Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

HACCI ÖLÜNCEYE KADAR YAŞAMAK!..

" Allah tarafından kabul edilmiş haccın karşılığı ancak cennettir." ( Buhârî, Umre 1)

" Hani bir zaman da Kâbe'yi insanlık için daimî bir merkez ve kutsal bir güvenlik bölgesi kılmıştık: öyleyse İbrahim'in makamını dua ve ibadet yeri edinin! Nitekim biz İbrahim ve İsmail'e " Tavaf edecekler için, ( iç dünyasını imar için) içe kapanacaklar ve uzun uzun rüku ve secde ile namaz kılacaklar için mabedimi temiz tutasın!" diye emretmiştik." ( Bakara sûresi, âyet 125)

Ayetin yorumu şöyledir:

" Önderlik el değiştirince kıblenin değişmesi de normaldi. Kaldı ki, mü'minlerin yeni kıblesi Kudüs'ten daha kadim, üstelik de Hz. İbrahim'in yadigarıydı. Bu pasajın kıblenin Kudüs'ten Mekke'ye tahvil edildiği hicretini 16. ayında nâzil olduğu söylenebilir. " ( Kur'an-Meal-Tefsir)

" İbrahim, İsmail'le birlikte Kâbe'nin temellerini yükseltirken şöyle yalvardılar: " Rabbimiz! Kabul buyur bizden! Yalnız sensin tüm duaları işiten; ve gönüllerdekini bilen de yalnız sen!" ( Bakara sûresi, âyet 127)

Bu ayeti kerime mealinden anlıyoruz ki, Hazreti İbrahim Kâbe'nin ilk bânisi değil, ihya edicisi olduğunu gösterir. O, yıkılanı yeniden yükseltmiştir.

Bu ayeti kerime den anlıyoruz ki Mü'minlerin, yüce Allah'ın emirlerine kayıtsız şartsız teslimiyet vurgusunu kazanır. İbrahim ve İsmail isimleri niçin bin yıllar boyunca milyarlarca yüreğin, iman yüklü kalplerin sevgi halesiyle kuşatılmasıdır. İşte bunun sırrı , bu samimi duada görünen tevazu, aşk, içtenlik, iman ve saygıda, hürmette saklıdır.

" Rabbimiz! Bizi kayıtsız şartsız sana teslim olan kimselerden eyle! Soyumuzdan da sürekli sana teslim olacak önder topluluklar var et! Bize nasıl kulluk yapacağımızı göster ve bizi affet! Hiç şüphe yok ki sen tevbeleri çokça kabul edensin, rahmetle muamele edensin!" ( Bakara sûresi, âyet 128)

Hamdü sena olsun ki, asırlardan beri millet olarak Kâbe topraklarına aşık bir milletiz!.. Kâbe-ii Muazzama ismi geçtiği zaman, Medine-i Münevvere telaffuz edildiği vakit, bizlerde kendimizden geçmekte, aşk ile, yürekten, iniltilerle " Ahh!"" etmeden kendimizi alamayız. Ğayri ihtiyari özlemimizi, aşkımızı, sevdamızı dile getirmeden kalbî olarak mutmain olamayız!.. Onun içindir ki;

" Kâbe, Allah'ın tabiattaki " beyti", kalp Allah'ın insandaki " beyti" idi. Mekke, Kur'an'ın tabiriyle ummu'l-kura ( şehirlerin anası), kadın ise ( insanlığın anası) idi. İnsanlığın, varlığını rahmetin tecellisi olan rahmine borçlu olduğu kadının örtüsü, Kâbe'nin örtüsünden daha az kutsal değildi.

Dolayısıyla kadının mahremiyetine saldırmak, Kâbe'nin mahremiyetine saldıran Ebrehe'nin ve Haccac'ın rolüne soyunmaktı. Nasıl Mekke'nin etrafı birinci derecede güvenli bölge ilan edilerek " harem" diye adlandırılmışsa, mü'min kadının da aynı şekilde hürmeti ve ihtiramı tescil edilerek " mahrem" sayılmış ve örtü emriyle hürmeti, Allah tarafından tescil edilmişti." ( M. İslamoğlu, fıkıh ve ibadet , sayfa 89)

Bu satırlardan anlıyoruz ki, Hacı olabilmek, Kâbe'yi muhafaza etmek, korumak gibidir. Ne demek, o mübarek kutsal beyte giderek ziyaret ettikten sonra, yeniden eski alışkanlıklara dönmek, İslam'ın nehyettiği işleri Allah'tan korkmadan, kuldan utanmadan yapabilmek?

Bir hacı efendinin yalan söylemesini, gıybet etmesini, tembelliğini, vurdum duymazlığını benim vicdanım isteyerek kabul etmemektedir. Hacı efendi, diri ve dip diri olmalıdır. Her hayri işte öncü, kılavuz ve rehber olmalıdır. Şahid olduğu münkeratı eliyle, diliyle ve en sonuncusu kalbiyle tel'in etmelidir.

Netice olarak;

Benim arzu etmiş olduğum hacı efendi, Allah'ın beytine yüz sürmüş olması sebebiyle, bencil, enaniyet düşkünü olmamalıdır.

Memleketini, milletini seven, barışı koruyan, nizahdan, çekişmeden, küslükten, dargın olmaktan nefret eden insan olmalıdır.

Günümüz dünyasında, " ee canım paramla gittim, hacı oldum" lüzumsuzluğundan kurtulup, sahabe nesli gibi örnek insan, örnek nesil olmalıdır. Onun içindir ki,. hacı olmak, turistik seyahat yapmamak, Allah'la sözleşme yapmak gibi olmalıdır. Yoksa, Arafat'ta vermiş olduğumuz o güzel sözün bir ehemmiyeti olmayacaktır.

Rabbimiz!.. Tüm kardeşlerimizin hac ibadetlerini kabul buyursun!.. Bihakkın hacı olmalarını nasib eylesin!.. Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın