© Dini Haberler 2020

Mehmet Görmez ve değişen Diyanet

Yeni Şafak yazarlarından Hüseyin Öztürk bugünkü köşesinde 2. dönem Diyanet İşleri başkanlığına tekrar getirilen Prof. Dr. Mehmet Görmez\'e yer vererek, dünün en hayırlı ve güzel haberlerinden birisi olduğunu dile getirdi.

“Eğer Allah yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse olamaz. Şayet (Allah ve Resûlü’ne bağlılıktan ayrılır da) O da, sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size yardım edecek kim olabilir? Öyleyse mü’minler ancak Allah’a güvenip dayansınlar”. Al-i İmran 160.

İşte Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamız, yukarıdaki ayet-i kerimeye imanının gereği, Allah’a güvenip dayanarak, başında bulunduğu kurumu ve milletimizi temsil etmektedir.

Kendi halinde bir Müslüman fert olarak şahitliğimi böyle beyan ederim.

Elbet iyiliklerin olduğu yerde kötülükler olacaktır. İyilerin olduğu yerde şeytana uyan ve tabi olan kişiler olacaktır.

İyiler iyiliklerini, kötüler kötülüklerini meydana koyacaklar ki, insanlar; mizaçlarınca, meşreplerince ve inandıkları değerler ölçüsünde istikametlerini bulabilsinler.

Neyse sözü uzatmayayım ve sevinçle, onurla, muhabbetle şükürle öğrendim ki, Mehmet Görmez hocamız, Diyanet İşleri Başkanlığı’na yeniden atanmış. Dünün en hayırlı ve güzel haberlerinden birisi buydu.

Devletim ve dinim adına sevindim. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Başbakanımız Davutoğlu’ndan Allah razı olsun.

Mehmet Görmez hocamıza da hayırlı uğurlu olsun. Birlik ve beraberliğimize çaldığı mayanın tutması için Rabbim gayretlerini artırsın.

Diyanet teşkilatını az çok tanıyan birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yalnız sözlerimden şimdiye kadar iş başına gelmiş başkanları öteleme anlamı çıkmasın.

- Diyanet İşleri Başkanlığı tarihi boyunca ilk defa, “resmi ideolojiye ve siyasi pazarlıklara” göre değil, Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in tarifine uyarak, istikametini bu çerçevede düzenleyen her Müslümanın arzuladığı bir başkana kavuşmuştur.

Ayrıca muhterem başkanın ifadesiyle;

- “Diyanet İşleri Başkanlığı bugün sadece Türkiye’ye hizmet etmiyor. Bütün dünyadaki Müslüman kardeşlerine hizmet eden bir kurum haline gelmiştir”.

Evet, Diyanet İşleri Başkanlığı dünyanın neresinde bir Müslüman nefes alıp veriyorsa, orada olmaktadır ve onların yanında yer almaktadır.

İslam dünyasının Türkiye’ye imrenmelerinin önemli sebeplerinden birisi de yerkürede İslam’ın bayraktarlığını Türkiye’nin ve haliyle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yapmasıdır.

Bilindiği gibi Mehmet Görmez hocamız Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı iken, 11 Kasım 2010 tarihinde başkan olarak göreve getirilmişti.

Bu beş yıl içerisinde yine iddia ederek söylemeliyim ki, teşkilatın 60 yılda yapamadığını yapmış ve daha da ötelere taşıyarak küresel ölçekte hizmet sunan “uluslararası bir kurum” haline getirmiştir.

“Din ayrı dünya ayrı” diye yıllarca Müslüman halkımızın ensesinde boza pişirerek, dini ve dini değerlerin öteleyenlere “dur” demiş, “din ile hayatı buluşturan” anlayışı, gelmesi gereken noktaya getirmiştir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nı; müftü, imam ve müezzinlerimizin sevk ve idaresini yapan kurum olmaktan çıkarıp, asli görevine döndürmüş, hayatın tamamını içine alacak şekilde yeniden düzenlenmesini sağlamıştır.

İlginizi Çekebilir

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne Türkiye’de üniversitenin misyonu

Boğaziçi Üniversitesi tartışmalarını anlamak için biraz geçmişe gitmek gerekebilir…

TÜM HABERLER