Başkan Görmez Bitlis'te İki Kursun Açılışını Gerçekleştirdi...

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Resmi temaslarda bulunmak üzere Bitlis’te bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Bitlis’de Amine Hatun Hafızlık Yatılı Kız Kur’an Kursu ve Hira Yatılı Erkek Kur’an Kursu’nun açılışını yaptı.

Resmi temaslarda bulunmak üzere Bitlis’te bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Bitlis’de Amine Hatun Hafızlık Yatılı Kız Kur’an Kursu ve Hira Yatılı Erkek Kur’an Kursu’nun açılışını yaptı.

Görmez, Hira Yatılı Erkek Kur’an Kursu’nun açılışını yaptı…

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Bitlis programına Tatvan ilçesini ziyaretle devam etti.

Tatvan ilçesinde bulunan ve 125 öğrencinin eğitim alacağı Hira Yatılı Erkek Kur’an Kursu’nun açılış törenine katılan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ilmin önemine değinerek, “Kur’an, insan ve tabiatla birlikte okunduğu zaman gerçek manasıyla okunabilir, anlaşılabilir.

Okunması gereken üç büyük kitabın olduğunu dile getiren Başkan Görmez, sözlerini şu şekilde sürdürdü;

“Okunması gereken ilk kitap insandır…”

Sevgili gençler, okunacak üç büyük kitap var. Okunacak ilk kitap insanın kendisidir. Önce insanı okuyacağız. İnsan, gözü, kulağı, aklı, kalbiyle ayetlerden müteşekkil bir kainattır. Önce bu küçük kainatı okumamız gerekir. Çünkü Kur’an’a baktığımız zaman, küçük kainat olan insanı da okumaya davet ediyor. Sonra büyük kitabı, yani kainatı, tabiatı okumak gerekiyor. Ona baktığınız zaman bütün kainatın Allah’ı tespih ettiğini göreceksiniz. Ardından en büyük kitabı, bütün kitapların tercümanı olan Kur’an-ı Kerim’i okumak gerekiyor. Bu üç kitabı birbirinden ayırdığınız zaman, Kur’an’ı hakkıyla okumuş ve anlamış olmayız. Hem küçük kainat olan insanı, hem büyük kainat olan tabiatı okuyacağız hem de en büyük kitap olan Kur’an’ı okuyacağız.

“Kitapla insan arasındaki ilişki kopunca asıl amaçtan sapmış oluruz…”

Allah’ı anlatmayan bir ilim olamaz. Matematiğin o ince hesapları, fiziğin ve kimyanın bütün detayları bizi Allah’ın varlığına ve birliğine götürür. Bunları birbirinden ayırdığınız zaman o zaman, kitapla kainat arasındaki ilişkiyi koparırız. Bugün Suriye’de, Kahire’de, Bağdat’ta, Musul’da neden Müslümanlar birbirlerini katlediyorlar? Çünkü kitap ile insan arasındaki ilişkiyi kaybettiler. İşte o nedenle Kur’an kurslarımız, medreselerimiz, eğitim kurumlarımız çok önemlidir.

“En kötü cehalet, öğretilmiş cehalettir…”

Biz öyle bir dinin mensuplarıyız ki, kendinden önceki dünya ile kendisi arasındaki en büyük farkı, ilimle izah eder. İslam’dan önceki döneme bu nedenle cahiliye dönemi diyoruz. Cahiliye dönemi, sadece ilmin olmadığı zamanlar değildir. Bazen ilim olur, buna rağmen cehalet olur. Bilgi tek başına cehaleti ortadan kaldırmaz. Hatta en kötü cehalet, öğretilmiş cehalettir, bilgi vererek öğrettiğimiz cehalettir.
 

Ahlat Amine Hatun Hafızlık Yatılı Kız Kur’an Kursu dualarla açıldı…

Resmi temaslarda bulunmak üzere Bitlis’te bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Bitlis’in Ahlat ilçesinde bulunan Ahlat Amine Hatun Hafızlık Yatılı Kız Kur’an Kursunun açılışını yaptı.

Elli kız öğrencinin aynı anda yatılı olarak hafızlık eğitimi alacakları kursun açılış töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, hafızlığın dünyanın en şerefli işlerinden bir tanesi olduğunun altını çizdi.

Hafızlığı, insanoğlunun hafızasını Kur’an’a mushaf haline getirmesi olarak tanımlayan Başkan Görmez, “Dünyada en şerefli işlerden bir tanesi hafızamızı Kur’an’a mushaf yapmaktır. Hafızlık nedir biliyor musunuz? Hafızlık, insanoğlunun hafızasını Kur’an’a mushaf haline getirmesidir. Hafızlar yaşayan birer canlı mushafa dönüşüyor. Onun için hafızlara karşı farklı edep kuralları geliştirilmiştir.” dedi.

Kuran’ın tüm insanlığa insan olduğunu hatırlatan bir eğitim kitabı olduğunu ifade eden Başkan Görmez, şunları söyledi;

“Kur’an, insana, insanlığını hatırlatan bir kitaptır…”

Biz Kur’an ile aziz olduk. Kur’an ile yüceldik. Kur’an öyle bir kitap ki, yeryüzünün en bedevi toplumundan bütün insanlığa muallim olan, hakkı, adaleti, ahlakı öğreten, insanlar yetiştiren bir kitaptır.  Kur’an öyle bir kitap ki, geldi ve bütün insanlığa, insan olduğunu hatırlattı. Bu kitap geldi, insanlara Rabbiyle doğru ilişki kurmasını öğretti. İnsanlarla iyi ilişkiler kurmayı, merhametli olmayı, insanlara karşı adil olmayı öğretti. İnsana, insanlığını hatırlatan bir kitap oldu.

“Kur’an bir hayat kitabıdır…”

Kuran’ın okunması, ezberlenmesi, dinlemesi de bir ibadettir. Kur’an bir hayat kitabıdır. Kur’an sadece mezarlıkta okunmak için yahut şifa kastıyla bir yere asmak için gönderilmiş bir kitap değildir. Kur’an bize hakkı, adaleti, ahlakı, fazileti, öğreten bir kitaptır.

“Hafızasında Kur’an taşıyanların sorumlulukları vardır…”

Hafızların çok önemli sorumlulukları ve yükümlülükleri vardır. Çünkü onlar hafızalarında Kur’an’ı taşıyorlar. Hafızalarında Kur’an’ı taşıyanlar daima doğru sözlü olmak durumunda. Çünkü Kur’an bize doğruluğu emrediyor. Hafızasında Kur’an taşıyanın dilinden yalan çıkamaz. Aslında her Müslüman için geçerlidir bunlar. Ama zihnini, kalbini,  Kur’an’a mushaf yapmışsa bir insan çok daha dikkatli olmalıdır. Sadece ezber yetmez. Okuduğunuz Kur’an’ı anlayacaksınız. Okuduğunuz Kur’an’ı anlayacak kadar ilim tahsil edeceksiniz. İlmin peşini asla bırakmayacaksınız. Siz Kur’an’a hizmet ettikçe, Kur’an size bütün perdelerini, manalarını, hakikatlerini açar.

“Bizleri birleştiren Kuran’ın rehberliğinde, barış içinde yaşamanın yollarını aramalıyız…”

Otuz, kırk senedir bu topraklarda tarih boyunca birlikte yaşadığımız, aynı Allah’a iman ettiğimiz, aynı Rahman’a secde ettiğimiz kullar olarak, aynı Peygambere ümmet olan insanların, aynı vatan coğrafyasını paylaşan insanların birbirlerini katletmeleri, birbirine düşman olmalarının hem sebepleri üzerinde durmalıyız hem de izahını yapmalıyız. Aynı Rahman’a secde ediyoruz.  Aynı Rahman’a secde eden aynı vatanın evlatları, aynı dinin mensupları, aynı Peygamberin ümmetinin çocuklarının birbirine düşman olmasının sebepleri nelerdi? Neden biz bu hale geldik. Bunu düşünmeliyiz ve bunu arkamızda bırakarak bir daha asla dönmemek üzere, hiçbir kardeşimizin, hiçbir kardeşimizi üzmeyeceği bir ülke topraklarında, birlikte barış içerisinde yaşamanın yollarını aramalıyız. İşte bizi birleştiren en büyük değerler manzumesi Kuran’ı Kerim’dir.

“Ateşin sönmesi yetmez, küllerinden kardeşlik ağaçları dikmeliyiz…”

Biz, karıncayı bile incitmenin yanlış olduğunu bildiren bir dinin mensuplarıyız. Ama etrafımıza bakıyoruz, insanlar birbirlerini kesiyor, birbirlerini katlediyor. Ne vahim bir durumdur. Ne vahim bir ruhtur. Onun için diyorum ki, sadece silahların susması yetmez, sadece ateşin sönmesi yetmez. Sönen ateşin küllerinden bahçeler yapmalıyız. Sönen ateşin küllerinden kardeşlik ağaçları dikmeliyiz, kardeşlik meyveleri devşirmeliyiz. Ve hep birlikte vatanımıza, dinimize hizmet yolunda çalışmalıyız.

Tarihte işlenmiş hataların hesaplarını birbirimize sormamalıyız…”

Tarihte işlenmiş hataların hesaplarını birbirimize sormamalıyız. Bilakis tarihten ibret alarak, tekrar birlik, beraberlik, vahdet tuğlalarının birlikte örmeliyiz. Bizi birleştiren inancımız, imanımız, Rabbimiz, ibadetimiz, Peygamberimiz var. Bu değerlerde birleşerek yola devam etmeliyiz.

Başkan Görmez, daha sonra Hatuniye, İhsaniye ve Sıddıkiye medreselerini ziyaret etti.

Kaynak Diyanet İşleri başkanlığı [ Okunma Sayısı: 168 ]

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Diyanet Vakfı Bursları Ne Zaman?Önceki Haber

Diyanet Vakfı Bursları Ne Zaman?

Diyanet İşleri Başkanı Görmez Bitlis’te din görevlileriyle bir araya geldi…Sonraki Haber

Diyanet İşleri Başkanı Görmez Bitli...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!