Allah'a Savaş Açmayın!
MEDYAGünümüzde insanların ciddi sorunlarından biri haline gelen, ‘Faizi’ Diyanet İşleri Başkanlığı Konya İl Müftü Yardımcısı Muharrem Biçer, konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Faiz, günümüzde insanların bazen isteyerek bazen de şartların zorlamasından dolayı içine sürüklendikleri ciddi sıkıntılardan birisi haline geldi. Bu sıkıntıdan muzdarip olanlar; intihar, yetim kalan çocuklar, ocakların sönmesi şeklinde ekranlarımıza yansır oldu. Biz de bu sıkıntıyı tekrar gündeme getirmek ve vatandaşlarımızı bilinçlendirmek adına Konya Diyanet İşleri Başkanı İl Müftü Yardımcısı Muharrem Biçer ile bir araya gelip günümüz insanının bu konudaki sıkıntılarından nasıl kurtulabileceğini konuştuk. Faize tamah etmenin Allah’a ve Resulüne savaş açmak olduğuna değinen Biçer, “Bakara suresinin 279. Ayeti’nde Allah, faize bulaşanların Allaha ve Resulüne savaş açmış olduklarını açık bir dille belirtiliyor. O halde faize bulaşarak Allah’a savaş açmayın” diye konuştu.
Faize tamah edip faiz yiyen kimselerin Allah’a ve Resulüne karşı savaş açmış olduklarını belirten Muharrem Biçer, “Allah Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresinde, ‘Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve eğer inanmışsanız, faizden artakalanı bırakın.’(278) diyor. Bir sonraki ayette de ‘Şayet böyle yapmazsanız, Allah'a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin…’ diyor. Ayet gayet açık. Faize tamah edip boğazlarından geçirenler Allah’a ve Resulüne savaş açmış oluyor” ifadelerine yer verdi.
“FAİZLERİN DÜŞMESİ VE KIŞKIRTICI REKLAMLAR”
Türkiye’de faize ve krediye artan talebin, bankalardaki faizlerin düşmesinin ve medyanın önemli bir etken olduğunu söyleyen Biçer, “İnsanların tüketim çılgınlığı, dünya hırsı, lüks yaşam istekleri ve kanaatsizlikleri, faizlerin de düşmesiyle beraber, insanların gereksiz alışverişe yönelmesine sebep oldu. Tabi bunda medyanın da büyük payı var. Özellikle reklamların faizin gayet normalmiş gibi kışkırtıcı teşvikleri önemli rol oynadı. Tüm bunlar karşısında insanımız ancak hakiki bir Mümin tavrı sergilerlerse bu yükün altından kalkabiliriz” diye konuştu.
“NESLİMİZİN DÜZELMESİ HELAL LOKMAMIZA BAĞLI”
Yeni neslin olumsuz durumlarından şikâyet etmeye hakkımız olması için öncelikle kendi lokmalarımızın helalliğine dikkat etmemiz gerektiğini vurgulayan Biçer, “Geçmişte bizim ecdadımız alacaklı olduğu komşusunun evinin gölgesinde gölgelenmeyi bile faiz olarak kabul etmişken bugün şu geldiğimiz nokta içler acısı. Ve şuan çevremize baktığımızda, yeni neslin kötüye gittiğinden şikâyet eden insanlar görmeye başladık. Aslında bu durumdan şikâyet etmeye hakkımız olması için öncelikle kendi lokmalarımızın ne kadar helal olduğunu teşhis etmemiz lazım. İnsan fıtratına ve nesline iki şey etki eder. Birincisi yediği lokma, ikincisi de çevresi. Kimilerine göre bir insanın dindarlığı namaz, abdest, oruçla ölçülür. Allah dostlarından Sufyan Es. Sevri’ye göre ise kişinin dindarlığı onun lokmasının helalliğine dikkat etmesiyle anlaşılır. Öyleki haram lokmanın insan vücudundan 40 gün boyunca çıkmadığına dair rivayetler var. Tebaraniden rivayet edilen bir hadis-i şerife göre ‘haram lokma yiyenin 40 gün boyunca ibadetleri ve duaları kabul olunmaz.’ Dinimiz bize haram ve helalleri net çizgilerle ayırmış. İnsanın şüpheye düştüğü durumlarda ise peygamber efendimiz (s.a.v.) şüpheden uzak durmamızı bizlere tavsiye etmiş. İslam âlimlerinin zaruret hallerinde ölmeyecek kadar domuz etine yılana bile cevaz verdiklerini görürken, başınız dara düştüğünde faize başvurabilirsiniz diye bir fetvaya rastlamamaktayız” dedi.
“NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE YÖNETİLİRSİNİZ”
Bugün bir şeylerden şikayet etmeye hakkımızın olması için önce kendimizi düzeltmemiz gerektiğine değinen Biçer, “Bugün Allah ve resulü sadece ibadet hayatımıza yön veriyor. Ticaret hayatımıza ve diğer birçok alanlarımıza ise başkaları yön veriyor. Biz bu durumun farkına varmadığımız ve harekete geçmediğimiz müddetçe etrafımızda olanlardan şikâyet eme hakkımız baltalanır. Bir Hadis-i Şerifte de geçtiği üzere ‘Siz nasıl yaşarsanız öyle yönetilirsiniz’ diyor Allah resulü. Eğer ki bugün gerçekten bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, bu işe öncelikle kendimizden başlamalıyız” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: Tunahan Özen/Manşet Haber
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…