Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
MEDYAIrkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Birkaç yıldır sosyal medya platformlarında yaygınlaşan sokak röportajı formatı basın faaliyeti olarak lanse edilse de toplumu provoke etmekten başka bir işe yaramıyor.
Eline bir mikrofon ve kamera geçiren her insanın rahatça yapabildiği bu faaliyetler herhangi bir denetime tabi olmadığı gibi, sonuçları konusunda da çoğu zaman yaptırım uygulanmıyor.
Özellikle etkileşim almak için toplumun açık yaralarını fütursuzca kaşıyan bu sözde basın mensupları, insanları birbirine kırdırmaktan kaçınmıyor.
Yeni bir örnekte “Deep Humor” adlı bir kanal Suriyeli bir grup çocuğu kendilerinden büyük birkaç ırkçı ile yüzleştirerek çocukları küfre maruz bırakıyor.
Çocuklara yönelen galiz küfürlere hiç bir müdahalede bulunmayan mikrofon tutan şahıs, çocukların mağdur olmasını etkileşim için zevkle izliyor.
Bir adım daha atarak çocukları dövmeye çalışan bir başka ırkçıyı engelleyen bu mikrofon tutucu, bu sefer de çocukları korumak için değil “bizden bilirler” korkusuyla şiddete engel oluyor.
Evet açıkça sizden biliyoruz. Siz ve sizin gibiler bu toplumu geriyor, provoke ediyor ve hatta şiddete sebep veriyor.
Peki bu karanlık basın faaliyeti niye basından sorumlu mercilerin dikkatini çekmiyor?
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
https://www.haksozhaber.net/d/media/ssstwitter-com-1731763249687.mp4İlginizi Çekebilir
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne Türkiye’de üniversitenin misyonu
Boğaziçi Üniversitesi tartışmalarını anlamak için biraz geçmişe gitmek gerekebilir…