ÇERKES KATLİAMI !...

Ne garip bir dünyada yaşamaktayız!..  İnsan haklarından, insan sevgisinden dem vuran koca koca ülkelerin, azıcık dibini kurcalarsak, dibacelerine inmiş olursak, unutulmaz vahşetlerin yaşanmış olduğu, katliamların birbiri peşi sıra devam ettiği görülmüş olacaktır. 

       Örneğin, tarihite  yaşanmış olan bir Çerkes katliamı vardır, ve tüm insanlık bu katiliamı yakinen bilmektedir. Bir buçuk milyon Çerkes milleti, inançlarından ötürü, imanlarından ötürü, katliama maruz bırakılmışlar, ölenler ölmüş, kalanları da Türkiye topraklarına, bir kısmıda Suriye-Filistin coğrafyasına sürgün edilmişlerdir. 

     Ülke ve millet olarak " Ermeni diasporası" ile suçlanan aziz milletimiz, nereye gitmiş olsa, Batı ülkeleri, ABD. Sovyet Rusya gibi ülkeler bizleri böylesi bir suçla itham ederken, kendilerinin işlemiş oldukları cinai katliamları yok hükmünde görmüşler ve görmektedirler. 

       Halbu ki, aziz milletimiz, " Çerkes katliamı"na maruz kalmış, insanlara kucak açmış, Kafkas'lardan ülkemize sığınan Çerkeşlere himmet ve merhamet kanadını açarak, onları ülke topraklarına yerleştirmiştir. 

      Çerkes sürgününne tabi tutulan Anapa, Novorassiyk, Gelincik , Soçi  ve Adler Çerkesleri, aziz milletimizin engin merhameti sayesinde, Türkiye topraklarını vatan edinmişler, örf ve adetlerini, gelenek ve törelerini aksatmadan yaşar olmuşlardır. 

     Çerkes sürgünü sebebiyle, her yıl Türkiye'de yaşayanlar tarafından  da anılmakta, deniz kenarında " Nart ateşi" yakıp çevresinde " mezar taşı nöbeti" tutulan anma törenleri " sürgün andı" okunması ile sona ermektedir. 

      Çerkesler, bildiğim, gördüğüm, müşahade ettiğim kadarıyla kavgacı, döğüşçü, nizahcı insanlar olmayıp, medeni insanlar oldukları bilinmekte ve yaşantılarından bunu anlamaktayız. 

      Anadolu'nun  muhtelif yerlerinde yaşadıkları gibi, kendi İlçem Afşin'a bağlı Soğulcak köyü, Aşağı-Yukarı Kargabük, Deveboynu, Yazıköy gibi köylerde rahat rahat yaşayıp gitmektedirler. 

     Yine bir İlçemiz olan Göksun'a bağlı, Kamışçık, Fındık, Çardak, Korkmaz ve benzeri yerlerde yaşayan Çerkesler, Çeçenler,  din ve diyanetlerine sım sıkı bağlı, dinlerinden ödün vermeyen vatandaşlarımızdır.

       Ne acı ki, emperyal devletlerin yapmış oldukları soy kırım, katliam, tehcir, yok etme, kadın kız demeden vahşiyane bir şekilde öldürme vak'aları göz önüne alınmamaktadır. 

      ABD'nin Kızılderililere soy kırım cürmü, Irak ülkesinde katliam, Rus Çarı'nın, Lenin'in ve Stalin'in Çerkesleri yok etme, sürgün eylemleri, Fransa'nın Cezayir Müslümanlarına  yaptıkları zulüm ve tüketme politikaları hiç bir zaman nazari itibare  alınmamaktadır. 

     Oysa, Türk milletinin, Ermeni vatandaşlarını bir yerden bir yere nakli ABD. Başkanı yaşlı Joe Biden'in bile diiine dolamış bulunduğu " soy kırım" yalanına millet olarak maruz kalmışızdır. 

      Siyonist Yahudilerin, Filistin'liyi tüketme, yok etme, yerlerinden, yurtlarından çıkarma siyasetleri hiç bir insancığın dikkatini çekmemektedir. Hatta, Siyonist Yahudiler, bu tür vahşilikleri ile alkışlanmakta, " aferin" almaktadırlar. 

      Netice ve sonuç olarak;

     Çerkesler, Çeçenler ve tüm Karadenizin ötesinden sürgün edilmiş insanlarımız, biizim kardeşlerimizdir, Müslüman dostlarımızdır. 

      Sürgünün acısını çekmiş bu insanlar, medeni insanlardır. Kendi aralarında olduğu gibi, sair yerlerde yaşayan insanlarla da her hangi bir kavgaları, gürültüleri olmamaktadır. 

      Söz konusu dostlarımız, bu ülke topraklarını kendi vatanları gibi vatan bilmiş, bu bağlılıklarını savaşta, barışta izhar eden insanlardır. 

     Düğünleriyle, dernekleriyle, Kafkas usulü danslarıyla örnek kitlelerdir. Çünkü, bir kere Sovyet tarafından gadre uğramışlar, vatanlarından, yurtlarından çıkarılmışlar, bir milyona yakın  insanda kara toprağın bağrına düşmüş, kalanları da  Türkiye topraklarına gönderilmiş masum, mağdur insanlardır.

     Onun içindir ki, her yıl  21 Mayıs günlerinde onların çekmiş oldukları acıları paylaşıyor, dertlerini dert biliyoruz. 1864 tarihi, 21 Mayıs günleri onlar için bir felaket, yok edilme, toptan imha günleridir. 

      Ümit ederiz ki, dua etmekteyiz ki, böylesi medeni kitleler bir daha bu tür zulme giriftar olmazlar, Türkiye topraklarında, Uzun Yayla, Düzce, Göksun ve Afşin ve benzeri yerlerde vatan acısını hissetmeden inşallah! Yaşamış olurlar.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir