GENÇLİK NEREYE GİDİYOR?..
" Siz ey iman edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan tarifsiz bir ateşten koruyunuz! Ona memur melekler kararlı ve tavizsizdirler; hiç bir buyruğunda Allah'a karşı gelmezler ve kendilerine emredileni yaparlar." ( Tahrîm sûresi, âyet 6 )
Zikredilen bu ayeti kerime mealinden şunları anlıyoruz:
Üzerine yüklenen sorumluluğu yerine getirmeyen, savsaklayan aile reislerinin, hesap günü nasıl eşlerinden ve çocuklarından kaçacak delik arayacağı anlatılmaktadır.
Böylesi bir ateşin hiç umulmadık yer ve zamanda, yani hem dünyada hemde ahirette olabileceği, insanı yakabileceğine delalet eder.
Eğer kendinizi ve yakınlarınızı korumazsanız, yaşadığınız mekanlar cehenneme döner ve o cehennemin yakıtı da o mekanların yapı malzemesi ve içinde yaşayan insanlar olur. Dolayısıyla, her ev, ya cennetin dünyadaki şubesi ya da cehennemin dünyadaki şubesidir. Şu ayetlerin anlamına da dikkat çekmek isterim:
" O gün kişi kardeşinden kaçacak." " Annesinden ve babasından." Hanımından ve çocuklarından." ( Abese sûresi, âyetler 34-35-36)
Çünkü o gün herkes kendi başının derdine düşecek. Resulullah (sav)'in şu sözüne kulak verir isek, Allah'ın elinden nefsini satın almanın telaşıyla kimsenin gözü kimseyi görmeyecek.
Neden hanımı ve çocukları kişiden değil de, kişi hanımından ve çocuklarından kaçacak? Bunun cevabı şu ayette saklıdır: " Kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan tarifsiz bir ateşten koruyunuz!" (66/6)
Bu emri dinlemeyip dünyada sorumluluktan kaçan kocalar ve babalar, ahirette hanımlarından ve çocuklarından kaçacaklar. Onların yüzüne bakamayacaklar, " Bizi ateşten niçin koruyamadın?" sorgulamalarına muhatap olmak istemeyecekler.
Bu giriş bölümünden sonra, Gençlik nereye gidiyor? sorumuza cevap aramaya çalışalım:
21 nci çağın gençliği, bilhassa Müslüman gençlik, bir bunalımın girdabında, bir o yana, bir bu yana yuvarlanıp gitmektedir. Gençliğin tertemiz dünyasını, pop, top, dokunmatik telefonlar, tabletler, dans, disko, bar, ve envai çeşit eylemler meşgul etmektedir.
Parklar, bahçeler, salonlar tıpa tıp dolu iken; camiler, mescidler bom boş, din adına, maneviyat adına, Kur'an ve İslam namına kalpler ve kafalar tam takır!..
Gençliğimiz; saygıyı, insan sevgisini, büyüklere hürmeti, küçükleri sevmeyi, düşkünün elinden tutmayı, anne-babasına ve büyüklerine hizmet etmeyi unutmuştur.
Güncel politik, kısır çekişmeler, sağcılık, solculuk, hümanizma, komünizm, daha çok kazanma, çok para sahibi olma hülyaları gençliği her şeyinden etmiş, maneviyatını, Allah'a kulluğunu yiyip bitirmiştir.
Zaten, birazcık namaz kılan, Allah'a inanan gençlik bulunuyor ise, bu kesimlerde, ya bir tarikatın kurbanı olmuş, yada şeyhin elinden, eteğinden öperek kıçın kıçın ayak yalamaktadır. Sözün burasında şu muhteşem hadisi arzetmek istiyorum:
" Allah'ım! Bize imanı sevdir, kalplerimiz imanla süsle. Bize küfrü, itaatsizliği ve isyanı sevdirme, kerih göster, bizi doğru yolu bulanlardan eyle." ( Hâkim, Deavât, No;1868)
Netice olarak;
Merhum Akif'in vurguladığı gibi: " Ne fırka herzesi lazım/ne derd-i kavmiyyet,/ Bizim diyanete sığmaz, sekiz dokuz millet!/ İslam'ı, evet tefrikalar kastı, kavurdu;/ Kardeş, bilerek bilmeyerek, kardeşi vurdu./ Can gitti, vatan gitti,/ bıçak dine dayandı;/ Lakin, o zaman silkinerek birden uyandı."
Bu müthiş dizelerde ifade edildiği gibi, birleşme, kaynaşma, silkinme devresindeyiz. Din, iman, İslam ve Kur'an; bu millet evlatlarından çok çok şeyler, hizmetler beklemektedir. Onun içindir ki,
Ayrılığı, ayrılmayı, tefrikayı, gruplaşmayı, politik çekişmeleri bir tarafa atarak, gençliğimiz; birbirlerine kenetlenmeli, dayanışmalı, kardeş olmalı, kardeşçe yaşamalıdır.
Camilerde diz dize, saf saf, kalp ve gönüllerde ahenk olmalıdır. Popun, topun sevgisi, ve hayranlığı, aziz değerlerimizin üzerini ört bas etmemelidir.
Varsın, disko, bar, pavyon yaşamaya devam etsin!.. İnşaallah!.. Yeni nesil, gençliğimiz, Kur'anî emirler doğrultusunda yetişir ise, oraların kapısına kilit vuracaktır!.. Rabbim!.. O günleri göstersin!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın