Cumhurbaşkanı Erdoğan\'dan memur olmak isteyenlere uyarı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
DİYANET HABER- Esnaf ve Sanatkarlar Şurası\'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, memur olmak isteyenleri uyardı ve \"Memur Kanunu\'nun değişmesi lazım\" dedi.

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:  

5'inci Esnaf ve Sanatkarlar Şurası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ve ilgili bakanların katılımıyla ATO Congresium'da gerçekleştirildi.

1.6 milyonu aşkın esnaf ve sanatkârın sorunlarına yönelik strateji ve politikaları belirlemek amacıyla düzenlenen Şura'da; kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum temsilcileri, akademisyenler ve 81 ilden esnaf ve sanatkârlar bir araya geldi. 

Saat 15.00'da başlayan Şura'nın kapanış konuşmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından notlar:

2014 Şurası oldukça verimli olmuştu. Eksik kalan hususlar var ama kazanımlar oldukça önemlidir. Perakende ticareti ile ilgili kanun adeta bir devrim niteliğindedir. Ulaştırma sektöründeki esnaflarımıza ÖTV muafiyeti ile kolaylık getirdik. Vergi ve SGK'daki çalışmalarımızla esnaflarımızın nefes almasını sağladık.

Kuruma borcu olan üyeler için ciddi kolaylıklar sağlandı. 242 milyon TL'lik alacağın 142 milyon TL'lik faizi bulunuyor. Bu faiz nasıl bir faiz bataklığına sürüldüğünün göstergesidir. Yeni ve önemli adımlar için vesile olacaktır. Mesleki eğitim esnaf ve sanaatkarlarımız için önemli bir adımdır. Bizzat destekçisi olacağımı belirtmek isterim.

MEMUR OLMAK İSTEYENLERE UYARI

Şurada yapılacak değerlendirmelerin hayırlı olmasını diliyorum. Esnaf ve sanatkarla en iyi ilişkisi olan kim deseler ilk sırada şahsımın yer alması lazım. Esnaflıktan gelme bir siyasetçiyim. Lisede hep siyasetteydim ama aynı zamanda geçimimi sağlamak için ticaret yaptım. Çocuklarıma da memuriyetten uzak durmaları tavsiyesinde bulundum. Kamu görevi elbette önemlidir.

Gerçek potansiyelin ortaya konmasına engeldir. Kamuda belirli bir sistem var. Ne kadar çalışkan, cesaretli olursanız olun belli bir kalıba zorla sokar. Esnaf ve sanatkarlarımız başta olmak üzere emeklerinin alın terlerinin karşılığını almaya daha yakın. Elbette rızkı veren Allah'tır.

Gençlerimiz rızıklarını illa devlet kapısında değil, birikim ve ilgilerinin olduğu alanlarda aramalarını tavsiye ediyorum. Devlete kapağı bir atayım ondan sonra para pul derdim olmaz. Mantık bu mu, mantık bu. Onun için ne diyoruz. Bu Memur Kanunu'nun değişmesi lazım.

Niye, hakkını veren çalışan devam etsin. Ama çalışmıyorsa millet ve devlet onları sırtında taşımaya mecbur kalmasın. 15 Temmuz'da bunu yaşamadık mı? 15 Temmuz'dakiler bunlar değil mi? Yedirdik, içirdik bombaları onlar yağdırdı bize. Peygamber efendimiz rızkın 10'da 9'unun ticarette olduğunu söylüyor.

Çalışmalar sayesinde Başbakanlık ve ilgili bakanlıkların elinde birikim oldu. Hükümetimiz her fırsatta birikimi kullanarak insanı yaşat ki devlet yaşasın mantığında bir kamu personel oluşumu yaratmalı.

Türkiye'nin tarihi dönüşümü ile bir adım daha ileriye taşıyacağına eminim.  Esnaf ve sanatkarın önünü açan bir bürokratik altyapı oluşana kadar sizlerin meselelerinin de takipçisi olacağız. Tarihimize baktığımızda kuruculuk önemlidir. Selçuklu Devleti de bu altyapı üzerine kurulmuştu.

5'inci Esnaf ve Sanatkarlar Şurası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ve ilgili bakanların katılımıyla ATO Congresium'da gerçekleştiriliyor. 1.6 milyonu aşkın esnaf ve sanatkârın sorunlarına yönelik strateji ve politikaları belirlemek amacıyla düzenlenen Şura'da; kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum temsilcileri, akademisyenler ve 81 ilden esnaf ve sanatkârlar bir araya geldi. Saat 15.00'da başlayan Şura'nın kapanış konuşmasını CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan yaptı. Erdoğan konuşmasında "Selçuklu'nun Osmanlı'nın Cumhuriyet'in kurucuları arasında en başta bulunan esnaflarımız Türkiye'nin 15 Temmuz'da istiklaline sahip çıkmada yer alıyor. Terör örgütlerinin saldırılarına nasıl birlikte göğüs gerdiysek geleceğimizi de birlikte inşa edeceğiz. Birileri tehdit ettiğinde kepenk indiren değil, tehdit ettiğinde de rızkımın kapısıdır burası deyip direnecek esnaftan bahsediyorum" dedi. 

"15 Temmuz'da yedirdiğimiz içirdiklerimiz üzerimize bomba yağdırdı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

2014 Şurası oldukça verimli olmuştu. Eksik kalan hususlar var ama kazanımlar oldukça önemlidir. Perakende ticareti ile ilgili kanun adeta bir devrim niteliğindedir. Ulaştırma sektöründeki esnaflarımıza ÖTV muafiyeti ile kolaylık getirdik. Vergi ve SGK'daki çalışmalarımızla esnaflarımızın nefes almasını sağladık. Kuruma borcu olan üyeler için ciddi kolaylıklar sağlandı. 242 milyon TL'lik alacağın 142 milyon TL'lik faizi bulunuyor. Bu faiz nasıl bir faiz bataklığına sürüldüğünün göstergesidir. Yeni ve önemli adımlar için vesile olacaktır.

'ÇOCUKLARIMA MEMURURİYETTEN UZAK DURMALARINI TAVSİYE ETTİM'

 Mesleki eğitim esnaf ve sanaatkarlarımız için önemli bir adımdır. Bizzat destekçisi olacağımı belirtmek isterim. Şurada yapılacak değerlendirmelerin hayırlı olmasını diliyorum. Esnaf ve sanatkarla en iyi ilişkisi olan kim deseler ilk sırada şahsımın yer alması lazım. Esnaflıktan gelme bir siyasetçiyim. Lisede hep siyasetteydim ama aynı zamanda geçimimi sağlamak için ticaret yaptım. Çocuklarıma da memuriyetten uzak durmaları tavsiyesinde bulundum. Kamu görevi elbette önemlidir. Gerçek potansiyelin ortaya konmasına engeldir. Kamuda belirli bir sistem var. Ne kadar çalışkan, cesaretli olursanız olun belli bir kalıba zorla sokar. Esnaf ve sanatkarlarımız başta olmak üzere emeklerinin alın terlerinin karşılığını almaya daha yakın. Elbette rızkı veren Allah'tır. Gençlerimiz rızıklarını illa devlet kapısında değil, birikim ve ilgilerinin olduğu alanlarda aramalarını tavsiye ediyorum.

DEVLETE KAPAĞI ATAYIM...

Devlete kapağı bir atayım ondan sonra para pul derdim olmaz. Mantık bu mu, mantık bu. Onun için ne diyoruz. Bu memur kanunun değişmesi lazım. Niye, hakkını veren çalışan devam etsin. Ama çalışmıyorsa millet ve devlet onları sırtında taşımaya mecbur kalmasın. 15 Temmuz'da bunu yaşamadık mı? 15 Temmuz'dakiler bunlar değil mi? Yedirdik, içirdik bombaları onlar yağdırdı bize.  Peygamber efendimiz rızkın 10'da 9'unun ticarette olduğunu söylüyor. Çalışmalar sayesinde Başbakanlık ve ilgili bakanlıkların elinde birikim oldu. Hükümetimiz her fırsatta birikimi kullanarak insanı yaşat ki devlet yaşasın mantığında bir kamu personel oluşumu yaratmalı.

İTİRAF EDİYORUM YAPAMADIM AMA...

Burada şu hususu itiraf edeyim, başbakanlık görevine geldiğim günden beri  kamuda çalışma sistemini, devlet memuriyeti anlayışını değiştirmek için çok  çalıştım ama pek az mesafe aldım diyebilirim. Niye? Anayasa değişikliği  gerektiriyor. Ancak vazgeçmiş değiliz. Bu konuda yaptırdığım çalışmalar sayesinde  Başbakanlıkta ve ilgili bakanlıkların elinde çok ciddi bir birikim oluştu.  Hükümetimize her fırsatta bu birikimi kullanarak bürokratik oligarşiyi yıkıp  yerine 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını hakim kılacak bir kamu  personel rejimini kurması tavsiyesinde bulunuyorum

1000 YILLIK VARLIĞIMIZIN TEMEL TAŞI...

Türkiye'nin tarihi dönüşümü ile bir adım daha ileriye taşıyacağına eminim. Esnaf ve sanatkarın önünü açan bir bürokratik altyapı oluşana kadar sizlerin meselelerinin de takipçisiolacağız. Tarihimize baktığımızda kuruculuk önemlidir. Millet olarak Anadolu'daki varlığımızın temel taşı esnaf ve sanatkarlardır. Selçuklu Devleti de bu altyapı üzerine kurulmuştu. Osmanlı demek ahilik teşkilatı demek. Osman Gazi ahi usulü ile kılıç kuşanarak gelmiştir. 1000 yıllık varlığımızın temel taşı esnaf ve sanatkarlarımızdır, onların inancıdır. Bizim kültürümüzde esnaf ve sanatkar demek sadece alıp satan demek değildir. Elbette rızkını çıkarır ama onunla birlikte tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet der. Ellerinizde bayrağımızı görüyorum. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak uğruna ölmeye değen varsa vatandır. Arsa başka tarla başkadır. Tarlanın arsaya dönüşmesi için imar planlarının oradan geçmesi gerekir. Vatanın vatan olması için şehit kanları ile yoğrulması gerekiyordu, şehit kanlarıyla yoğruldu. Şair bunu kasdetti. Kimse vatanımızın üzerinde operasyon düşünmesin, düşünenler bedelini ödüyorlar. Şehitlerimiz var eyvallah, ama bizim inancımızda şehadetin yeri ayrı. İstiklal Marşı'nda ne diyor; Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda, mesele bu. Tek devlet... Bizim Türkiye Cumhuriyeti'nden başka devletimiz yok. Başka hesaba girenler bunun bedelini ödüyor. Sırtını bir yerlere dayayanlar bunların bedelini ödemeye devam edecek. Biz sırtımızı hakk'a ve halka dayıyoruz. Farkımız bu. Milletimiz hangi etnik unsurdan olursa olsun.

 Devletimiz son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti bu değerleri nesilden nesile aktarmada en büyük görev esnaf ve sanatkarlara düşüyor. Esnafımız sadece dükkanının değil sokak, semt, mahalle, ilçe, şehrinin ve ülkesinin sahibidir. eğer bir yerde esnaf bu anlayışa sahipse orada mağduriyet ve haksızlık olmaz. Yok bu işler alıp başını gitmişse ahilik ruhuna esnafımız sahip çıkamıyor demek. Herkesin polisi kendi vicdanıdır, polis vicdanı olmayanların karşısındaki sloganın esnaf ve sanatkarlar için de geçerli olduğunu düşüyorum. Bakanlık ve belediyelerin yaptıkları vicdanı olmayanlar için. Denetim ve dayanışma işletebilmelidir. Sürekli müşterisini kaldıran ona kötü davranan esnafımızı ahilik içinde belirlesek diğer yaptırımlara gerek kalmaz.  Batı'da sivil toplum diyorlar ya onun tek örneği ahilik teşkilatıdır. İsteğim bunu sistemli hale getirmektir. Bunu başardığımızda faiz batağı sorunu ortadan kalkacaktır. Ben devlet bankalarının yöneticilerini ve bakan arkadaşlarımızı Başbakanımızla görüştüm. Başbakanımız tüm bankaların yöneticileriyle görüştü. Derdimiz faiz politikasını gözden geçirmekti. Esnaf ve sanatkarlarımız o zaman saihip olacak. Ahilik geleneğinin hem ülke olarak hepimizin hem de esnaf ve sanatkarlarımızın faydasına olacağına inanıyorum. Sokaktaki arkadaşlarımızın bana anlattığına göre en önemli bölümünü esnaf ve sanatkarlar oluşturuyor. Şehitlerimizin listesinde mobilyacıdan, matbacıdan, tornacıya her meslekten esnaf ve sanatkara rastlıyoruz.

TEHDİT EDİLDİĞİNDE KEPENK İNDİREN DEĞİL...

Selçuklu'nun Osmanlı'nın Cumhuriyet'in kurucuları arasında en başta bulunan esnaflarımız Türkiye'nin 15 Temmuz'da istiklaline sahip çıkmada yer alıyor. Terör örgütlerinin saldırılarına nasıl birlikte göğüs gerdiysek geleceğimizi de birlikte inşa edeceğiz. Birileri tehdit ettiğinde kepenk indiren değil, tehdit ettiğinde de rızkımın kapısıdır burası deyip direnecek esnaftan bahsediyorum. Bakkal mı işletiyoruz, en iyi ürünleri en hesaplı şekilde satmanın yoluna bakamlıyız. Bu şekilde yukarıya doğru hepimiz işimizi en iyi şekilde yaparak ülkemize en iyi hizmeti vermiş oluruz. Ben böyle bir anlayışla gecemi gündüzüme katmıyorsam başkalarına diyecek sözüm olamaz. 

"DERDİMİZ FAİZ ORANLARINI AŞAĞI DÜŞÜRMEK"

Derdimiz ekonomideki bu gidişi, bu faiz politikasını gözden geçirmek ve faiz oranlarını aşağı düşürmek. Esnaf ve sanatkarlarımız ihtiyaçları olan kaynağı kendi aralarında kurduğu güçlü finansal dayanışma araçları vasıtasıyla elde etme imkanına o zaman sahip olacaktır. Ahilik geleneğinin tüm unsurlarıyla yeniden yorumlanarak, canlandırılmasının hem ülke ve millet olarak hepimizin hem de esnaf ve sanatkarlarımızın hayrına olacağına inanıyorum.

MALUM ÖRGÜTÜN İÇİNDE KALANLAR İHANET EDİYOR 

 Kendi işini yapmak yerine insanların maddi ve manevi dünyalarına hakim olmak isteyen insanlar yüzünden çok sıkıntılar çektik. 15 Temmuz'da da aynı şeyle karşı karşıya kalmadık mı? FETÖ ne yapacaktı 15 Temmuz başarılı olsaydı. Himmet adı altında esnafımızı haraca bağlayan anlayışı ne ahlaki ne İslami'dir. biz de böyle bir yapılandırmaya asla izin yoktur. Elini, kapını, sofranı açık tutarsın ahilikte ama dilini gözünü belini bağlı tutarsın. Diline, gözüne, beline hakim olmayan bir örgüt esnaf ve sanatkarlarımıza layık değildir. 15 Temmuz nihai ikazdır. Malum örgütün içinde kalmayı sürdüren varsa ülkesine ihanet içindedir. 

"PKK'NIN PARLAMENTO İÇİNDEKİ UZANTILARININ TUZAK OLARAK KULLANILDIĞI APAÇIK"

Aynı durum bölücü terör örgütü için de geçerlidir. PKK'nın ve sivil uzantılarının, parlamento içindeki uzantılarının Türkiye'nin önünü kesmek için bir tuzak olarak kullanıldığı apaçık bir gerçektir. Ülkesini ve milletini seven herkesin içinden geçtiğimiz şu kritik dönemde tüm imkanları ve gücüyle devletine sahip çıkması; inanç, mezhep ve köken istismarcılarına geçit vermemesi şarttır.

"BAŞKA HESABIN İÇİNE GİREN BEDELİNİ ÖDEYECEK"

Kimse vatanımızın üzerinde operasyon düşünmesin. İşte düşünenler bedelini ödüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devletimiz yok. Kimse başka hesabın içine girmesin. Başka hesabın içine giren bunun bedelini ödeyecektir ve ödüyorlar. Sırtını bir yerlere dayayanlar, bunların bedelini ödemeye devam edecekler. Biz sırtımızı Hakk'a ve halka dayıyoruz. Farkımız bu.

BEN HAPSE GİRERKEN NEREDEYDİNİZ?

 Batı gazete ve bakanlarıyla Türkiye'ye meydan okuyor. Peki genel başkanı olduğum partim kapatıldığında siz neredeydiniz? Tek başına iktidar, 350 civarında milletvekiliyle parlamentoda, böyle bir iktidar partisi kapatılıyor. Beyefendilerin sesi mesi çıkmıyordu. Ben belediye başkanıyım İstanbul'da. Şiir okudum diye içeri alınıyorum. Bu beyefendilerin kapısını çaldım. Hiçbir tanesinin umurunda değildi. Bunların, insan hakları kurumlarının hiç umurlarında bile olmadı. Neredeydiniz? Şimdi benim ülkemi kana bulayan, benim ülkemde savunmasız insanları öldüren, bunları tehdit eden insanları hangi yüzle hangi anlayışla siz gelip, savunuyorsunuz? Hangi hakla? Siz bu milleti ne zannediyorsunuz? Bugüne kadar talimat veriyordunuz. 'Emir buyurdunuz efendim' diyorlardı. Geçti o devirler. Artık kendi kararını kendi veren, kendi göbeğini kendi kesen bir millet var. Bu iş böyle gidecek.

ALMANYA'YA SERT TEPKİ 

Siz bu milleti ne zannediyorsunuz, bugüne kadar talimat veriyordunuz emir buyurdunuz efendim diyorlardı geçti o günler. Senin ülkende bağımsız da benim ülkemde bağımlı mı? Adamlara bak. Hanımefendinin eline teröristlerin 4 bin dosyasını sıkıştırıyorum. 6 ay kadar önce Türkiye'de yine konuşuyoruz. Ne oldu diyorum 4 bin dosya? Diyor ki 'Yargı bağımsız'. Bir de onların sayısı şimdi 4 bin 500 oldu. Geciken adalet, adalet değildir ki nasıl oluyor bu iş? Ama şimdi bakıyorum, yeni yeni meydan okumalar çıkıyor. Gazetelerde başlıklar. Hepsi buraya yönelik. Biz sizin attığınız o başlıklara alıştık. Ne yaparsanız yapın. Şunu bilin ki bu millet artık uyanmıştır. Bugün, dün olduğumuzdan daha iyi bir noktadayız. Kaynak: Milliyet

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Haseniye Medresemizde 9 Talebe İcazetini AldıÖnceki Haber

Haseniye Medresemizde 9 Talebe İcazetini...

Türk Diyanet Vakfı Binası Saldırıya UğradıSonraki Haber

Türk Diyanet Vakfı Binası Saldırıya Uğra...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!