EL-ALİYY
MEDYA“Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O’nundur. O çok yücedir, çok büyüktür.”1
Birbirinden güzel isimlere sahip olan Rabbimizin her ismi insanda ayrı bir hayranlık oluşturmaktadır. Allah Azze ve Celle’nin kemalât sıfatlarının birbirleriyle bağlantılı olması Rabbimizin kusursuz bir ilah olduğunu bizlere göstermektedir.
Esma’ül Hüsna’dan işleyeceğimiz “El –Aliyy” ismi, Rabbimizin mutlak isimlerinden birisidir. “El-Aliyy”; mana itibarıyla yücelik ve yükseklik anlamı taşımaktadır. ‘Yükseklik’ manasının daha ağır bastığını söyleyenlere göre; Rabbimiz bütün kâinatın üstündedir. Fakat bu yükseklik elbette ki cisimlerin yüksekliği olarak ya da yukarıdaki varlıklara daha yakın, aşağıdaki varlıklara daha uzak manasında algılanamaz. Eğer bunu kabul edecek olursak, o zaman Rabbimize mekân isnat etmiş oluruz ki bu da caiz değildir. Nasıl ki insanın Allah’ın zatını düşünmesi caiz değilse, bu isme bu noktadan bakması da caiz olamaz. Çünkü insanın aklı sınırlıdır, göreceklerini ancak gördükleri ile şekillendirebilir. Hâlbuki Rabbimiz Muhalefetün Li’l Havadis’tir. Yani sonradan yaratılmış varlıklara benzemez. Bunun için insan hiçbir zaman sınırlı bir akıl ile sonsuz bir varlığı kavrayamayacağını bilmeli, bu konuda kendisine verilen sınırı aşmamalıdır.
Rabbimizin El- Aliyy isminde isimde ‘yükseklik’ manasından ziyade ‘yücelik’ ifade eden mananın inceleneceğini belirterek bu ismin 4 noktayı ihtiva ettiğini söyleyebiliriz:
1- Rabbimizden daha üstün bir varlığın düşünülmesi imkânsızdır.
2- O’nun bir benzerinin ve yardımcısının olması kabul edilemez.
3- Şanına yakışmayan her şeyden münezzehtir.
4- Kudrette, bilgide, hükümde, iradede ve tüm kemal sıfatlarında üstündür.
Bu manalardan anlaşılacağı üzere insanın yalnızca Allah’ın varlığını bilmesi ve kabul etmesi yeterli değildir. Önemli olan O’nu doğru bir şekilde bilmek ve iman etmektir. Yani El-Aliyy ismi, kula Allah’ı nasıl takdir edeceğini anlatır. O’nun gücünün her şeyin üzerinde olduğunu ve tüm yüce sıfatları kendisinde barındırdığını, kulun O’nun sonsuz ve büyük kuvvetine teslim olması gerektiğini bildirir. Nitekim yaşantımız boyunca nice sıkıntılara maruz kalırız, kimi zaman bir sıkıntımızı atlattığımızı düşünmeden diğerinin geldiğini hissederiz. Bu sıkıntılarla nasıl başa çıkacağım derken Allah el-Aliyy ismi ile büyüklüğünü gösterir de kul sıkıntısının nasıl kaybolup gittiğini dahi anlamaz. İşte bu Rabbimizin yüceliğinin bir tecellisidir. Gören gözler ve hisseden kalpler için O’nun merhametinde ve lütfunda sonsuz büyüklük ve hiçbir şeye denk olamayacak üstünlük vardır. Her umulmaz kapının açılışı, gerek şahsi gerek hizmet hayatımızda her çaresizliğin sona ermesi O’nun “kün” emrine bağlıdır. Kul tüm zerrelerine kadar Rabbinin inayetinin kendisine geldiğini hissedecektir. Yeter ki kul, kendini daima vahye karşı açık tutup Rabbinin yolunda bir ömür hizmet etmeyi istesin. O zaman insan, Rabbinin her alandaki hükmünde, izzetinde, fiillerinde ve sıfatlarında Yaratıcısının büyüklüğünü görecek, kendi sınırlarını bilip Allah’ın dünyasında Allah’a meydan okumayarak O’nun yüceliğini kabullenecektir. Rabbim cümlemize bu ismin tecellisine nail olmayı nasip eylesin…(Âmin)
1- Şûra, 4
Kaynak: Furkan Nesli
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…