ÇOCUKLARIN BAYRAMI!..
23 Nisan günleri, çocukların bayram günüdür. Her gün onlara bayram iken, bu günün çocukların hayatında, zihin dünyalarında ayrı bir yeri bulunmaktadır.
" Hani Rabbin Ademoğullarının sulblerinden onların soylarını her ne zaman çıkaracak olsa, onları kendileri hakkında tanıklık etmeye çağırır; " Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Onlar cevaben, " Elbette, buna tanıklık ederiz" demişlerdi. Böyle yapmanız kıyamet günü, " Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir." ( 7/12)
O tarihten bu yana, çocuklar din ile, dini sorularla, gelişmelerle muhatap olmuşlardır.Çünkü;
" Çocukluk dönemi dini gelişimin üçüncü belirgin özelliği taklittir. Taklit çocuğun gelişimi ve kişiliğinin şekillenmesinde en temel öğelerden birisidir.
Çocukta çok yüksek derecede yetişkinleri taklit etme becerisi vardır. İlk çocukluk evresi (2-6) yaş) taklit evresi olarak isimlendirilebilir.
Gelişim sürecine bağlı olarak çocukta zihinsel, duygusal ve psiko-sosyal gelişimlerin yanında, dini anlayış biçimi de daha belirgin bir hal almaya başlar.
Fakat okul öncesi dönemde dini inançlar çocuklar tarafından açık bir şekilde kavranamaz, Bu yaşlarda .çocuk özellikle yetişkinleri taklit etme eğilimindedir.
Çocuk bu evrede karşılaştığı alışkanlıkları, gelenek ve görenekleri tutum ve davranışları, sözleri ve hayat biçimlerini bilinçli ve bilinçsiz olarak taklit etmeye çalışır.
Öyle ki taklit sadece hareketlerde olmaz, duygular ve heyecanlar da taklit edilir. Çocuğun dini yaşayışı öğrenip bu konuda alışkanlık kazanabilmek için taklit etmeyi sık sık kullanır.
Zaten din ile ilgili gördüğü şeyleri ve anlatılanları kabul etme eğilimindedir. Ailedeki kişilerde gördüğü ibadet türü davranışları örnek olarak alarak kopya eder." ( Nida, sayı 177-72)
Bu satırlarda ifade edildiği gibi, bizler din görevlileri olarak istiyoruz ki, camilerimiz, mescidlerimiz çocuklara kapalı olmasın, saflarda yerlerini alsınlar, büyükleri sürekli taklit etsinler.
Benzetmiş olmayayım, camilerimiz, çoçukların oyun yerleri olsun, hoplasınlar, zıplasınlar, büyükler onlara iğreti gözle bakmasınlar, "het hüt" demesinler!.
Onun içndir ki, camilerimizde her türlü yarışlar yapılsın, şiir okumaları, dini hikaye dinlemeleri. tarihimiz, coğrafyamızın özellikleri, bölgemiz bir bir anlatılmalı, büyüklerimiz, şairlerimiz onların dimağlarına yerleştirilmelidir.
İslam dininin özellikleri, İslam önderleri, büyükleri, komutanları, Hz. Ömer'ler, Hz. Ali'ler, Halid'ler, Hasan'lar ve Hüseyin ve benzeri civanmertler tek tek anlatılmalıdır.
Örneğin, Ashab-ı Kehf Gönül Elçilerinin kılık kıyafetlerinin mana ve anlamları çocukların zihin dünyalarına yerleştirilmelidir. Onun içindir ki, o yaşlardaki çocuklar, görsel olarak Ashab-ı Kehf'e götürülmeli,onların duygu ve düşüncelerine güzelce yerleştirilmelidir.
Müslüman Türk'ün tarihi sıradan, basit ve iğreti bir tarih değildir. Tüm ecdadımız onların beyinlerine enjekte edilerek, onların seviyelerine inilerek izah edilmelidir.
Osmanlı'nın kuruluşu Osman Gazi, Fatih ve İstanbul'un fethi, kurtuluş savaşımız, Cumhuriyetimizin kuruluşu, bu aşamada geçirilen safhalar Mustafa Kemal Atatürk ve son devrin Tük,İslam büyükleri bir bir anlatılmalıdır.
Netice olarak;
23 Nisan günleri bir sevinç, alkış alma günleri olmalıdır. Büyüklerimiz, anne-babalar bu güzel güne itibar ederek önem ve ehemmiyet göstermelidir.
Büyüklere saygı, küçüklere sevgide kusur etmeden yerine getirilmelidir. Anne-baba saygısı, tüm yakın dostlara karşı tavrımız çocukların zihin dünyalarına zerkedilmelidir.Dolayısıyla,
Her günümüz 23 Nisan olmalı, bu günlerde sevinçler yaşanmalı, üzüntüler terkedilmelidir.
Geleneksel çocuk oyunlarımız çocuklara anlatılmalı, örnekleriyle gösterilmelidir. Öğretmenlerimiz, din adamlarımız örnek gösterilerek, onlara saygıda kusur işlenmemelidir.
Son sözler olarak, çocukların bayramı olan 23 Nisan günlerini içtenlikle kutlar, günün hayırlara vesile olmasını niyaz edeiim.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın