DİYANET'İN 94 NCÜ KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN!..
03 Mart 1924.. Diyanet İşleri Başkanlığı'mızın kuruluş ve aziz milletimize hizmete başlama tarihidir!.. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın; bu gün gelmiş olduğu nokta ile, o günkü güç şartları, yokluğu, imkânsızlığı bilenler iyi bilirler!..
İlk Reis!.. Merhum Rifat Börekçi hocamızdır!.. Milli Mücadeleden yeni çıkmış bir milletin , ilk Diyanet Reisidir!.. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, onun ilmine, dürüstlüğüne, ameline, şahsiyetine , ne derece vatanperver oluşuna hayran olduğu bir aziz başkandır!.. Makamı cennet olsun!..
Onun başkanlık yapmış olduğu dönemi, iyice düşünmeli, enine, boyuna, derinlemesine analiz ve tetkik etmek gerekir.
Minarelerde " Tanrı Uludur" sesleri okunmakta, millet küskün, alimler zemine çekilmiş, tamamı sus-pus olmuş insanlar.. Bir kere, ezanın susması, öylesi, bir kaç yıl değildir!.. Tam tamamına on sekiz yıl, bu aziz millet ezansız kalmış, küsmüş, küstürülmüş olduğu acı, ızdırap dolu bir zaman dilimi!..
İşte, Başkanlığın ilk reisleri, Rifat Börekçi, Şerafettin Yaltkaya, A. Hamdi Aksekili hocalarımız, bu üzücü, incitici , incinecek dönemi taa iliklerine kadar yaşamış insanlardır.
14 Haziran 1950 tarihine kadar, sabırla, sükunetle, her hangi bir taşkınlığa sebep olmayacak şekilde, vakur duruşlarından taviz vermemişler, ama on sekiz yıl sonunda, 14 Haziran 1950 yılında, minarelerde öksüzlük, yetimlik bitmiş, yeniden, hem de nasıl yeniden, Müezzinlerimiz; minarelere çıkarak, minarelerin şerefelerinden " Allah-ü Ekber" sesleri ile yeri, göğü çınlatmışlardır.
Kimi Müezzin, o gün minareye asli şekliyle ezan okumak için çıktığı zaman, heyecanlanmış, strese girmiş ve kimi zamanda oracıkta, yani minarenin şerefesinde bayılmışlar kimisi de orada Hakka yürümüşlerdir.
Oysa, minarelerin dibinde bekleyen iman yüklü Müslüman kardeşlerimizde ellerinde mendilleri ile, göz yaşlarını tutamamışlar, hüngür hüngür ağlamak sebebiyle namaz vakitlerini bile geçirenler olmuştur.
2017'nin, Ramazan ayında, Ankara'da; Ahmet Hamdi Akseki camiinde ailece teravih namazına gitmiştim. Vallahi!.. Kendimi tutamadım, namaz süresince hep, Ahmet Hamdi Aksekili hocayı yâd ettim, zaman zaman duygulandım, hislendim ve merhum başkanın yaşamış olduğu stres dolu yılları düşündüm bir de Diyanet'in bu günkü gelmiş olduğu noktayı.. Hamdü senalar olsun!..
27 Mayıs 1960 ihtilali!.. Başkanımız merhum Ömer Nasuhi Bilmen hoca efendi!.. Yine aynı sıkıntılar, dillerde dolaşan, ezanın Türkçeye tahvili mes'elesi!..
Lütfi Doğan hoca efendiler!.. Dr. Lütfi hoca efendi, yakın tarihte vefat etti.. Makamı cennet olsun İnşallah!..
Diyanet'in; en çok zor günlerini yaşamış bir hoca efendi de, Tayyar Altıkulaç hoca efendidir!.. Hiç bir zaman, ilke ve prensiblerinden ödün vermemiş, gruplara, hiziplere, politik baskılara mertçe, dürüstçe direnmiş ve başarmış bir hoca efendi!.. Hey yiğit insan!.. Allah sana uzun ömürler versin!..
1983 yılında Arafat'tayım!.. Arafat vakfesi yapıyoruz.. Dr. Altıkulaç hocamız, gecenin bir vaktinde otobüsün üzerine çıkmış konuşma yapıyor, sonuna kadar dinledim ve kendisini dualarla alkışladım!..
" Zorlukları aşarken" isimli üç cilt kitabını zaman kaybetmeden okudum, kimi zaman anıları, hatıraları, yaşamış olduğu mihnetli haller dolayısı ile irkildim ve ziyaret ederek ellerinden öpmeyi düşündüm.
2007 Şubat ayında, bir hac dönüsü sebebi ile bir kaç gün Ankara'da kalmış bulundum. Osmaniye milletvekili Şükrü Ünal hocayı aradım. Hemen Meclise gelmemi istedi.. Bu vesile ile, TBMM.ne gittim.
Şükrü Ünal hocanın makamında iken, kendisinden istirham ettim. " Tayyar hocamızı ziyaret edelim" diye.. Tayyar hocanın makamına birlikte gittik. Ve müşavirinden öğrendim ki, rahatsızmış, İstanbul'da bulunuyormuş.. Görüşme imkanım olmadı..
Tayyar Altıkulaç hocayı iyi tanımak lazımdır. Zaman zaman merhum Hamdi Mert hocadan da aşkla, şevkle dinliyordum Tayyar hocamızı!.. Onun da makamı cennet olsun!.. Dr. Fahri Demir hocamızda, aylık mutad toplantılarda, Tayyar beyden bahsederdi.. Selamlar olsun..
Hasılı, tüm reislerimiz, Başkanlarımız, Müftülerimiz, görevlilerimiz kıymet değer insanlardır!.. Prof. Dr. A. Bardakoğlu, Prof. Dr. M. Görmez ve tüm başkanlarımız elleri öpülesice insanlardır.
Netice olarak;
Başkanlık; günümüz dünyasında iyi bir yerdedir!.. Kadro bakımından maaş açısından, bina, yerleşme, plan ve proğram açısından müthiş yerdedir..
Tayyar beyin Dr. Lütfi hocanın , İsmet Karaokur beyin ve diğer Müftülerimizin desteği ile kurulan Türkiye Diyanet Vakfı, bu gün, ülkemiz sınırlarını aşmış, yurt dışını, camilerle, külliyelerle, minarelerle, ezanlarla, din görevlileri ile vatanlaştırmış, her tarafı "TÜRKİSTAN "haline getirmiştir.
Dolayısıyla, millet olarak, eski bir görevli olarak, Diyanet Başkanlığını kutluyorum. Umarım ki, Kur'an'ın okunması, anlaşılması ve emirlerinin yaşanması hususunda da üzerine düşeni yapacaktır.
Gelenekçilikten, klasik hallerden kurtulup, çağın isteklerine, her türlü mezhebi fonksiyonları, tartışmaları aşarak, inşallah!.. yep yeni yerlere, konumlara gelecektir!..
Umarız ki, TRT. Diyanet proğramları, İslamî ve Kur'ani bir kimliğe bürünür de, " şu mezhep" " Bu Mezhep" cedelleşmesinden kurtulunmuş olur. Dr. Hüseyin Kayapınar hocamız da, inşallah! Kendini yeniler, yep yeni bir üslupla milletin huzuruna çıkmış olur.
Son söz olarak, Başkanlığın 94 ncü kuruluş yıl dönümünü canü gönülden kutlar, vefat etmiş hoca efendilere rahmet, hayatta olanlara hayırlı ömürler dilerim.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın