KUDÜS BİZİMDİR!
“Su uyur düşman uyumaz” atasözü sanki tekrar etti. Zaman yine zalimin zulmüne sahne oldu. Yıllardır mahzun kalpli Müslümanların vatanı Filistin’in kanlı yaşmağı yine kana bulandı. Mescid-i Aksamız’ın otağı Kudüs Yahudilerin pençesinden yine kurtulamadı. Amerika’nın şımarık çocuğu İsrail, “Kudüs’ü başkenti” ilan etti. Onun dostu ve yareni ABD’de tabi ki desteğini açıkladı. Bu ne demekti? Dünyada Müslümanlar aleyhine her türlü entrika ve şerrin potansiyel destekleyicisi Amerika’nın dünyayı parmağının ucuyla yöneten yahudilerin “dünya hakimiyeti” için ayağa kalkmasıydı.
Peki ne olacak şimdi sormalı? Müslümanların ilk kutsal mescidi, Resulümüz’ün Mirac durağı Kudüsümüz nasıl olur da bu gözünü kan bürümüş Yahudi milletine teslim edilir? Biz ki, Selahaddin-i Eyyubiler’in utkusunu ve emanetini taşıyacak nesilleriz. Biz ki Sultan cennet mekân Abdul Hamit’in torunları, ahfatlarıyız. Nerde Müslüman ümmetler? Nerde İslam devletleri? Bayraklarına hilalin yanına Kelime-i Şehadet’i, Kelime-i Tevhid’i “İslam Cumhuriyeti” ünvanlı devletler neredeler? Konforlu saraylarında her türlü ihtişam ve şatafatın çılgınca keyfini çıkaran Emirlikleri, Suud Kralı,Kur’an kıraatleriyle kulaklarımızı dolduran Arap Şeyh Efendileri haydi davranın artık saklanmayın malikhanelerinizin özel bölümlerinde! Çıkın meydanlara neredesiniz? O sayısız petrol kuyularınız bir seferliğine olsun Müslümanlara yardım için sarf edilemez mi? Bu seneki hac ve umreden aldığınız dolarları gönderemez misiniz Müslüman Filistinli kardeşlere? Bir tabur asker de mi yığamazsınız Aksa önüne Allah aşkına? Gelin tek yürek tek bilek olalım artık! Parçalanmayalım fırka fırka! Bölünmeyelim Yahudilerin sofralarına ufalanan ekmek kırıntıları olmayı kabullenmeyelim artık! Seslerimiz kısılmasın yine? Dillerimiz tutulmasın dilsiz şeytan denmesin uhrada bize! Nasıl bir akıl tutulmasına girdi bu ümmet yardım eyle Allah’ım!...
Dünya telaşından bir türlü kurtulamayan Müslümanlara sözümüz. Gafletlerinden bir türlü ayılmak istemeyen cehaletiyle mutlu mesrur yaşayanlara ne demeli? Evindeki avizeyi beğenmeyen, perdelerinin modeli düştü diye endişelenen, kıyafetlerini her yıl moda trendlerine göre düzenleyen, onlara çil çil dolarlarını yatıran müsriflere ne demeli? Filistinde kurşunlanan, tanklarla ezilen mazlumların derdini kendine dert edinemeyen şuursuzlara ne demeli?
Dünyayı onlar mı kurtaracakmış? Araplardan adam olmazmış! Türkün dostu olmazmış! Herkes kendisine bakmalıymış!..Daha ne saçma laflarla kandırıyorlar kendilerini ve başkalarını. Oysa Mescid-i Aksa’mız bizi beklemekte… Gözlerini o şanlı ecdadın ihtişamlı fetihlerine dikmekte…Yeniden dirilişimizi, birliğimizi, kudretimizi, muhabbetle binitlerimize atılışımızı, Allah! Allah! Allah! Diyerek surlara çıkışımızı… Nazlı hilallerle uçarak avlusuna girmemizi, orada tekbirlerle küfrün ödünü koparışımızı tahayyül ederek umutla beklemekte Aksa’mız…
Türkiye’nin kırmız çizgisidir Kudüs! Böyle dedi Reis-i Cumhurumuz o kadar! Batı’ya karşı anla şanla diğergamlık günüdür bugün! Müslümanın derdiyle dertlenmemek bize yaraşır mı? Gün birlik günüdür. Gün Aksa’ya vefa günüdür. Aksa’nın kara kuru, zayıf aç bi-ilaç çocuklarına sahip çıkma günüdür. Gün yehudayı lanetleyen ayetleri hatırlatma günüdür. Onların birliğinin ve dirliğinin bozulması için geceleri duaya durma günüdür. Mescidlerini korurken yaralanan, yüzlerinden akan kanlara aldırmadan “Kudüs Müslümanlarındır!” diye haykıran mücahitlere omuz verme günüdür…
Tekrar söylüyorum gafletten uyanma vaktimiz geldi artık! Kudüs, işgal altındayken Müslümanın gülmeye, tebessüm etmeye hakkı yoktur!” diye gürleyen Selahaddin-i Eyyubiler’den ar edelim birazcık utanalım halimizden! Evleri mobilyadan, dolapları kıyafetten yıkılan Müslümanlar! Yeter artık bırakın bu alış veriş çılgınlığını! Desinlerde gezmeyi bırakın! Kendinize rehber olarak Kur’an’ı alın! Bakın Aksamız ne halde? Biz onun kutsal emanet olduğunu hatırlamayacak mıyız hala? Kendi kendimizden başka davamız olmayacak mı bizim Allah aşkına?
“Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah’ta size yardım eder. Ayaklarınızı dinde sabit kılar.”[1]Ayetini unutmayalım. Allah’a dost olmanın manası budur zaten. Allah’ın mescidi, Müslümanların ilk kıblesi ona düşman bir kavmin ayakları altında ezilsin mi? Buna nasıl razı olabiliriz söyleyin? Zulmü alkışlamaktan, ona olur vermekten, ona razı gelmekten, ona destek olmaktan, ona sessiz kalmaktan, ona teslim olmaktan kaçınacağımıza dair bir her gece yatsı namazlarımızdan sonra kıldığımız vitir namazlarımızda okuduğumuz “Kunut Duamızda” söz vermiyor muyuz?
Kudüs için ağlayalım bugünden geri…Kudüs’ü anlatalım çocuklarımıza uyumadan önce…Onları Kudüs’e sevdalandıralım. Kudüs aşkıyla yandıralım sinelerini. Fethe karar kıldıralım gençlerimizi. Ati’de mutlu ve huzurlu günlerimiz olsun diye, iki cihanda yüzümüz ak, amelimiz hak olsun diye yanalım yakınalım Kudüs’e Kudüslü’ye…
Bu sınavda necat elimizin altında kardeşlerim. Her türlü basın yayın araçları elimizde…Paylaştıkça artacak bir şuurla yarışalım Kudüs davasına sahip çıkalım. Onu Yahudilerin kirli ellerine bırakmayalım. Onu yakmalarına, yıkmalarına izin vermeyelim! O’nu koynuna aldığı gönül incisini yerleştirdiği Aksa’sına hasret koymayalım! O’nu ağlatanlar ağlasın artık susmayalım! O’nun garip gureba çocuklarını tekmeleyerek, dipçiklerle döverek, çizmeleriyle başlarını ezerek, kollarını acımadan kırarak zulmün daniskasını gözlerimizin içine baka baka yapan Yahudilere seyirci kalmayalım! Kardeşlerimize sahip çıkalım! Tekbirlerimizle korku salalım o kapkara kalplerine Yahudilerin! Unutmayalım ki, ayette: “Onların kalplerinde Allah’tan ziyade, mü’minlerin korkusu vardır.” Buyurulmaktadır. [2]Kudüs’ü alçakça desiselerle Müslümanların bağrından koparmak isteyenlere fırsat vermeyelim!
Hep baraber muvahhidlerle bir olalım sadıklarla yar olalım şehitlerle yanyana duralım…Kudüs bizim! Kudüs İslam’ın kutsal toprağıdır! Haykıralım! Bu yolda olmak ta ölmek te çok güzeldir…Can feda olası Peygamber’in (s.a.v) hoşnut olacağı günler gelene değin haydi hep birlikte “Kudüs bizimdir!”Diyelim!
Ayşe Ciplioğlu Kaş
Facebook Yorum
Yorum Yazın