Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

 BEBEK Mİ, KÖPEK Mİ?..     

Batı ülkeleri ve ülkemiz de bile, kadının eline, çocuk yerine köpek zincirini tutuşturdular. Ve anne olacak, çocuk büyütecek, yetiştirecek bayana " Çocuk yok, köpek olsun" talimatıyla sokaklara salla seyip kapıp koyurdular. 
      Eline, Köpek tutuşturulan zavallı, biçare hanımcağız (!) ne yapacaktı? Elinde, mini, minnacık köpeği ile, kuaför salonlarına, pastanelere, parklara, bahçelere, öylece gider olmuştur. 
     Ne diyelim ki!... 
     Bebeğe bakmak, yetiştirmek, altını, üstünü değiştirmek, ona İslamî edep ve terbiye vermek zor mes'eledir!.. Ayrıca, bir handikap daha vardır ki, bebek yapmak, çocuk doğurmak, bayanların şeklini, suretini, tipini, değiştirip, bam başka bir hale sokmaktadır. Süfli anlayışı!.. 
     Kilo almak riski, çevresine ve kocasına karşı çirkin görünmek kâbusu, onu mecburen köpek bakmaya, köpek gezdirmeye itmektedir. 
      Batı ülkesinde yaşamış olduğum için, yakın bir komşum bulunmaktadır. Genç karı ve koca!.. Hemen bizim evin bir iki ev ötesinde oturmaktadırlar. 
      Bu genç karı-koca, çocuk yapmazlar, bir köpekleri bulunmaktadır. Sabah bir seans, akşam bir seans onu seve seve gezdirirler, çişini yaptırırlar, sallapati sokağa pisleyecek olursa, hemen müdahale ederek, ellerindeki küçük naylon poşetle köpeğin pisliğini hemen alarak, çöp kutusuna atarlar. Bazan da atmazlar, çünkü, özel köpek pislikleri için ayrılmış alana bırakırlar. O kadar da nazik ve incedirler. 
       Bu komşularımla, karşılaştığımda selamlaşırız, " Hallo" demeden kendilerde geçmezler, bende!.. Ve bir gün baktım ki, süslü, püslü, bir el arabası yani " bebek arabası" gördüm ellerinde. Hayret ve tuhafıma gitti doğrusu!.. 
      Düşündüm!.. Acaba bunlar ne zaman bebek yaptılar? diye hayretimi gizleyemedim. Maalesef, bu hayretim beni zorladı, yanlarından geçer iken, bebek arabasının içerisine bakmak zoruna kaldım. Bir de ne göreyim?
       Bizim komşular, söz konusu genç karı koca, köpeklerine yumuşacık, süslü, püslü araba yaptırmışlar, köpekçeğiz, üşümesin, incinmesin diye de, konforlu, emektar bir şekilde içerisine köpeğe göre, yastık, minder koyarak, gezdirmeye başlamışlar!.. 
      Benim bu hayretim, dikkatlice bakmam, hoşlarına gitmiş olacak ki,  her karşılaştığımızda selam faslını, " Hallo" demelerini daha uzatır, daha içten söyler oldular. 
     Üzülerek itiraf etmeliyim ki, gerek bizim neslimiz, gerekse sair topluluklar bu ahval ve hal üzere yaşar olmuşlardır.  Çünkü, çocuğun kahrına katlanmamak, eziyetine, yemesine, mamasına, çişine, uyumasına, yatmasına  ve büyütülmesine  razı olmamak sonucu, bir nesil kıtlığı, köpek çokluğu yaşanır olmuştur. 
       Kadın; asrilik, çağdaşlık adına neler neler yapmaktadır?!.. Kocanın eziyetine katlanmamak için dul olmayı, kocasız yaşamayı evli kalmaya tercih etmektedir. Biçare kadın, akşam-sabah, kuaför salonlarında , vakit öldürmekte, tesettürsüzlük adına üryanlığı, çıplaklık kültürünü medeniyet sanmaktadır. 
      Bilmem ki, bu gidişat, yön, istikamet nereye kadar böyleece  devam edecektir?.. Flörtün önü alınamamakta, kadın-erkek düelloları ha bre çoğalıp gitmektedir. 
      Sonuç yerine;
     Bilginler, bilim adamları, İlahiyatçılar, Diyanet İşleri Başkanlığı, düşünürler, ehl-i Kur'an tefsirciler, ahlak adamları bu işe bir çare, bir deva bulmalıdırlar!.. 
     Bizim milletin, ev düzeni, bozulursa ki- bozulmaya yüz tutmuştur. Düzeltmek, tamir etmek, çare bulmak zor olacaktır!.. Onun içindir ki, vakit var iken, kıyamet kopmamış iken, fikir erbabı, ahlakçılar el ele verip, konferanslar, sempozyuumlar, paneller yapmalıdır.
      Camilerin kapılarını hanım kitlelere kapatmamalıdırlar. Hanım kitleleri, imamları dinlesin, konferansçıyı dinlesin, tüm  din uzmanlarını dinleyerek gittikleri yolun yol olmadığını öğrensinler.
     Bir diğer menfi yönde, kadını, sokağa dökmek, çekmek isteyen, arzu eden mahfiller köşede pusu kurmuş haldedirler. Arzuları, "evdeki kocayı kov, tesettürü fırlat at, keyfince yaşa, Bebek sevme, köpek sev", müfrit ve ifritçe oyunlarla hanımlarımızı sokağa çağırmaktadırlar. 
      Böylelikle, kadını değersizleştirmek, annelik vasfını öldürmek, ırzını ve namusunu tarümar etmek isteyenlere fırsat vermemeliyiz. Rabbimiz!.. Ümmetin annelerine akıl, bilgi ve Kur'anî anlayış lütfetsin!.. Selam ve dua ile...
      Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın