CUMA NAMAZI !..
" Siz ey imana ermiş olanlar! Cuma günü namaz için çağrıldığınızda her türlü dünyevî alış verişi bırakıp Allah'ı anmaya koşun; eğer bilseniz, bu sizin yararınızadır. " ( Cuma sûresi, âyet 9 )
Zikredilen bu ayeti kerimenin yorumu:
" Yani öğle vaktinde cemaatle namazın farz olduğu, Cuma günü. Ama, surenin devamının gösterdiği gibi, Cuma, İslam Hukuku'nda zorunlu tatil günü değildir. " ( M. Esed, meal-tefsir)
Malum olduğu üzere, Cuma gününün bereketinden istifade etmeyi murad eden her mümin, aziz Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (sav) sünnetine uyarak cuma namazını kılmak, eda etmek için hazırlanır. Güzelce gusül ve abdestini alır, bütün vücudunu temizler, kıyafetinin temizler, hem de namazın şartlarından olan setr-i avrete uygun olmasına özen gösterir.
Etrafını rahatsız eden nahoş kokan yiyeceklerden uzak durup bunlardan kaçınarak camiye gelmenin sünneti seniyyeye aykırı bir hal ve hareket, davranış olduğunu bilir. Elbisesine, üstüne başına güzel kokular sürünerek, cumanın adabına uygun tarzda, insanların hoşuna gitmeyecek hal ve tavırlardan uzak durarak camiye gelmiş olur.
Camiye girdiğ zaman vakte dikkat eder. Vaiz efendi kürsüde konuşuyorsa onu dinler, konuştuklarını hayatına geçirmeye çalışır. 2023 yazında Afşin'da bir vaazı dinledim, vaiz bey, ismini bilmiyorum. kendi kafasındaki düşüncenin tarafgirliğini yapıyordu. Bir kısım insanların " hadis düşmanlığı" yaptığından bahsediyordu. Tabii ki, bu sözlerden kasıt, gelenekçi düşünceye ters düşen, uydurma hadisleri kabul etmeyen insanlara catmış oluyordu.
Halbu ki, kürsüler, şahsi düşüncelerden, indi görüşlerden uzak olunmalıydı. Onun içindir ki, vaiz, herkesi kucaklayacak, herkesi bağrına basacak eylem içersinde olmalıydı. Ne yazık ki, kürsüler, kürsülerde bu gibi anlatımlar sebebiyle dinlenmez, faydasız hale gelmiş, Başkanlıkta bu tür hitabelerin lüzumsuz, gereksiz olduğunu ifade etmektedir.
Cuma namazında cemaat disiplini!..
Telefonların kapalı tutulması, saflara riayet, hutbeyi aşkla ve şevkle dinlemek cumanın adabındandır.. Çünkü, hutbeye riayetsizlik, cumanın ehemmi mühim oluşunu sekteye uğratmaktadır. ayette zikredilen:
" " Seni ey Peygamber " burada, Hz. Peygamber'in kıldırdığı Cuma namazının ortasında, uzun zamandır beklenen ticaret kervanının Suriye'den geldiğinin işitiilmesi üzerine topluluğun çoğunun camiden dışarı fırlaması olayı ima edilmektedir. Ancak daha geniş anlamıyla yukarıdaki ayet , gerçek müminlerin bile her zaman uzak kalamadıkları beşerî zaafları kasdetmektedir.: yani, geçici, dünyevi menfaatler uğruna dini vecibelerin ihmal edilmesi eğilimi." ( a.g..Meal-Tefsir)
Hal böyle iken, günümüz dünyasında, kılınan ve kılınmakta olan cuma namazları, heyecansız, alelade, dostlar bizi cumada görsün alışkanlığından ibaret gibi görünmektedir. Bu sebeple,
Cuma namazının birleştirici, bütünleştirici, kaynaştırıcı yönlerini hesap ederek mes'eleye bakmamız lazımdır. Cuma kılınan mescidler, selatin camiler, kadın-erkek herkese, her kesime açık olmalıdır. Bilhassa, yıllardan beri tatbik edilen Şafii mezhebinde kırk,Hanefi mezhedinde 3 veya Hanbeli, Maliki mezheplerini aşarak mes'eleye Kur'anî bir boyut kazandırma zamanı gelmiş ve geçmektedir,
Hollanda ülkesinde, zaman zaman bendeniz Maliki mezhebine mensup insanların mescidine gitmekteyim. Hem gitmekteyim, hem de oradaki cuma namazını, içtenlikle, severek kılmaktayım. Çünkü, bizim toplumda yaşandığı, tartışıldığı gibi Zuhr-i ahir mes'elesi, düellosu bulunmamaktadır.
Ne yazık ki, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklayıcı, uyarıcı genelgesinin aksine kendi İlçem Afşin'da halen bazı imamların cemaati Zuhr-i ahir namazını kılmaya yönlendirmeleri benim dikkatimi çekmektedir. Halbu ki, Rasulullah (sav)'in, Medine yakınındaki Ranuna vadisinde kıldırmış olduğu Cuma namazını düşünmüş olsalardı, insanlara Zuhr-i ahir namazını kılmaya zorlamazlardı.
Bilhassa, imamlarımız, Teravih namazlarını davet ettikleri hanım kesimlerini cuma namazından mahrum etmektedirler. Bundan, bu boşluktan istifade eden hanımlarda toplu tesbih çekmelerine, ilimsiz yerlere, " el aldım", " el verdim" saçmalık içeren toplantılara akın etmektedirler. Tabii ki, müsebbibi kürsü insanları, imamlarımızıdır.
Netice olarak
Rasulullah (sav); " Cuma namazına gitmek, büluğa ermiş olan herkese farzdır." ( Nesai Cumua, 2) hadisi şeriflerinide buyurduğu gibi, cuma namazları bu aziz milletin birliğine, beraberliğine, tesanüdüne sebep olmalıdır.
Malikilerin mescidlerinde müşahade etmekteyim ki, hanımlar, cuma namazına güzelce elbiselerine bürünerek camiye gelmekteler, imamın hutbesini dinleyerek, namazı toplu birlikte eda etmektedirler.
Çünkü, hanımlar, cuma namazında verilen vaazı dinleyip, hutbeyi takip ederek, topluca cuma namazını eda ederler. Topluca dua ederek evlerine dönerler. Ümid ederiz ki, Başkanlık bu mes'eleye yoğunlaşırda, "camileri erkek mescidleri "olmaktan kurtarmışlar olur.
Sözün burasında, Afşin Ashab-ı Kehf külliye caminin altındaki kız ve erkek öğrencilere yönelik kütüphaneyi açanları kutluyorum. Sebep olanlar, ister Sefer Turan bey olsun. ister Müftü Hayrullah Balta hoca efendi olsun, emeği geçen herkesi canü gönülden tebrik ediyorum.
Son söz olarak, Camilerimiz, cuma namazlarımızı Emevi zihniyetinden kurtarıp Rasulullah ve haliife-i mürşidelerin dönemlerine kavuşturalım.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın