BAYRAĞIMIZI YIRTAN HERGELE!..

  " Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim,
        Yer yüzünde yer beğen,
        Nereye dikilmek istersen,
        Söyle, seni oraya dikeyim!"  ( A. N. Asya)
                       ....
     Bayrak şairi, şiirin büyük ustası, Türk ve Türklük dertlisi merhum Arif Nihat Asya hocamızı rahmetle, minnetle anıyor, mekan ve makamının cennet olmasını niyaz ediyorum.. 

     Maalesef, küçük beyinler, idraki kıt, akılsız  sefihler  her şey yapabilirler... Bayrağımızı, hemde toplumun huzurunda yırtan Hergele; hemde sıradan bir kimlik sahibi değil, Avrupa Parlamentosu üyesi  Yunan parlamenteri faşist Loannis Lugas'dır.. 

     Yaşı, yerde sayılasıca 48 yaşında, 2012-2019 yılları arasında Altın Şafak partisi milletvekili. Söz konusu soytarı, şimdilerde bağımsız olarak parlamentoda çalışmaktadır. 

      Irkı batasıca ırkına çekmiş.  Tarihi olayları hatırlamış, 1071 Malazgirt Meydan muharebesine gitmiş, Sultan Alpaslan tarafından esir alınan kralın, huzurda, süklüm, büklüm ter döktüğünü, sultanın önünde imdat, merhamet, himmet, yardım isteğini hatırlamış, ve bu durum sebebiyle içi, içine sığmamış, Türk bayrağını yırtmıştır!.. Kahrolasıca!.. 

     Kartal burunlu, büyük sultan Fatih'in; Yunan topraklarını çiğnediğini hayalen taa, taa ötelere gitmiş ve kendisini frenleyememiş!.. 

     " İzmir'in işgali: 15 Mayıs 1919- 9 Eylül 1922.. 

     Atatürk İzmir'e geldiğinde konaklaması için İzmir Karşıyaka'daki İplikçizade köşkü ayrılmıştı. Karşıyakalılar, Ata'mızı buraya davet ediyorlardı.  İşgal döneminde Yunan kralı da burada kalmıştı. 

     Atatürk; köşke geldiğinde yerde Yunan bayrağı görür ve efsane olan o tarihi konuşma yaşanır. Her taraf çiçeklerle bezenmiş bir otomobil ile Karşıyaka'ya gidip köşke girmiş. Bir de ne görsün! Merdivenlerde yere serilmiş kocaman bir Yunan bayrağı!.. 

     Gazi sormuş!  - Nedir bu?.. Halk anlatmış! - Yunan kralı bu eve girerken bu basamaklarda Türk bayrağını çiğnemişti, paşam!.. 

     Gazi kaşlarını çatmış ve demiş ki:  - Hata etmiştir!.. Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun  yerlere serilmez ve çiğnenmez, kaldırınız!"

     İşte, devlet adamı olmak böyle bir davranıştır.. Devlet adamı, küçük işlerle iştigal etmez, var ise, bir sancısı, mide ağrısı, sıkıntısı, beyin iltihabı, adam gibi meydana çıkar, " Ben buradayım" der. 

     Behey şaşkın, hislerine hakim olamayan Loannis!.. (!).. Vallahi, Billahi Türk gençliğinin, bayrak severlerinin hislerini, sevgisini, sevdasını ölçmeye boşuna kalkmışsın!.. Senin yapmış olduğun hareketi, benim torun Furkan, Ahmet bile tenezzül edip yapmazlar!.. 

     Anladım!.. Senin maksadın meşhur olmak, hem de Türk Bayrağının sırtından meşhur olmak!.. Lütfen bu oyuna gelemeyiz!.. Senin suratına bile tükürmeyi değmeyecek kadar pespaye bir hödük ve Hergelesin!.. 

     Netice olarak;

     Tarih, tarihi vak'alar, çok kurcalanırsa, senin gibi atalarıyın mezelletleri ortaya çıkacaktır.. Küçüldükleri, el, ayak öpmeleri ortamı sarıp sarmalayacaktır!.. 

       Türk -İslam tarihinde, bayrak, önemli, ciddi bir mes'eledir. Bedir'de, Uhud'da ve Mute'de canlar pahasına yere düşürülmemiş, eller, kollar ve boyunlar verilmiş ama, yerlere düşürülmesi, tepelenmesi mümkün olmamıştır. 

       Bazan, Yoannis gibi budalalar, Kıbrıs'ta bayrak direğine tırmananlar olmuş ama, hak ettiği cevabı almış, tepe taklak al aşağı edilmiştir. 

     Öfkemiz, gazabımız kabarırsa, hepimiz birer Alpaslan olur, Fatih olur ve Atatürk'ün ilk defa " Ordular!.. İlk hedefiniz, Akdenizdir.." şerefli emrinde olduğu gibi, yine kükreriz, Ege'ye sığmaz, Atina kapılarında mola vermiş oluruz!.. 

      Bayrağı yırtmak, çocuksu, yarı megaloman bir yaşam tarzıdır. Ümit ederiz ki, tez zamanda, bir Psikiyatris'e gider, genel bir kontroldan geçmiş olursun!.. . 

     Rabbim!. Bu aziz millete; bayrağına, ezanına, minberine, mihrabına, kubbesine, ırzına ve iffetine hiç bir küfür artığını musallat etmesin!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir