© Dini Haberler 2020

Bir Büyük Veda’nın hikayesi

Haber 7 Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Erdoğan, Medine\'de vefat eden usta gazeteci Hasan Karakaya\'ya köşesinden veda etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan ziyaretine eşlik eden ve ziyaret sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Yeni Akit gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya tüm basın camiasını yasa boğdu.

Erdoğan'ın Suudi Arabistan gezisini Hasan Karakaya ile aynı ekipte takip ve son anlarında yanında olan Haber 7 Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Erdoğan,'Duayen ve Dava adamı' olarak gördüğü usta gazeteciye bugünkü köşesinden veda etti.

İşte İbrahim Erdoğan'ın o yazısı;

BİR BÜYÜK VEDA'NIN HİKAYESİ

Duayen

Dava adamı

Mücadeleci

Mazlumların yılmaz savunucusu

Doğru bildiğini en sert şekilde savunan

Sözünü hiç eğip bükmeden söyleyen

Cevabı ne ise onu yazmaktan çekinmeyen

Cesur ve farklı bir kalem

Duygularımızın tercümanı

Basın cephesinde ümmetin siperi

Cebini değil cephesini düşünen

Zor dönemlerin adamı

Mert, yürekli, korkusuz

İşini ibadet aşkıyla yapan adam

HASAN KARAKAYA

…………….

Yazılarındaki dili ve üslubu ile hayati duruşu çok farklı olan adam.

Yazılarının aksine mülayim, yumuşak ve duyarlı bir şahsiyet.

Bir o  kadar da naif, hoşgörülü ve esprili.

Yüzünden gülümseme eksik olmayan kahkaha adamı.

Vicdanının sesini dinlemeden kalem oynatmayan koca yürekli adam.

Davalar karşısında yılmayan ve inandığı konuda meydandan hiç kaçmayan tükenmez bir kalem.

……………

Ve o koca ve yorgun yürek Allah Resulü’nun şehrinde ve Peygamberin huzurunda hakka yürüdü.

Hem de tam 63 yaşında, hem de Hz. Peygamberin son namazını kıldığı Mescid-i Nebevi’de ki o mübarek mekan da son namazını kılarak.

Cidde’de ihram giydiğinde bembeyaz olan hali son nefesine kadar onunlaydı.

Tavafta da, duada da, namazda da, sayda da Kabe-i Muazzama’nın o mübarek ruhuna kendini teslim etmişti.

Kalabalık ve yoğunluk yorgun kalbini zora sokmasın diye Cumhurbaşkanımızla birlikte Kabe’nin içine yani Allah’ın evine girememişti. 

Tavafını da, Say’ını da kendi halinde sessiz ve huşu içinde dinlenerek yapmıştı.

 Kabe’nin içine girebilmek için bir sonraki daveti beklemeliyiz diyerek teselli bulmuş ve yeni bir davet çıkarmıştı.

Peygamberin şehri Medine’yi görmek için sabırsızdı.

O mübarek şehre vardığımızda herkesten daha çok istekli ve heyecanlıydı.

Vallahi , Ravza-i Mutahhara’da benden daha huşu ile namaz kıldığına ve dua ettiğine şahidim.

Daha da fazlasını yaparak Allah Resulu’nun son namazını kıldığı mübarek mekanda iki rekat son bir   namaz kıldı ve huzurdan öyle ayrıldı.

Son nefeslerinde yanında olup, koca yüreğine güç veremediğimiz için bağışla Hasan abi.

Rabbim seni daha çok seviyormuş meğer.

Resulünün huzurunda ve onun şehrinde hakka yürüdün.

“EŞİDDAU ALEL KÜFFARİ RUHEMAU BEYNEHUM” desturuydu senin tavrın ve tarzın.

Müslümana karşı Müşfik kafire, zalime karşı şiddetliydin.

Biz seni hep öyle tanıdık ve bildik…

Yolun açık olsun, mekanın cennet olsun, ruhun şad olsun.

Daha şimdi den seni ve yazılarını özledik.

Hayatın boyunca vatanın, milletin ve inandığın değerlerin ve mukaddes her şeye fikrinle, zikrinle ve kaleminle omuz verdin.

Ve o değer verdiğin değerlerin aziz temsilcileri de son yolculuğunda tabutuna omuz vererek seni uğurladı.

Hem de mezarının başında Kuran okuyarak.

Elif. Lam. Mim diyerek.

Sen hep Elif gibi dimdik durmuştun ya!

Kaynak: Haber7

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER