Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

ANNELİĞİN ALLAH KATINDAKİ DEĞERİ!.. 

     " Biz insana anne babasına karşı iyi davranması talimatını ilettik: annesi onu zahmetle taşııdı ve zahmetle doğurdu. Onun taşınması ve sütten kesilmesi otuz ayı buldu. Nihayet tam olgunluğa erişip kırk yaşına ulaştığında " Rabbim!" der, " Bana ve ana babama sevk ettiğin nimetler iiçin şükretmemi ve rızanı kazanacak iyi ve yararlı işler yapmamı nasip eyle; ve bana bağışladığın neslimi de iyilikte daim eyle: işte bun yüzümü Sana döndüm ve artık ben sana teslim olanlardan biriyim. " ( Ahkâf sûresi, âyet 15) 

     Konumuz önemli ve mühim bir konudur. Anneliğin Allah katındaki değerine matuftur. Çünkü, eli öpülesice annelerimiz, gebeliğin vermiş olduğu sıkıntıdan sonra, doğumu müteakip 24 ay süresince doğurduğu yavrusuna bakması, onunla ilgilinmesi, ağladığı zaman sanki kendisi göz yaşı döküyor gibi hüzünlenmesi, içten içe sarsılması önemli bir hadisedir. 

     Dolayısıyla, güünümüz dünyasında kutlanan " Anneler Günü" genelde içten olmayıp, sadece gündemi kurtarmak, günde var olmak, çarşı ve pazara canlılık getirmek için kutlanmaktadır. 

     Bir günlüğüne anneleri hatırlamak, onların gönüllerini almak, hallerini ve hatırlarını sormak veya yaşlılar yurdundadi annenin ziyareti hoşa gidecek bir tutum ve davranış değildir. İslâmî bilince göre, anneler hayatları boyunca bakılması, onlara hizmet edilmesi, hatırlarının hoşnud edilmesi önemli ve ciddi bir mevzudur. Şu ayeti kerimelerde ifade edildiği gibi:

     " Zira senin Rabbin, başkasına değil yalnızca kendisine kulluk etmenizi emreder. Bir de ana babaya iyşilik etmeyi... Eğer onlardan biri ya da ikisi senin yanındayken yaşlanırsa , sakın onlara " Üf!" bile deme ve onları azarlama! Aksine onlara gönül okşayııcı şeyler söyle!" ( İsra sûresi, âyet 23) 

     " Dahası, o ikisine alçak gönüllü davranarak merhametle kol kanat ger ve de ki: " Rabbim, o ikisi beni küçüklüğümde sevgiyle görüp gözettikleri gibi, sen de onları merhametinle kolla!" ( İsra sûresi, âyet 24) 

     Tevhid ile vahdet aynı pasajda işlenmiştir. Biri akideyi, diğeri toplumu ayakta tutar. Tüm sosyal kıyametlerin temelinde aile bağlarının çözülmesi, pörsümesi, anneye itaatsizlik, horlama, ona değer vermeme yatmaktadır. Dolayısıyla,

     Allah,  insan olmanın getirdiği farklı haller dolayısıyla anne-babanın yanlış algılayıp kırıldıkları kasıtsız söz ve tavırlarınızı, onların altında yatan niyet ve tasavvurlara göre değerlendirir. 

      Sosyal kıyamet!.. 

      Yaşlı anne-babayı bakım evine bırakmak, yaşlılar yurdunda ölmesini beklemek, onun bunun ellerine teslim etmek, ondan bundan anna-babaya hizmet ümid etmek, hatır ve gönüllerini almamak, incitmek, hor görmek bir nevi sosyal kıyamettir. Şu ayeti kerimelerde beyan buyurulduğu gibi;

     " Nitekim ( Allah şöyle buyurur). " Biz insana anne babasına (iyi) davranmasını emrettik. Annesi onu ağır acılara katlanarak karnında taşıdı ve onun sütten kesilmesi iki yılda gerçekleşti: şu halde ( ey insan), Bana ve anne babana şükret; ( ama sonunda) dönüş yalnızca Banadır!" ( Lokman sûresi, âyet 14) 

     Anne-baba ile ilgili tavsiye sürecinde yer alan ilk âyet bu olsa gerektir. Bunu, 15 nci âyet ile dengeleyemeyen mü'min gençleri uyaran ayetleri incelemek gerekir. 

     Ayeti kerime, Mekke'de yeni vahye iman eden gençlerle onların aileleri arasındaki inanç çatışmasına dengeli ve ahlâkî bir çözüm ve çare sunmaktadır. Formül bellidir: 

     Anne ve baba için Allah'ın ve O'nun Rasulü'nün hukukunu çiğnememek, fakat bunun  dışında onlara  iyi davranmak, hürmet etmek, her daim hal ve hatırlarını sormak, soruşturmak; ihtiyaçlarını giderip, fani dünyada rahat yaşatmaktır.Dolayısıyla;

     Batı aleminde, yapılan işlenen göstermelik bir demet çiçek ile annenin gönlünü almak Kur'anî bir eylem ve işlem olmadığını bilmek lazımdır. İsterseniz, Batı alemlerini bir bir geziniz, dolaşın ve takip ediniz. Anneler gününü anmak, kutlamak, ifa etmek bundan ibarettir. 

     Ne yazık ki, böylesi iğreti bir davranış Müslüman toplumlara da sirayet etmiş girmiş ve yaşanmaktadır. Yaşlılar yurdunda, himmet, siyanet kanatlaı bekleyen anne, evlatlarını bir tutam çiçekle gelmesini, ziyaret etmesini beklemektedir. Yani, evlat saygısını, hürmetini ve saygısını untumuşlardır. 

     Netice olarak;

     " Tadımlık bir hazzı kısa vâdede tüketmelerini sağlarız; ardından onları altında ezilecekleri ağır bir azaba mahkûm ederiz. " ( Lokman sûresi, âyet 24) 

      Tüm bu ayeti kerime meallerinden ve yorumlardan anlıyoruz ki, hayat fanidir, şimdiki genç görünen, annesini incitenler, hor ve hakir görenler, neticede kendileri de ihtiyarlacak, belleri bükülecek, elleri bastonlu olacaktır. 

       Kendilerinin anne-babalarına yapmış oldukuları hürmetsizlik, kendisinin de başına gelecek ve " Eyvah!" ben ne yaptım? diyerek dizlerini dövecek, ahı vah edeceklerdir.

      Onun içindir ki, Batı alemlerindeki anneler gününü kutlamayı, yılda bir kerede olsa ziyaret etmeyi,. sair zamanlarda terketmeyi, unutmayı , hal ve hatır sormamayı!.. 

      Tıpkı, Rasulullah (sav)'in annesini andığı gibi yapalım. Süt annesi Halime'ye nasıl sevgi ve hürmet ettiğini kat'iyyen hatırımızdan çıkarmayalım. Onun yaşlı insanlara göstermiş olduğu hal ve hatırı kendimize bayrak yapalım. 

     Yapalım ki, yaşlı annelerin kapıları bir demet çiçekle, bir buket gül ile yılda bir kere olsun çalınmamış olsun. Senenin 365 gününde daima onlarla bir olmayı, onlarla hatırlaşmayı, onlarla yardımlaşmayı unutmayalım. Rabbimiz!.. Bizleri, böyle evlatlar eylesin!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın