AYM, Müslümana kör ve sağır

Lübnan'daki konferansa gitti, tutuklandı.

Lübnan’ın siyasi partisi olan Hizb-ut Tahrir’in konferansına tercüman olarak katıldığı iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan makine mühendisi Bekir Kurtuluş’un mağduriyeti devam ediyor. 

Emniyet Genel Müdürlüğü ve mahkemelerin Hizb-ut Tahrir oluşumunun silahsız olduğuna yönelik resmi yazılarına rağmen mahkûm edilen ve şu anda Bursa H Tipi Cezaevi’nde bulunan Bekir Kurtuluş’un Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru 15 aydır sonuçlanmadı.

“ANAYASA MAHKEMESİ 15 AYDIR BAŞVURUMU SONUÇLANDIRMADI”

Bekir Kurtuluş, Bursa H Tipi Cezaevi’nden yaşadığı mağduriyeti anlatan mektup gönderdi.

Kurtuluş; Anayasa Mahkemesi’ni eleştirerek, “Balyoz mahkûmlarının başvurusunu 45 günde, Ergenekon mahkûmlarının başvurusunu 7 ayda sonuçlandıran Anayasa Mahkemesi, benim başvurumu 15 ay geçmesine rağmen halen sonuçlandırmış değil. Mahkeme, benim dosyam ve benzeri İslami kesime yönelik başvurular gelince ya kör kesiliyor ya da kulağının üstüne yatıp sağır kesiliyor” dedi.

ERGENEKONCULAR, 28 ŞUBATÇILAR VE BALYOZCULAR TAHLİYE EDİLDİ

Kurtuluş, özel yetkili mahkemelerde gayri hukuki şekilde “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla yargılandığını ve 7.5 sene cezaya mahkûm edildiğini belirterek, “Bu senenin Mart ayında özel yetkili mahkemelerin kaldırılması üzerine benimle aynı maddelerden yargılanan Ergenekoncuların, 28 Şubatçılar ve Balyoz mahkûmlarının yeniden yargılanma talepleri kabul edildi ve hemen hepsi tahliye edildi. Ben de yeniden yargılanma talebinde bulundum ama ret cevabı verildi. Yargıtay Ceza Üst Kurulu’na da başvurdum, kuruldan da ret cevabı geldi. Anayasa Mahkemesi’ne yaptığım başvuruma henüz bir cevap gelmedi” ifadelerini kullandı.

ANAYASA MAHKEMESİ “KAST SİSTEMİ” UYGULUYOR

Bekir Kurtuluş, Anayasa Mahkemesi’nin, Twitter davası gibi bazı dosyaları birkaç hafta gibi rekor sürelerde değerlendirip karara bağladığını, bazı dosyaları öne almak gibi bir haklarının olduğundan bahsettiğini hatırlatarak, şunları söyledi: 

“Balyoz mahkûmlarının başvurusunu 45 günde, Ergenekon mahkûmlarının başvurusunu 7 ayda sonuçlandıran Anayasa Mahkemesi, benim başvurumu 15 ay geçmesine rağmen halen sonuçlandırmış değil. Buradan anlaşılıyor ki, Anayasa Mahkemesi “kast sistemi” uyguluyor ve adamına göre önceliklerini belirliyor. Mahkeme, seçkinler sınıfına kayırma, alt tabakaya gelince görmezden gelme uygulaması yapıyor. Söz konusu olan İslami kesim olunca Sivas davasında olduğu gibi kendisiyle çelişen kararlar veriyor. Benim dosyam ve benzeri İslami kesime yönelik başvurular gelince ya kör kesiliyor ya da kulağının üstüne yatıp sağır kesiliyor.” 

DELİL ÜRETME KONUSUNDA PARALELCİ POLİSLER MAHİRLİĞİ 

Bekir Kurtuluş, şunları söyledi: “Benim başvurumun karara bağlanması Ergenekon, 28 Şubat ve Balyoz davaları kadar zor değil. Zira söz konusu davalarda Eldiven, Kafes, Sarıkız, Ayışığı ve Yakamoz gibi silahlı darbe planları ve ihtilal brifingleri söz konusuydu. Hizb-ut Tahrir davalarında ise, ne darbe planları, ne şiddet eylemleri, ne de uyduruk suçlamalarda gösterilen delillerin arasında silahlar mevcuttur. Tamamen delil üretme mahsulü yasak kitaplar, duvar haritası, bayram tebrik mesajı, Lübnan’da düzenlenen resmi bir basın konferansına katılım gibi gülünç deliller mevcut. Delil üretme konusunda paralelci polislerin ne kadar mahir olduklarını görüyorsunuz” 

Kaynak Yeni Akit [ Okunma Sayısı: 178 ]