BU GÜN KARTALKAYA, YARIN NERESİ?..
" Allah yolunda öldürülenler için " ölü" demeyin! Aksine onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz." ( Bakara sûresi, âyet 154)
Zikredilen bu ayeti kerime meali, Allah yolunda şehit olmuş insanları kapsamaktadır. Bendeniz, buna rağmen Kartalkaya faciasında yanan mazlumlara atfen söz konusu ayeti kerimeyi yazmayı, dillendirmeyi muvafık buldum.. Kartalkaya yangının da vefat etmiş insanlarımıza rahmet, makamlarının cennet ve yaralı kurtulanlara acil şifalar niyaz ediyorum.
Grand otel yangını, millet olarak, ülke olarak bizleri derinden üzmüş, göz yaşlarımıza hakim olamamıştık.. Tabii ki, üzülmemek, içtenlikle ah vah etmeden geçmemiz mümkün değildir..
Ama, ne hazindir ki, 78 insanımızın ölmesine, cayır cayır yanmasına sebep olanlar , hali hazır ortada boy göstermekteler, olayı eveleyip, geveleyip geçiştirmeye çalışmaktadırlar. Otel, hangi İl'imiz sınırları içerisinde bulunduğu ayan beyan ortadadır.
Söz konusu bağlı bulunan İl'in Belediye Reisi, Ankara'ya " Hak-Hukuk-Adalet Yürüyüşü" yapabilirken, her nasılsa Kartalkaya'ya yürümeyi akledememiş ve düşünememiştir. Mezkür İl Belediyesinin yangın kuruluşu, itfaiyecisi yok mudur acaba?
Maalesef, ülke olarak, millet olarak sefilleri yaşamaktayız!.. Böylesi yangın faciası karşısında sorumlu kimse bulunmaz, sel felaketleri olur bölge Belediye reisleri, suçu, kabahati ilgisiz ve alakasız yerlere atarlar.. Şehrin otobüsleri takla atar, çalışmaz kabahati günahsız insanların üzerlerine atarlar..
Aslında, Roma'da Papayı ziyaret edenler, Fransa sahillerine akın akın yürüyen zevat, Grand otelin yolunu bulamamış, bulduysa da, pişkinlik gösterip, boş vermiştir.. Üzülerek ifade etmeliyim ki, dert büyüktür, söz konusu derdimize merhem olacak kimsede bulunamamaktadır.
Böylesi bir acı olayı kadere bağlamak, yanlışın yanlışı cehaletin dibe vurmuş halidir. Böylesi bir vak'a Batı ülkelerinde meydana gelmiş olsaydı, yer yerinden oynar, suçlu derhal tespit edilir, alakalı insanlar yerinde oturmayıp, samimi olarak suçlarını itiraf ederek adalete teslim olurlardı.
Acılı ailelere, yakınlarına sabır niyaz ediyorum. Ne demek yahu? Alevlerin arasında kalarak, bağıra, çağıra ölmek?.. Kimileri, yanmamak için yukarı katlardan atlayarak ölmüşler, kimileri de yaralı, sakat kalmıştır.
Üzülerek, kahrolarak ifade etmeliyim ki, bir kısım sabunu kuru insanlar, olayla dalga geçmekte, ölenleri, sakat kalanları suçlamaktadır.
Netice olarak;
Yüce Rabbimden niyazım!.. Bir daha bu aziz millet evlatlarına acı, keder, göz yaşı, ahı figan göstermesin!.. Kendi bölgem, Afşin'da, Elbistan'da zuhur eden deprem faciası, hali hazır yürekleri kanatmakta, dualarımızda bunlarla oturup kalkmaktayız!..
Hal böyle iken, Grand otel yangınında ölen çocukların feryatları, ahı eninleri bizleri dilhun etmiş, etmeye de devam etmektedir. Nasıl etmesin ki, millet çocukları, cehennem olayını bu dünyada yaşamışlar, imdatlarına " Kurtarın" çığlıklarına yetişen, el uzatan, kimse bulunmamıştır.
Gidişat böyle iken, kimi insanlarımız suçlu bulmaya çalışacaklar hemencecik, çarçabuk da bulmuş olacaklardır!.. Kader mes'elesi!.. (!) Tabii ki, tedbir almadan, sebeplere yapışmadan meydana gelmiş tüm olaylar birer kader mes'elesi değildir..
Rabbimiz!.. Tüm ölmüşlerimize rahmet eylesin, makamlarını cennet eylesin, kalan yakınlarına sabırlar versin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın