BATININ VELED-İ ZİNASI MARKSİZM !..
Üzerinde yaşamış olduğumuz şu dünya, nice nice inananları gördüğü, barındırdığı gibi, bunun yanı sıra, hiç bir şeye inanmayan, kalp ve kafalarında Allah düşüncesi olmayan sapkınları da yaşatmış ve görmüştür.
Ötelere gidecek olursak, Firavun, Karun, Hama, Nemrud, Ebu Cehil, Ebu Lehep ve benzeri bir hayli münkir insancık, beşeriyeti azdırmış, yollarını şaşırtmış, içinden çıkılmaz mecralara sürüklemişlerdir.
Nemrud, laini Anadolu topraklarında yaşamış ve güzel topraklarımızı kirletmiştir. Halende, heykelleri ile, putları ile ülke topraklarımızı ibret almamız için kirletmeye devam etmektedir.
Yani, düünyanın neresinde bir mülhid yaşamış ise, orada tabii ki, eserleri halen var olmaktadır. Firavun'un binlerce emekçi insanın canı pahasına yaptırmış olduğu piramitleri gibi, Nemrud'un eseri de Adıyaman bölgemizde, insanların bu sahte tanrıların sonucundan ibret alması için sergilenmektedir.
Demek ki, yer yüzünde sahte tanrılar eksik olmamış bundan sonra da olmayacaktır. 19 ncu, 20 nci çağımızda bile, sahte tanrılar görülmüş, insanları avlayarak, kandırarak Allah yolundan saptırmışlardır.
Marks; " Das Kapital" isimli kitabı ile, yetişen nesillere çelme takmış, beyinlerini yıkamış, onların yolunu, Allahsızlık yoluna yöneltmiştir.
Millet olarak, bizlerde Marks'ın batıl düşüncelerini sinemize kadar yaşamış, görmüş, müşahit bulunmuş bir milletiz. Nice nice gencimiz, Lise okullarından başlamak üzere, üinversite bünyesinde Marksizmle tanışmış, onun batıl yön ve yöntemini öğrenerek, milletin ve anne, babanın başına bela kesilmişlerdir.
Marksizm tüm dünyada çeşitli kollara ayrılmış olduğu gibi, fikir babalığı yapmış olduğu gibi, ülkemizde de, komünizm, aşırı sosyalizm, sosyalizm, sol adları altında, kliklere, gruplara ayrılarak, anarşizmde öncülük yapmışlardır.
Bir kere, Batı alemi, Hz. İsa'nın peygamberliğini göklere uçurarak, Hz. İsa'yı tanrılaştırarak peygambersiz kalmışlardır. Hal böyle olunca, bir boşluk meydana gelmiş, tabii ki, bu boşluğu nasıl dolduracaklardı?
Batı'nın veled-i zinası olan Marksizm belası, hem Batı dünyasını idare etmiş,hem de Rus, Çin ve benzeri ülkelerin devlet adamlarına akılda, düşüncede, eylemde, anarşide yol ve yöntem olmuştur.
Sovyetlerin lideri Lenin sapkını Marksizm'i idealleştirir iken, Stalin Marksist görüntü verir iken, Mao; Çin'de hala Mao olarak anılır iken, özel yaşamlarında lüks içerisnde idame-i hayat etmişler, konfordan, lüks yaşamdan taviz vermemişlerdir.
Örneğin, ülkemizde bir dönem moda olan Marksizm, ekseri zengin kesimlerin mumla aramış olduğu, çocuklarının da Marksizm'e uşaklık yaptıkları bilinir olmuştur.
Ülkemizde, son kırk yıldan bu yana cereyan eden, yaşanmakta olan terör hadiselerinin elebaşları da Marksist sapkınlığına inanmış, bedenlerini koymuş insanlardır.
Kandil'deki, Marksist baronlar, bin bir lüksün içerisinde yaşar iken, etraflarına topladıkları, kaçırdıkları gariban çocuklarda bitin,, pirenin içerisinde ölüp gitmektedirler. Ama, kendileri, toplanan haraçlarla, üyelik aidatları ile, keyiflerine göre yaşamaktadırlar.
Mes'elenin, bir başka boyutu daha vardır ki, Marks olsun, kapitalizmin hocaları olsun, tamamının soyu, sopu Siyonizme dayanmakta, Yahudi olduklarını ört bas etmeye çalışmaktadırlar.
Ülkemizde, nice nice Alevi gençler, Marksizme aldanıp, Alevi mezhebini bile inkar eder olmuşlardır. Çünkü, Alevilik mezhebinin içerisi Dedeler tarafından boşaltılmış, Hz. Ali'ye " Tanrı" diyecek kadar alçalmışlar ve neticede, o yoluda terkederek, Allah'sız bir dünya ister olmuşlardır.
Netice olarak;
Bu meselede, millet efradına büyük görevler düşmektedir. çoçuklarımıza sahip çıkmak, onları her türlü sapkın, ifrat yolundan alı koymak, onları Allah yolu olan Kur'an üzere yetiştirmektir.
Neslimizi, bir husus tatmin edecektir ki, bu hususta, aziz kitabımız Kur'an'ı Kerim'dir. Öyle ki, bir kısım mürid, müridan, sufi , Mehdi, Mesih, Feto yoluda bizim için doğru yol değildir.
Çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Gelenekçiliğin vermiş olduğu heyecan geçici, bitici, zaman kaybettirici bir yoldur. Dünkü, zamanlarda, kandil gecelerinde, camiler dop dolu olur iken, günümüz dünyasında sadece ihtiyarlar, hiç bir şeyden anlamaz insanlar bu tür gecelere rağbet etmektedirler.
Onun içindir ki, Marksizm belasından, sosyalizm tehlikesinden, sapkınlığından neslimizi koruyalım, onlara Kur'an yolunu gösterelim. Gösterelim ki, hükümleri kıyamete kadar baki olan emirleri, hükümleri öğrensinler ve istikametlerini buna göre tayin etsinler. Dolayısıyla,
Batı'nın veled-i zinası olan Marksizm, insanlığa bir şey verememiş, bizim neslimize de bir hizmeti olmayacaktır. Sadece, terör, anarşizm, isyan, darp, eylem öğretmekten başka bir hüneri bulunmayacaktır.
Rabbim!.. Bizim neslimize acısın, yollarını aydınlık yol yapsın!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın