Ömrü insanlık için mücadeleyle geçti

GÜNCEL

Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’yı anma ve anlama etkinlikleri devam ediyor. Saadet Partisi Bağcılar teşkilatının düzenlediği “Erbakan Hoca’yı Anma ve Anlama” paneli geçtiğimiz gün gerçekleşti. Panele Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Saadet Partisi GİK üyesi Lütfi Kibiroğlu, Prof. Dr. Osman Altuğ, MÜSİDER Genel Başkanı Arslan Ateş katıldı.

DURSUN ALİ BULUT / İSTANBUL

Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın rahmeti rahmana kavuşmasının seneyi devriyesinde anma ve anlama etkinlikleri devam ediyor. Saadet Partisi Bağcılar teşkilatının düzenlediği “Erbakan Hoca’yı Anma ve Anlama” paneline Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Saadet Partisi GİK üyesi Lütfi Kibiroğlu, Prof. Dr. Osman Altuğ, MÜSİDER Genel Başkanı Aslan Ateş, Saadet Partisi Bağcılar ilçe Başkanı Şakir Şahin, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Efe Hoca ve çok sayıda vatandaş katıldı. Moderatörlüğünü Milli Gazete Kültür Sanat Editörü Bilali Yıldırım’ın yaptığı panel, Ebubekir Camii İmam Hatibi kurra hafız Hasan Kılıç’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

ERBAKAN DEYİNCE TAKATİNİN SONUNA KADAR ÇALIŞMAYI ANLIYORUZ

Saadet Partisi Bağcılar İlçe Başkanı Şakir Şahin yaptığı açılış konuşmasına, hak dava uğruna mücadele eden şehitleri yâd ederek başladı. Şahin, “Erbakan deyince biz mücadele cihat anlıyoruz. Kendini ümmete adayan birisi anlıyoruz. Erbakan deyince Allah’a (C.C.) teslim olmayı ve sadece O’na boyun eğmeyi anlıyoruz. Erbakan deyince İslam Birliği’nin kurulması mecburiyetini anlıyoruz. İnsanlığın kurtuluşu için çalışmayı anlıyoruz. Erbakan Hoca deyince Allah (C.C.) yolunda takatinin sonuna kadar çalışmayı anlıyoruz” ifadelerini kullandı.

RANTİYENİN AYAĞINA BASTIĞI İÇİN İKTİDARDAN UZAKLAŞTIRILDI

Erbakan Hoca’nın başbakanlık dönemindeki Ekonomi Başdanışmanlığını yapan Prof. Dr. Osman Altuğ ise panelde Havuz Sistemi’ni nasıl kurduklarını anlattı. Erbakan Hoca’nın darbeyle indirilmediğini vurgulayan Altuğ, “Erbakan Hoca’yı darbeyle indirmek kimin haddine. Askerler Hoca’yı son derece severdi. Hoca da askerleri son derece severdi. Hoca kumarhanelerin ayağına bastığı için, faiz lobisinin ayağına bastığı için, rantiyenin ayağına bastığı için, İsrail’le askeri ihaleleri iptal ettiği için; milletini, vatanını sevdiği ve milletin parasını rantiyecilere yedirmediği için para faşistleri tarafından iktidardan uzaklaştırılmak istendi. Yani 28 Şubat sürecinin kökeninde, ülkesini seven, dürüst, namuslu, liyakatli, ehliyet sahibi bir kişi olduğu ve ülkesinin parasını koruduğu için iktidardan uzaklaştırıldı” şeklinde konuştu.

HERKESİN HAYATI BİR KİTAPTIR; ERBAKAN HOCA’NIN HAYATI BİR KÜTÜPHANEDİR

Panelde konuşan bir diğer isim Saadet Partisi GİK üyesi ve Eminönü eski Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğlu ise “Türkiye’de belediyecilik Milli Görüş’ün işidir. Ve biz Milli Görüş belediyeciliğini Hoca’dan öğrendik. Belediyecilikte bize öncülük etti, önümüzü açtı. Ben belediye başkanı olduğumda belediye nedir bilmezdim. O efsane çalışmaları hep Hoca’mız sayesinde, bize öğrettikleri sayesinde yaptık. Onun için Hoca’yı anlatmak öyle kolay değildir. Herkesin hayatı bir kitaptır. Erbakan Hoca’nın hayatı bir kütüphanedir” dedi. Erbakan Hoca’nın hiç boş vakti olmadığını dile getiren Kibiroğlu, “Hoca’yı anlamak her babayiğide nasip olmaz. O bir derya idi. Biz kenarında yalın ayak gezen insanlardık. Allah (C.C.) rahmet eylesin kendine düşen vazifeyi yaptı. Şimdi biz kendimize düşen vazifeyi yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

ERBAKAN HOCA BELGESELİ MÜJDESİ

Hocayla ilgili anılarını anlatan MÜSİDER Genel Başkanı Arslan Ateş ise, Erbakan Hoca’nın insanları yönlendirmede ve algıda önemli bir rol üslendiği için sinemaya ve müziğe verdiği önemi dile getirdi. Hoca’nın son kurduğu MİLKO’nun MÜSİDER olduğunu vurgulayan Ateş, Erbakan Hoca’ya ahde vefa için hazırladıkları Erbakan Hoca belgeselinin yakında çıkacağını ve ileride bir de sinema filmi çekeceklerinin müjdesini verdi.

ERBAKAN HOCA’MIZI BAŞKA LİDERLERLE KARŞILAŞTIRMAK HOCA’YA ZULÜMDÜR

Erbakan Hoca’nın hayatı anlatmaktan çok yaşadığını dile getirerek sözlerine başlayan Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, panelde Erbakan’ın mücadelesini anlattı. Erbakan Hoca’mızı başka liderlerle karşılaştırmanın zulüm olduğunu söyleyen Kurdaş, Erbakan Hoca’nın bir asırda bir gönderilen lider olduğunu söyledi. Erbakan Hoca’nın yaptıklarının bir ömrü aşan şeyler olduğunu ve ömre sığmayacağını belirten Kurdaş, “Erbakan Hoca’nın sabah namazına 3 saat ayırdığını yakınları hariç çoğu kişi bilmez. Yine her ayın hangi günüyse Kur’an-ı Kerim’den o cüzü okurdu” diye konuştu.

AYAKKABILARINA PENÇE ATTIRIRDI

Erbakan Hoca’nın birilerinin medyada gösterdiği gibi şatafat içinde yaşamadığını dile getiren Kurdaş; Erbakan’ın çok nazik, kibar, insanlara saygılı ve son derece mütevazı olduğunu belirterek şu anılarını aktardı: “Hoca’mız bize örnek olan bir insandı. Asla şatafata önem vermedi. Bugün ayakkabılarına pençe attıran var mıdır? Biz biliyoruz ki Erbakan Hoca bir ayakkabısına üç kere pençe attırır ve öyle kullanırdı. Yine gömleklerinin yakası yıprandığında terziye gönderir ters çevirtir ve öyle kullanırdı. Hoca’mız asla israf etmezdi. Bir A4 kâğıdını kullanabileceği kadar kullanır yazıları ince yazar ve artan kâğıdı da asla atmazdı.”

BAŞBAKANLIĞI DEVRALMAYA GİDERKEN...

Erbakan Hoca’nın nezaket sahibi bir insan olduğunun da altını çizen Kurdaş, Mesut Yılmaz’dan başbakanlığı devralmaya giderken kimsenin siren çalmamasını ve kimsenin rahatsız edilmemesini istediğini ifade etti. Başbakan olduğunda ilk yaptığı işin hep makam arabasında bulunan seccadesini alıp başbakanlıkta iki rekât şükür namazı kılmak olduğunu söyleyen Kurdaş, başbakanlık özel kalem müdürünün ‘Sayın Başbakan’ım adet üzere nasıl bir başbakanlık masa ve koltuğu istersiniz’ önerisine “Burada iş yapacak olan biziz, koltuk ve masa değil. Adet üzere de olsa biz koltuk ve masanın değiştirilmesini istemiyoruz” diyerek özel kalem müdürünün önerisini geri çevirdiğini anlattı.

MİLLÎ GAZETE’DEN MAKİNELERİ GERİ ALDI

Kurdaş,Erbakan Hoca’yla yaşadıkları anıyı şöyle aktardı: “Başbakan olduktan sonra Hoca’mızla çok seyahatlere gittik. Tabi biz de Milli Gazete olarak hocamızı daha iyi çekmek için iyi fotoğraf makineleri almak istiyoruz ve bu işin merkezi de Singapur. Hocamızın Singapur ziyaretinde özel kalem müdürünü biraz sıkıştırıp, ikisi İstanbul ikisi de Ankara olmak üzere dört tane fotoğraf makinesi aldırdık. Tabi her seyahat sonrası olduğu gibi Erbakan Hoca özel kalem müdürünü çağırıp “Getir bakalım ne kadar masraf ettik” dediğinde makine alındığını görünce “Biz geldiğimizde Başbakanlığın fotoğraf makineleri yok muydu?” diye sordu. Özel kalem müdürü de “Hocam bu makineler Milli Gazete’ye alındı” cevabını verince.  Hoca “Makineleri Başbakanlığa getirin” diyerek tarihi bir cevap verdi.” Kaynak: Milli Gazete

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: DiniHaberler.com.tr