amacı doğrultusundaki meşguliyetleri belirler.
İnsan vardır en büyük derdi makama, kariyere, güzelliğe sahip olmaktır. İnsan vardır en büyük derdi paraya, mala, mülke sahip olmaktır. İnsan vardır en büyük derdi yiyip, için eğlenmek , sanal alemde vakit geçirmektir. İnsan vardır en büyük derdi Allah'ı razı etmektir.
Dert, aynı zamanda hem amaç, hem meşgale/uğraş, hem de kişi ile hedefienin arasına giren engeldir. Bu bağlamda dertsiz insanı düşünmek mümkün değildir. Farklı ve değişen dertler vardır diyebiliriz.
Akıl düşünme yetisinin merkezidir. Düşünme akıllı olmasının gereğindendir. Düşünen insan çözüm arayan, sorgulayan , soruşturandır. Bu duygu neme lazımcılığın, bencilliğin, kaygısızlığın zıttıdır.
Kişi melalini dert edinmiş ise, çözümlemek için say-ü gayreti mutlaka olacaktır. Önemsenen şeylerle ilgilenmek, üzerinde durmak. çözüm için çaba harcamak, derdi dert edinmek insan olmanın gereğidir." ( İktibas, M. Celil, Şubat 2011, sayfa 44)
Demek ki, mes'eleyi fertler bazında böyle düşündüğümüz gibi, millet ve devletler bazında da düşündüğümüz vakit, karşıımıza devasa, büyük, aşılmaz şekilde tepe tepe vadiler çıkmaktadır.
Onun içindir ki, gerek fert, gerekse ülke ve devlet olsun, hedefi, varacağı yer uzak ve çetrefilli ise, derdide, dert çekmesi de o kadar büyük ve çetrefilli olacaktır.
Sonuç yerine,
Hal böyle iken, alemi İslam'a nazar etmiş olduğumuz zaman görmekteyiz ki, hiç bir fert, Müslüman, Müslüman ülke rahat ve rahatlı, asude bir şekilde yaşayıp gitmemektedir.
Dert, elem, sıkıntı , biçarelik, perişanlık, pejmürdelik hep Müslümanın gırtlağına yapışmış aman vermemektedir.
Müslümanı ferdi sıktıkça sıkmakta, boğazına sarıldıkça sarılmaktadır. Bir kere Müslümanların, kendi aralarında hem fikir, tek düşünce halinde yaşamayıp,kargaşa, kaos, bunalım, kan, kıtal halinde olmaları Müslümanın belini bükmektedir.
Örneğin yukarı satırlarda da, ifade etmiş olduğum gibi, günümüz dünyasında ABD'i yurt edinmiş, tamamen, çıkar amaçlı, sinsi, Müslümanları arkadan vuran bir proje kuruluş olan Fetö yapısı bu gün neye, nelere hizmet ettiğini kiemseye, kendi müridanına bile çaktırmadan batıla hizmet etme derdindedir.
Bu tür zavallılara, biçarelere hedefsizlere, gayesizlere üzülmemek mümkün değildir. Yurt içinde, binlerce müridan kodesi boylamış iken, kör bir inat uğruna İslam'a, Kur'an'a karşı direnmeleri neyin nesidir acaba?
Rabbimiz!.. Buunlara, bunlar gibi ayırımcı, bölüçü,mezhepçi yapılara da akıl, şuur ve iz'an nasibi müyesser eylesin!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın