1 MAYIS BAHAR BAYRAMI !..
1 Mayıs İşçi bayramı veya sosyalist bayramı deyimi, zihin dünyamın kabul etmemesi sebebiyle, " 1 Mayıs Bahar Bayramı" başlığını atmış oldum.
Ülke olarak, millet olarak çok gerilerden gelmemiz hasebiyle, maalesef, tüm dünya devletlerinde kökü kurumuş olan böylesi sözde (!) bir bayram bizim memlekette kutlanmakta, her yıl, Taksim meydanı, Kızılay meydanı, Konak meydanı şeklinde tartışması devam ederek gitmektedir.
Halbuki, 1977 yılı kanlı olayları halen hafızalarda canlı, terü taze yerini korumakta olmasına rağmen, sosyalizm adına, işçi haklarına adına, ( aslında hiç de alakası yoktur), sokaklarda nara atmak, nümayiş yapmak, bazan da sağa sola saldırmak, etrafı tahrip etmek ne demektir?
1 Mayıs günleri; Batı aleminde tatil günü değildir. Herkes; işinde, gücünde ülkesine ve milletine hizmet etme yarışındadır.
Ancak, yeni kalkınmak, yeni ayağa kalkmak üzere olan veya mağdurları yaşayan İslam ülkelerinde, 1 Mayıs Sosyalist bayramı çılgınlarcasına yaşanmaktadır.
Ülkemiz de öyledir!.. Taksim meydanı, büyük şehirlerin gözde alanları bir hayli özümüze, örfümüze yabancı naralarla, sloganlarla çınlamaktadır. Daha olmadı, meydanlarda toplanan halk yığınları, öfkelerine hakim olamayarak, bu defa, sağa, sola saldırıp devlet malını, millet emlakını hurdahaş etmektedirler.
Camlar kırılmakta, otobüs durakları devrilmekte, göze batan, dikkat çeken yerlerde veya yol ortalarında lastik yakarak solu, sosyalizmi diriltmeye (!) çalışılmaktadır.
Maalesef, son 150 yıldan bu yana dünyayı , insanlığı meşgul eden bu çirkinlik, son yıllarda dozajını düşürmüş olsa da, Türkiye gibi bir İslam ülkesinde bu sapkınlık, böylesi bir sosyalizmi diriltme ameliyesi son bulacağa benzememektedir.
Dolayısıyla, mes'eleye; sosyalizm açısından değil de, solculuk, komünizm açısından değil de, baharın gelişi gözüyle, etrafın doğa olayları yeniden dirilmiş olmasıyla bakmak benim daha çok hoşuma gitmektedir.
Millet olarak, neslimiz olarak, sokaklara dökülüp, nara atacağımıza, boş yere " hak istemek" yerine, yüce Allah'ın doğasına çıkmalı, dağa, taşa, ovaya, yeşile, nehire, denize, ormana bakmalı ve gönül gözümüzü tatmin etmeli, doyurmalıyız!..
Netice olarak;
Solcu, sosyalist geçinen mağdurlara sormak gerekir Acaba dünyada komünizm temsilcileri " komüntern üyeleri" ne alemdedir bilinmekte midir?
Bir kere, onlara sormak gerekir, işçi haklarını, kısıtlanan, verilmeyen eşit ücretleri?.. Komüntern üyeleri; bal, yağ, kaymak içerisinde yiyip içer iken, kuş tüyü döşeklerde keyif sürer iken, sokaklara sürmüş oldukları gariban insanların sofralarında neler yiyilip, neler içilmektedir?
Bilhassa, Müslüman millet olarak, bu aziz millet evlatlarını sola, solculuğa, sosyalizme ihtiyaçları bulunmamaktadır!.. Çünkü;
Sol, solculuk, sosyalizm; insanlığa sürekli göz yaşı döktürmüş, halen de döktürmeye devam etmektedir. İşçi sınıfı olarak, dar gelirli insanlar olarak, birileri rahat etsin diye, Komüntern ağaları mutlu olsun diye, bizler, bizim evlatlarımız sokaklarda ölmeye, sakat kalmaya mecbur mudur? Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın