Sabah namazı devrimi, Ne FETÖ’ye taviz ne de masuma gözyaşı
MEDYADİYANET HABER- Sabah namazı devrimi gönüllülerince, Üsküdar Mihrimah Sultan Camii’sinde toplanan gençler Ümmet-i Muhammed’de “adalet” çağrısında bulundu.
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
DiniHaberler.com.tr: Burak Çolo'nun Haberi
Sabah namazı devrimi gönüllülerince, Üsküdar Mihrimah Sultan Camii’sinde toplanan gençler Ümmet-i Muhammed’de “adalet” çağrısında bulundu. Ümmet, vatan, millet için mücadeleyi asla bırakmayacaklarını ifade eden gençler, “Türkiye sadece Türkiye demek değildir. Türkiye demek ümmet demektir” yorumunda bulundu.
Sabah namazı devrimi gönüllüleri yine vatan sevdalısı gençleri sabah namazında bir araya getirdi. Üsküdar Mihribah Sultan Camii’sinde kılınan namazın ardından, “ Ne FETÖ’ye taviz neden masuma gözyaşı” temalı program yapıldı. Gazeteci-yazar Adem Özköseve yazarYusuf Kaplan’ın katılımıyla gerçekleşen programda; 15 Temmuz Şehitlerine, 28 Şubat mağdurlarına ve adaletin gerekliliğine değinildi.
Allah bizi adaletli olmaya çağırıyor
Haraketin öncüsü AdemÖzköse,2,5 senedir devam eden Sabah Namazı Devrimi’ne gösterilen ilgiden ötürü teşekkür etti. Özköse, her ne şartta olursa olsun daima adaletin yanında olacaklarını kaydederek, “Ey İman edenler, adaleti titizlikle ayakta tutun. İster kendi aleyhine, ister lehine olsun isterse anneniz, babanız, akrabalarınız olsun, Allah bizi adaletli olmaya çağırıyor. Düşmanlar gibi olmayacağız. Adalet örneği bırakacağız” diye konuştu.
Vatan için şehit oluruz
Emperyalistlerin zulmünden değil, mazlumların bedduasından korktuklarına değinen Özköse, FETÖ’nün 15 Temmuz işgal girişiminde şehit edilen Halil Kantarcı’nın da defalarca kendileriyle birlikte olduklarını anlatarak, “Ne Amerika’dan korkuyorum nede İsrail’den mazlum ile masumun bedduasından korkuyoruz.Şehit Halil Kantarcı, geçen sene sabah namazı devriminde aramızdaydı. Aynı şekilde sabah namazı devrimine katılan kardeşlerimiz 15 Temmuz’da şehit oldular. Biz vatan, millet, ümmet için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. 15 Temmuz’da olduğu gibi gerekirse yine şehit oluruz” dedi.
Mağdurlar serbest bırakılmalı
20 yıl önce yapılan ve Türkiye’nin tarihinin en karanlık lekelerinden olan 28 Şubatdarbesinin mağdurlarından hala cezaevlerinde bulunanların bulunduğunu aktaran Özköse, “28 Şubat mağdurları hala cezaevinde. Halil Kantarcıda bir 28 Şubat mağduruydu. Son konuşmasında 28 Şubat mağdurlarının serbest bırakılmasını istemişti. 28 Şubat mağdurlarının hepsi serbest bırakılırsa, 28 Şubat biter” şeklinde konuştu.
Hakikatin izini alim, arif, hakimler açabilir
Yusuf Kaplan ise hayat perspektifinde olması gereken 3 konuya vurgu yaptı. Uluhiyet, rububiyet ve hilafet şuuruna dikkat çeken Kaplan, bu üç şuura ulaşmadan halifeliğe erişilemez dedi. Yaşanılan 200 yıllık krize dikkat çeken Kaplan şunları söyledi, “Fetret devri yaşıyoruz. İslam tarihinde yaşamadığımız sorunu yaşıyoruz, İslam ile aramızın sakatlaşması” dedi.
Yılanın başı İngiltere
İslam dünyası ve insanoğlunun sömürüldüğü, katledildiği emperyal sistemin ana güvertesinde İngiltere’nin bulunduğunun tespitini Kaplan,“200 yıldır sınırları İngilizler belirlediği için sorunları nasıl çıkaracaklarını çok iyi biliyorlar dolayısıyla başımızın belası.Abdulhamit Han’ın dediği gibi ‘Hangi taşı kaldırdıysam altından İngiliz çıktı’ Bizim İngilizlerin şark meselesi ile hesaplaşmamız lazım” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diriliş Postası
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…