CAMİLER VE DİN GÖNÜLLÜLERİ HAFTASI!..
Haftanın, Din Gönüllülerine ve milletimize hayırlar getirmesini, huzur ve mutluluk vermesini niyaz ederek yazıma başlamak istiyorum: Her şeyden önce Din Gönüllülerini tanımamız, onların dünyasına girmemiz gerekir.
Başkanlıkta; yüksek düzey hoca efendilerle bir olmuş, görev yapmış bir Diyanet dostu emekli görevli olarak diyorum ki, insanımızın, peşinde namaz kıldığı, güzel sesiyle ezan okumuş olduğu ehli gönülü bilmesi, onu anlaması, mihrabiye okurken, ezanı terennüm ederken niçin duygusuna hakim olamadığını bilmeliyiz.
Bölge olarak, Elbistan İlçesinde yetişmiş Hafızı kurraları yakinen tanıdım. Şerif hafızı, Boynueğri hafızı, Müftülerden Ahmet Bilici merhumla arapça talimde aşina oldum. Makamları cennet olsun!..
Hemen İlçemiz Afşin'a gelirsek, meşhur alim Durdu efendiyi, hoca Nasrullah isimli inkılap insanını, onun Zuhr-i ahir ismli uydurma namazı terkettirmek için ne tür mücadeleler verdiğini nasıl yabana atarız?
Ya Müftü İbrahim Acar hocayı?.. El'an Samsun'da yaşamaktadır. Kendisine sağlık, afiyet diliyorum. Cedelleştiği şekerden şifayap olmasını niyaz ediyorum.
Tam tamamına beş yıl acısıyla, Tatlısıyla beraber çalışmış olduğum Müftü Ali Kara beyi, merhum Ahmet Komşul'un , heyecanlı, iman dolu hallerini unutmam mümkün değildir. 12 Eylül öncesi Konya'da İl Müftülüğü yapmış bulunan büyük alim, Türkiye Diyanet Vakfı Kurucuları arasında bulunan İsmet Karaokur üstadı, onunla geçen 35 günlük hac yolculuğumu unutmayacağım!..
Bilmem ki, Afşin İlçemizin hatırı sayılır hangi namlı hocalarını, hafızlarını nasıl anlatayım? Hasan Hafızı mı, Hüseyin Pamuk hocayı mı? Son dönem yetişmiş ve isimlerini tek tek yazamadığım genç gönül ehli hoca efendiler beni bağışlasınlar, onları tek tek yazamadım!.. Yusuf Donar, Adnan Polat hoca efendiler gibi.
Dolayısıyla, her telden çalan bir fani olarak; gücüm nisbetinde edebiyatla, şiirle meşgul olduğum için, Hollanda da 1994 yılında, bir seminerin son gününde, hoparlörden ismim anons edildi. Gittiğimde, hocam ve müşavirim merhum Hamdi Mert'le karşılaştım!.. Bana dedi ki!
" Şerafettin hoca!.. bu akşam seminerin son gecesindeyiz. Büyükelçimiz, Başkan Yardımcısı Halit Güler bey, Konsolos beyler, Ataşeler ve tüm devlet erkanı bu geceye kaldılar!. Senin , ne kadar ozanın, şairin, edibin var ise tümünü çağır, gecemize renk katmış olsunlar!" Dedi.
Hakikaten, seminerin ana salonu dop doluydu. Klasik, kafama göre bir proğram yapmıştım. Din Görevlilerinin arasında meşhur olmuş ilahi, naat ve kaside söyleyenler, mevlidhanlar, Türk Sanat Müziğine yatkın olanlar, İbrahim Tatlı Sesi aynen taklit eden Sarı Süleyman hoca!.. Fıkra anlatmada bir numara olan Ataşe Besim bey!... Kimler yoktu ki!..
Akşam yedide proğramı başlattım, sunucu olarak, ilk defa Arif Nihat Hocanın " Bayrak!" isimli şiirini ben okumadan önce , Abdullah Sraıözkan hocaya Kur'an tilaveti yaptırdım.
Hasılı, o geceyi unutmayacağım. Gece saat iki olmuş, kimsecikte uyku, yorgunluk emaresi bulunmuyordu. Başkan Yarımcısı Halit beyi final ve gece hakkındaki duygu ve düşüncelerini öğrenmek üzere sahneye davet ettim.
Halit hocamız, halen proğramın etkisi ile gülüyor, bu geceyi ömrü boyunca unutmayacağını ifade ediyordu. İşte, hoca efendilerin; açık, seçik gönül dünyaları böyledir. Ölüsü olanın yanında ağıtçı, neşeli olanın yanında neşe saçan, hastanın yanında hasta, dertlinin yanında dertlidirler!..
Netice olarak;
Gönül insanları olan hoca efendilerini, mihrab ve kürsü insanlarını iyi tanımalıyız. Onların, kışı, soğuk günü, yazın sıcak günü, zifiri karanlığı bulunmamaktadır.
Onlar, " Barışın güvercinleri, kavganın hitame erdiricileridir!" Aleyhlerinde konuşulanları duyduklarında, güler geçerler. "Selam size!" derler.
El alem, herkes, onların hakkında ileri geri konuşanlar, sabahın seher vaktinde horul horul uyurken, Din Gönüllüleri, minarenin şerefesinde Tekbir halindedir!..
Ramazan güvercinleri olarak, teravihlerde, mukabelelerde; Kur'an'la insanımızı tanıştırmakta ve buluşturmaktadırlar. Varsın, onların gıybetini yapanlar ha bre yapsın dursunlar!.. Zararlı çıkacak onlardır.. Din Gönüllüleri haftası mübarek olsun!..Selam ve dua ile!..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın