HACI BEKTAŞİ VELİ !.. -3-

Bu gün yine, kalmış olduğum yerden Hacı Bektaşi Veli'yi yazmağa, anlatmağa devam edeceğim.. Hacı Bektaşi Veli; milletimizin  ekser kesimi tarafından yanlış anlaşılan, yanlış değerlendirilen bir zati muhteremdir. 

     Çünkü,. onun hakkındaki bilgilerimiz kıt ve azdır. Neden? Okumadığımız için, o büyük şahsiyetin kimliğini bilmediğimiz için ezbere, bilmeden, atmasyon olarak değerlendiriyor, hakkında ileri-geri konuşuyoruz!

       Günümüz dünyasında, Hacı Bektaşi Veli müridanı geçinip, her türlü İslam dışı icraatta bulunmaları, içki içmeleri, namaz kılmamaları, onu Şii olarak, Alevi biri olarak bildirmeleri, lanse etmeleri bizim kanaatimizi değiştirmemeli, yani bir İslam mücahidi olarak, bir alp eren olarak onu tanımalıyız. 

      Günümüzde, Hacı bektaş Veli camiinde, bu gün namaz kılan cemaat bulunmuyorsa, mescid tam takır boş kalmış ise, bunun Hacı Bektaşi Veli hazretleri ile bir ilintisi bulunmamaktadır. 

      Şunu kat'iyyen unutmamalıyız!.. Milletimiz Yunus'u nasıl biliyorsa, nasıl tanıyorsa, Hünkarı da öyle bilmeli, öyle anlamalıdır.  Örneğin;

     " Şeriat, tarikat yoldur varana,
        Ma'rifet, hakîkat andan içeru." 

     Hacı Bektaş  Veli'nin; İslam'ın nehyettiği, haram kılmış olduğu nesnelere karşı tavrı açıktır ve bellidir. " Bir kuyunun içerisine bir damla içki damlamış olsa, o kuyunun suyu içilmez" demektedir. 

     Hünkar hazretleri;  en çok güzel ahlak, haramlar, hırsızlık, tevazu, şükür üzerinde durmaktadır. Hased gibi, bahillik gibi , cimrilik, gazap gibi menfi huyların üzerinde durmakta, etrafındaki insanları da bu kötü huylardan sakındırmaktadır. 

      İnsana saygı, insan sevgisi ve insan, çok muhterem varlık demektir ona göre.. " İnsan küçük alemdir" diye buyuran Hz. Ali'nin bu güzel sözü, onun için baş tacı, ilkesel yaşam biçimidir. Hatta, insan kalbini, kalp kırmayı, incitmeyi, Kâbe'yi yıkmak gibi, kırmak gibi değerlendirmektedir. 

     Bu sebepledir ki, Osmanlı Yeniçeri ordusu, Hacı Bektaş'a saygılarından dolayı, fetihlerde onu hürmetle anmışlar, böylesi bir sevgi, bağlılık ve hürmetlie cihada gitmişler, kaleler ve beldeler fethetmişlerdir.     

     Hasılı, Hacı Bektaşi Veli; günümüz şeyh, mürid, kutup, aktap, mehdi, mesih geçinenler gibi, insanların sırtından geçinmiş, menfaat temin etmiş  gibi bir veli değildir. 

       Onun anlayışı, ilkesi, Rasulullah (sav)'in şu hadisi şerifi olmuştur: " İslâm'da ruhbanlık yoktur."  anlayış, düşünce eylemidir. 

     Zaten, dine, imana, İslam'a, Kur'anî emirlere hizmet etmiş dervişan, cephelerde, hudut boylarındaa hak adına, İslam namına çalışmışlar, hakkı ve hakikatı tebliğ etmişlerdir. 

     Kim diye bilir ki, Şeyh Şamil, yatmış, uyumuş, tembel tembel insanlardan yardım beklemiş ve ummuştur? Bu gün bile, Şeyh Şamil'in torunları, hak yolunda, hak namına cihad etmekteler, kelleyi verip, İslam'dan taviz vermemektedirler. 

     Netice olarak;

     İslam'ın bidayetinde tarikat, ermişlik, erenlik, velilik olmadığı halde, Hünkar Hacı Bektaşı Veli, yaşamış olduğu çağda; ilmiyle, ihlasıyla, ameliyle, örnek huy ve ahlakı ile tarikat sistemine bir veche getirmiş, tarikat anlayışını ilkellikten, kolaycılıktan kurtarmıştır.

      Onun içindir ki, Hacı Bektaşi Veli hazretlerini bu milletin iyi tanıması, onun ilkesel duruşunu bilmesi lazımdır. Eserlerini, amelini, eylemini, bilmesi bir zaruret, bir gereksinimdir.

     Varsın, bu gün, Hünkar Hacı Bektaşi Veliyi, göstermelik olarak, sadece ismen takip edenler etsinler. Camiye mescide gitmesinler, içki içsinler, tilmizlerine ayaklarını yıkatmış olsunlar. Bizler, bu tür İslam dışı hallerin tümüne karşıyız, böyle bir yaklaşımı da Bektaşilik olarak kabul etmiyoruz. 

     Sormak istiyorum: Günümüzde; Bektaşi geçinen müridan, acaba hayatlarında hiç makalat okumuşlar, incelemişler midir? Hacı Bektaşi'nin neyini bilmektedirler?

     Mevlana'ya niçin karşı çıktığını, meydan okuduğunu bilenleri var mıdır acaba?.. Günümüz, Bektaşi yanlıları, haklarındaki tüm ddiaları yok etmek için, camiye de gitmeli, bol bol Kur'an'da okumalılar, Rasululah (sav)'in sünneti seniyyesinden bir mil bile kopmamalıdırlar!... Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir