Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

EMPERYAL DÜŞÜNCELERİN YAYILMA ALANLARI!..

     " Allah'a ve Peygamber'e itaat eden kimseler, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, Hakk'a sadık kalanlar, hayatını imanına şahit kılanlar ve iyiliği yayanların safında olurlar. Bunlar ne güzel dosturlar." ( Nisâ sûresi, âyet 69) 

      Ayeti kerime de, zikredildiği üzere, Fatiha sûsinde geçen " Kendilerine nimet verilenler" ( Fatiha sûresi, Ayet 6). işte bunlardır. Allah Rasulü'nün son sözünün de er-rafiiku'l-alâ  ( yüce dostlar katına) olduğu bilinmeli ve hatırlanmalıdır. 

     Dolayısıyla, bu günkü konumuz önemli, ciddi ve tüm müslümanları ve bilhassa aziz milletimizi alâkadar eden ve etmekte olan bir önemli mes'eledir. Çünkü,

      Yıllar yılı oldu milletimizin üzerindeki tehdit, dini parçalama, bölme, parça parça ederek yutma ameliyesi el'an devam etmekte devam edeceğe de benzemektedir. 

      Ne yazık ki, ülkemizde, din okullarının kapılarına kilit vurulurken, yetişmiş, eğitimli din adamlarının hakları ellerinden alınırken, diğer yandan saldırgan, din kabul etmez, milletimizi içinden çürütmek, parçalamak isteyen hizipler ellerini, kollarını sallayarak dolaşmaktadır. 

      Bunlardan Raelian tarikatına mensup insanlar, kendini ve herkesi tanrı ilan eden Solara'nın şatip yerinden tutunda Satanizm'in yayılma istidadı bu aziz millet bünyesinde rahat rahat yayılma imkanı  bulmuş, gençlerimizi baştan çıkarmak, onları, sarhoş, inançsız, nihilist yapmak için her çareye baş vurmuşlardır. 

     Diğer taraftan her türlü yıkıcı, sapkın örgütler ülkemizde rahat rahat yayılırken, bilgin, bilgili din adamlarının konuşmaları, sözleri, hitabeleri kontrol altında tutulmuştur. Onun içindir ki, son kırkbeş yıldan bu yana Fetö denilen iblis, bu aziz milletin imani değerlerini çürütmeye, yıkmaya, İmam-Hatip Okullarına, Kur'an Kurslarına, İlahiyat Fakültelerine saldırmış, kendi uydurduklarına ters düşen yerleri küçük düşürmüştür. 

     Hep beraber, milletçe gördük ve taa iliklerimize kadar yaşamış olduk ki, yanlış düşüncelere, baskın fikirler ülkemizdeki din okullarının üzerine üzerine çullanmaya çalışmışlar, kenarda, köşede, bir kısım sufi çevrelerin dal budak salmalarına, sokaklarda din adına sallapati  dolaşmalarına, takke, tesbih , misvak gösterisi yapmalarına imkan tanınmıştır. Bu sebeple,

     " 2005 Ocak ayında patlayan misyonerlik tartışmaları sırasında 1985 yılından beri Ankara'da misyonerlik yapan Amerikalı bir Papaz/ Pastör, Ankara'ya geldiği tarihte beş Hristiyan mevcut iken , şimdi on tane kilise açılmış olduğunu belirtti. 

     Buda İslam/ dinle ilgili teorik ve pratikten yoksun kalan insanların başka din ve tarikatların kucağına/tuzaklarına nasıl/neden düştüğünü göstermektedir. 

     Misyonerlerin maddi çıkarlar için dini nasıl istismar ettiğini Güney Afrika'lı , Nobel ödülü sahibi rahip Diamond Tutu şöyle anlatır:  " Misyonerler Güney Afrika'ya geldiklerinde toprak bizde, İncil onlardaydı. Sonra bize " Gözlerinizi kapatalım,dua edelim" dediler. Gözlerimizi açtığımızda gördük ki İncil bizde, toprak onlardaydı." 

      Allah'ın olmadığını söyleyerek kendisini tanrı ilan eden ve herkesin bir gün tanrı olabileceğini iddia eden kadın şeyh Solara'nın kadınlı erkekli dans âyinlerini Atv. 19.01. 2005 günü ana haber bülteninde seyrettik. 

      Kadınınve başında bulunduğu tarikatın söyledikleri saçma olmasına saçmadır, ancak yüzyıllar önce benzer şeyleri gerek " Ene'l-Hak" sloganıyla Allah'ın insana hulul ettiğini ( insan olarak gördüğünü) seslendiren Hallâc-ı Mansur'u , gerekse Allah'ın her varlık olarak göründüğünü söyleyen Vahdet'i Vucud felsefesi de, Muhyiddin İbn Arabi ve izleyicilerini Müslüman yığınlar bağrına basmış , en büyük şeyh ve velilerin son halkası / hatemu'l-evliya iilan etmiştir." 

     Ne yazık ki, son günlerde, ülkemizde yaşanan bir ahlaksızlık, yanlış düşünce, İslam'a din adamlarına mal edilmek istenmektedir. Oysa, böyle sahtekarlığın, edepsizliğin dinle, diyanetle, din adamlarıyla bir alakasının bulunmadığı ortadadır. 


     Halbu ki, yaşanan, el'an ortada bulunan ser sefil kız çocuklarının dağlara kaçırılması, ona buna peşkeş çekilmesi göz önüne alınmazken, altı yaşındaki bir çocuğun nikahının kıyılıması, evlendirilmesi mes'elesi inanan insanları rencide etmiş, daha doğrusu utandırmıştır. 

     Demek ki, İslam düşmanları, millet hasımları boş durmamaktadır. Ellerinden gelen her çareye baş vurarak, milleti rencide etmek istiyorlar. Dolayısıyla, her şeyden önce milletin teyakkuzda bulunması, millete ve İslam'a hücum nasıl ve nereden yapılmaktadır bunun iyice hafızalara kazınması, tedbirli olunması lazımdır. 

     Netice olarak;

     " Su uyur düşman uyamaz" düşüncesinden hareket ederek, milletimizin, bilgin, bilgili, şuurlu, basiretli olması lazımdır. Çünkü, " Taşların bağlandığı ve köpeklerin salıverildiği" bir dünyada ve ortamda yaşamaktayız. 

     Nihilist hareketler, her an, her dem yayılma istidadı göstermektedir. Erotizmin her çeşidi, LBGT. denilen İblisce davranışlar millet arasında kol gezmekte, oğlumuzun, kızımızıın yolunu gözlemektedir. 

     Onun içindir ki, pozitivist düşünceler, Allahsız inançlar, her dem, her an milletin yolunun üzerinde durmakta, insanımızı sapıtmek için fırsat gözlemektedir. 

     Erotizmi ilah edinen insanlar ne yapacaktır? Tabii ki, kendi emellerini tatmin etmek için, hırsızlık, cinayet, soygun. kap kaç, tecavüz , hortumlama, tinercilik, alkol, sigara, boşanma ve sonucunda intihar eylemlerine katılacaklardır. 

       Tüm bu tuzaklardan uzak kalmak için bilgin, şuurlu ve akıllı birer İslam insanı olmak zorundayız. Bunu yaparsak, ülkemizde mezhep/mezhepcilik, Şia, gulatı Şia hareketleri olmayacaktır. 

     Rabbimiz!.. Biz Müslümanlara şuur, İslam'la donanımlı bilgili, Kur'anî anlayış lütfetsin!... Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın