Dr. Fahri Demir Hocamız Hakk'a Yürüdü
Din Görevlisi olarak, Hollanda ülkesine gelmezden önce merhum hocamız Dr. Fahri Demir'i tanımıyor, bizzat karşılaşmış dadeğildim. sadece basından, yayından, Diyanet'ten ismini duyuyor, anlatılanları dinliyordum.
Gün geldi, kendisi Hollanda Din İşleri Müşaviri iken, bende 1990 yılında belirtilen ülkeye görevli olarak atandım. İlk gün Hollanda'ya geldiğim zaman hocamız yeni atanan hocaları ve bende içlerinda biulunmak üzere bizleri karşılamış oldu.
Hemde ne karşılama.. İlk defa bir Avrupa ülkesine gelmişim, sağı, solu, yönü, yöntemi bilmiyor, bir yol göstericiye, rehbere, mihmandara ihtiyacımız vardı. İşte, o rehber ve kılavuz merhum hocamız oldu. Kendisinin engin tecrübesinden istifade ederek, daha önceleri Müşavir olması birikimleri, Başkan Yardımcılığı görevindeki engin tecrübesi, hasılı Diyanet'in tüm birimlerini dolaşması sebebiyle biz din görevlilerine yardımcı olması onun için çok çok kolay oluyordu.
İşte o tarihten sonra, sanki Fahri Demir hocamızı yıllarca tanımış, tıpkı uzun süre birlikte çalışmış gibi, kalbim hemen ısınıverdi, sevgim, saygım, hürmetim içtenlikle kendiliğinden oluşuverdi.
Görev mahallimde, ne tür bir sorunum oldu ise , derhal hocamızı aradım. Danıştım, fikir aldım, fikirlerinden, düşüncelerinden müstefid oldum. Aylık mutad tooplantılarda, konuştukça konuşmasını arzu ediyor, dini, fıkhı birikimlerini tanımak istiyordum.
Bir gün telefon açarak, bulunduğum bölgede bir konferans vermesini istirham ettim. Venlo'nun, eski kültür salonunda konferans verdirmeyi kararlaştırdık. Hoca efendinin bulunduğu yerde, sair hocaların, alan görevlilerinin konuşması, fikir beyan etmeleri pek yaygın değildi. Hasılı,
Konferansta sunuculuk görevini ben üstlendim. Arif Nihat Asya'nın şiirlerinden, Akif'in şiirlerinden istifade ederek, hoca efendiyi mikrofona davet ettim.
İki saat kadar mikrofonda kalan hoca efendi, İslam'ın dününü, bu gününü ve Ebu Hanife'yi anlattı. Çok çok bilgi sahibi olduk, herkeste bilgilendi.
Merhum hocamıızın vefatı, bana iki hadisi şerifi hatırlatmış oldu.
" Alimin ölümü, alemin ölümü gibidir." " Allahü Teala ilmi, insanların hafızalarından silip unutturmak suretiyle değil, lakin alimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır.... " ( Buhari Müslim, Tirmizi. İbn Mace)
Hakikaten, böylesi alimlerin, ilim adamlarının dünyadan göçmeleri geride yerleri doldurulamayacak boşluklar bırakmaktadır. Çünkü, merhum hocamız doğruluktan ayrılmamış, doğruyu konuşmuş ve bizatihi yaşamış bir alimdir.
Tüm eserlerini okuduğum gibi, inşallah, şu günlerde çıkmış bulunan mealini de temin etmeyi, baştan sona okumayı arzu ediyorum. Yıllardan beri meali üzerinde duruyor, insanımızı bilgi sahibi etmek, aydınlatmak için gecelerinden, gündüzlerinden feragat ediyordu.
Netice olarak;
Merhum hocamızı unutmayacağım. Şayet unutursam ki, onun ilmi tecrübesinden, bizzat, telefonla almış olduğum sorularımızın cçevapları , fetvalarının ağırlığı beni vefasızlıkla suçlayacak. kalbim ve vicdanım beni zaman zaman rahatsız edecektir.
Kim ne derse desin, gelenekçi kesimler, mistikler hücum etmiş olsalarda. bendeniz kendisini dualarımla gönülden alkışlayacağım. Çünkü;
Bizim toplum yapımız, hikayeye, menkıbeye, hurafeye yatkındır. Merhum hocamızda, uydurma, uyduruk şeyler bulunmuyordu. Örneğin;
Bu gün, ülkemizi kan revan haline getirmiş bulunan Fetö canbazı ile ilgili hocamızın bir anısını arzedeyim: Fetö, bir gün bağlılarını yerinde görmek, bizzat maddi yardım talep etmek amacıyla, Rotterdam'a gelir. O zaman, şimdiki gibi millet düşmanlığı, haydutluğu açığa çıkmış değildi.
Fahri beyde davet edilir bu toplantıya. Fetö, konuşmasını bitirir bitirmez, ortaya sergi açılır, Yani, Allah rızası sergisi, (!).. Fahri hocamız anlatmıştı. Orada bulunan hazirundan tam tamamına dört yüz bin gulden Fetö'nun avucuna sıkıştırarak, cennete gitmeyi garantilemiş oluyorlar.
Fahri hocamız, bizim cemaatlere kahırlanmıştı. Bazan yardım toplanır iken, bozuk para bile atacak kadar küçülen cemaatimize hayıflanmıştı. Birde, Fetö'nun yüz binleri toplamasına!..
Son söz olarak, Dr. Fahri Demir hocamıza haktan rahmet diliyor, makamının cennet, komşularının Resulullah ve sahabe-i kiram olmasını niyaz ediyor, sevenlerinin ve yakınlarının başları sağ olsun. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın