© Dini Haberler 2020

Dingörevlileri ve Öğretmenlerde ROTASYON Silbaştan

Hayatın her alanında değişmeyen bir kural vardır: İnsanlar, kendilerini yenilemeli ve geliştirmeli”. Aynı oda içerisindeki değişikliklerin bile insan psikolojisi üzerinde olumlu etkileri gözlenirken bir çalışanın yirmi, yirmi beş yıl, aynı kurumda hatta aynı odada iş üretmeye çalışması, verimlilik adına makul sorgulanacak bir durumdur.

Hayatın her alanında değişmeyen bir kural vardır: İnsanlar, kendilerini yenilemeli ve geliştirmeli”. Aynı oda içerisindeki değişikliklerin bile insan psikolojisi üzerinde olumlu etkileri gözlenirken bir çalışanın yirmi, yirmi beş yıl, aynı kurumda hatta aynı odada iş üretmeye çalışması, verimlilik adına makul sorgulanacak bir durumdur.

Son yılların değişmeyen konusu rotasyon, yakın zamanda yine gündeme gelecektir. Memurların yer değiştirmesi konusu, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı personeli ve Milli Eğitim Bakanlığı personeli açısından öncelikle tartışılmaktadır. Bu iki kurum da rotasyon konusunda bir deneme yaptı, fakat zorunlu yer değiştirme planlaması sağlıklı ve gerçekçi yapılamadığı için bu uygulama kadük kaldı.

Diyanet personeli açısından rotasyon, hizmet alanların ve hizmet verenlerin çoğunluğunun bir talebi olarak ortaya çıkmıştı. Zira ortaya konan hizmetin kalitesini hizmet verilen sosyal ve fiziksel çevre doğrudan etkilemektedir. Bir din görevlisi, merkezde güzel bir camide göreve başlamakta ve emekli olana kadar o camiden ayrılmamaktadır. Bu durum devletin ve milletin camisinin “filan hocanın camisi” olarak değişmesine sebep olmaktadır. Kenar mahallelerde ve kırsal kesimde görev yapan din görevlilerinin belki daha kaliteli olmalarına rağmen merkeze gelmelerinin önü sürekli kapanmaktadır.

Hizmet kalitesi açısından bir görevlinin yirmi yıl aynı mekânda çalışması, meslek körlüğüne ve çevresel etkileri kanıksamaya başlamasına yol açmaktadır. Denemesi yapılan din görevlileri rotasyonunda gerçek bir rotasyon uygulanmamıştır. Mesela, Beyazıt Camii imam hatibi ile Süleymaniye Camii imam hatibi aralarında anlaşarak zorunlu (gönüllü) yer değiştirme işlemi yapmışlardır. Kontrolsüz ve denetimsiz bir çalışma sistemi olamaz ve olmamalıdır.

Hizmet kalitesi açısından bir görevlinin yirmi yıl aynı mekânda çalışması, meslek körlüğüne ve çevresel etkileri kanıksamaya başlamasına yol açmaktadır.

Din görevlilerinin çoğu objektif kurallarla belirlenmiş ve çoğunluğun memnun olacağı bir rotasyon uygulaması beklemektedir. Özellikle yeni nesil, ilahiyat fakültesi mezunu ve çok yönlü yetişen genç imam hatipler, zorunlu yer değiştirme fırsatını beklemektedirler.
Öğretmenlere uygulanmaya çalışılan rotasyon uygulaması ise tam bir yılan hikâyesine dönmüştür. Önce sekiz yılını dolduranlar rotasyona tabii olacak denirken sonra on yıl, an iki yıl, tekrar sekiz yıl ve nihayet rotasyon iptal edildi. Özellikle şehir merkezlerinde, öğrenci ve veli profili yüksek okullarda çalışan öğretmenler, emekli olana kadar bu okullarda çalışmaya devam etmektedirler.

ÇALIŞANLAR NE İSTİYOR?

Bu durum yine kurumun ve çalışanın yorulmasına ve meslek körlüğü yaşamasına sebep olabilmektedir. Rotasyon konusu çok hassas bir konudur. Bir yanda seksen milyonun hizmet alma hakkı, öbür yanda iki milyon çalışanın aile bütünlüğü, çalışma koşullarının düzeltilmesi gibi gerçekler bulunmaktadır. Hizmet alan insanların beklentisi, kamu otoritesinin kendisine en iyi hizmeti sunmasıdır. Fakat çalışanlar da kendi şartlarını ön plana alarak bir çalışma ortamı oluşturmaya talip olmaktadırlar.

Öğretmenlerde zorunlu yer değiştirme sisteminin uygulanması konusunda genel bir kabul bulunmaktadır. Her çalışan, belli dönemlerde mesleğinin zahmetine katlanmalıdır. Bu kanatın çalışanlarda yerleşmesi için çok önemli araştırma ve çalışmalardan sonra istisnaların kurala dönüşmeyeceği ve yapboz tahtasına benzemeyecek bir sistem kurulmalıdır. Fakat bu durumun önündeki en büyük engel, özür gurubu tayinlerin keyfi uygulamalara zemin hazırlamasıdır.

Özellikle büyükşehirlerde merkez ilçeler arasında bile özür grubu atamaları yapılmakta ve eşi çalışmayanların aleyhine bir durum ortaya çıkmaktadır. İl dışı atamalarında da eşi çalışmayan memurların istediği ile tayin olması nerdeyse imkânsız hale getirilmektedir.

Rotasyon uygulaması önümüzdeki dönemde tekrar gündeme gelecektir. Milli eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’nın açıklamaları bu ihtimali kuvvetlendirmektedir. Beklenti, tombaladan sayı çeker gibi “üç sene, olmadı beş sene, bu da olmadı sekiz sene, hadi on sene olsun.” gibi bir uygulama değildir. Her yönüyle düşünülen, sendikaların görüşleri alınarak, çalışma barışını bozmayacak, adil ve uygulanabilir, istisnaları çok nadir olan bir yer değiştirme sistemi kurulmalıdır.

Çalışanlarda “şeriatın kestiği parmak acımaz, elle gelen düğün bayram.” duygusu oluşturacak bir rotasyon herkesin kabulünü alabilir. Din görevlilerinin “hadi aramızda anlaşalım ve zorunlu(!) yer değiştirme yapalım.” gibi komik bir uygulamaya yeniden imkân vermeyecek ve genç din görevlilerinin önünü açacak, mesleki yeterliliği ve gelişimi destekleyecek bir rotasyon beklentisi göz ardı edilmemelidir. “Tebdili mekânda ferahlık vardır.” Sözü, boş bir söz değildir.

Kaynak: Memur Haber

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER