Kripto para ya da Bitcoin kullanmanın hükmü
Alıntı YazılarHer yeni uygulamanın İslâm fıkhında aynen bir karşılığının bulunması gerekmiyor. Asıl olan haramlar değil helallerdir. Çünkü helal alan geniş, haram alan dardır.
Faruk Beşer, Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan yazısında kripto paranın hükmünü yorumluyor:
Böyle çetrefil meseleleri bu işin uzmanı olmayan bizim gibilerin her yönüyle anlayabilmesi zor. Zaten bu konu hemen her gün farklı bir hal alıyor. Henüz istikrar bulmuş bir uygulama değil. Biz ancak söylenenlere bakarak bir hüküm verebiliriz. Uzun bir zaman diliminde ve sayfalarca okumalar sonucunda sadece şimdilik vardığım sonucu söyleyeceğim. Bu konuda Süleyman Kaya, Şeref Oğuz ve Ali Demir’in ve başkalarının yazdıklarından da istifade ettim.
Bütünüyle dijital (rakamsal) dünyanın üzerine oturduğu sistem 0-1 sayılarının farklı dizilişlerinden ibaret. 8 adet 0-1’in bir arada olması internet diliyle bir bit (bayt)’lık bir veri oluşturur. Coin ise madeni para demek. O halde bit-coin rakamsal sistemle yani sanal ortamda oluşturulan parasal değer demek.
Kripto ise derin şifrelemeyi/bilinemezliği ifade ediyor. Buna göre de kripto para onu oluşturandan başka kimsenin kıramayacağı bir şifrelemeyle yapılan parasal değer demek. Böyle şifreli paraların hepsine birden kripto para deniyor. İnternet ortamında böyle binlerce para ve 1,5 trilyon dolarlık bir piyasa var. İşi bilen her uyanık, kendine göre bir yazılım oluşturarak böyle bir para tedavüle sürebilir ve adını da kendi koyar. Bitcoin bu kripto paraların en meşhuru olduğu için saha onunla biliniyor.
Bu paraların en temel özellikleri şunlar:
1. Gerçekleştirilen işlemlerde tarafların kimlikleri meçhul. Bu da sanal paraların yasadışı faaliyetlerde kullanılabilmesi için uygun bir ortam hazırlıyor.
2. Piyasa değeri aşırı oynak. Mesela Elon Musk’ın ‘Ben bu işi sevdim’ demesi bitcoin’in değerini birden yükseltebiliyor, aksine ‘Bu iş benim hoşuma gitmedi’ demesiyle de birden çakılabiliyor. Elon Musk’ın büyük parayı temsil ettiğini hesaba katalım. Demek ki, burada da büyük para küçük parayı çekiyor.
3. Dijital cüzdanların çalınabilmesi, kaybolabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi riski var.
4. İşlemlerin geri döndürülemez olmasından dolayı uygulamadaki hatalara ve kötü niyetli satıcıların suiistimaline açık.
Ayrıca kripto paralar mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilmediği için halihazırda hukuki gözetim ve denetimi mümkün gözükmüyor. Gerçi bir şeyin para olabilmesi için, hukuki ya da idari gözetiminin bulunması şart değil. Ama aldatma ve aldanmaların olmaması buna bağlı.
Bu bilgilerle İslâmî hükmüne gelince: Her yeni uygulamanın İslâm fıkhında aynen bir karşılığının bulunması gerekmiyor. Asıl olan haramlar değil helallerdir. Çünkü helal alan geniş, haram alan dardır. O halde bir şeyin helal olduğunu anlamanın kestirme yolu, haram olduğuna dair delilin bulunmamasıdır. Haram unsurlar ihtiva etmiyor, harama da sebep olmuyorsa helaldir deriz.
Bu ölçülerle kripto paraya ya da Bitcoin’e baktığımızda kurnazca üretilmiş bir para olduğunu görürüz. Altın, gümüş gibi reel paralar ortadan kalktığından beri zaten bütün paralar gerçek değil, kaydî, itibarî ya da sanal paradır. Böyle olması bir şeyin para sayılmamasını ya da haram olmasını gerektirmez. Sanal dünya bu yönde hızla ilerliyor ve bunun önünü almak da mümkün gözükmüyor. O halde yapılacak şey buna engel olmaya çalışmak değil, haksız kazanca/bâtıla araç olmamasını sağlamak ve yönünü hayra çevirmektir. İslâm’a göre haksız kazanç yolları/bâtıl bellidir: Faiz/riba, haram malların mübadelesi, rüşvet, hırsızlık, aldatma, yüksek aldanma riski/garar, kumar ve aşırı bilinmez unsurlar/cehalet-i fahişe.
Bunların birisi bile bir işlemi/akdi fâsit ya da bâtıl kılabilir, sonuçta da o işlem haram olur. Şu andaki işleyişiyle kripto paralarda bu saydığımız sebeplerin hepsi olmasa da çoğu bulunmaktadır. Mesela aldatma, garar, kumar özelliği taşıma ve aşırı bilinmezlik mevcuttur. Ayrıca bu yolla yurt dışına para kaçırma, vergi kaçırma, kara para aklama, bütün ülkelerce yasak olan uyuşturucu ve çocuk pornosu ticareti, silah satışı ve terör finansmanı kolayca yapılabilmektedir. Bireyler kısa zamanda zengin olabilseler de toplum ve ülke ekonomisi bundan zarar görmektedir. Sonuç olarak halihazırdaki kripto para ticareti zararı kârından çok daha fazla olan bâtıl/haksız bir kazanç yoludur ve şu andaki haliyle helal sayılması mümkün değildir.
Yapılacak iş bundan kaçmak değil, ülke düzeyinde konuya bigâne kalmayıp bunu haksız kazanç olmaktan çıkarmanın yollarını bulmaktır.
Ali Demir’in vardığı sonuçla bitirelim: “Kripto emtia işi, geri kalmış ülkelerin soyulması için kullanılan bir tezgahtır”. Biz de buna “umarız ki, şimdilik” kaydını ekleyelim.
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Bir çocuk bir elma ile gözlerini ve kalbini açar
Muhammed, kendi dünyasında yaşayan bir çocuk, bana “sevginin”, “açlıktan” daha büyük olabileceğini ve kurumuş bir elmanın bile dünyanın en büyük hediyesi olabileceğini öğretti.
Gazze'nin yıkıntıları arasında hayata yeniden başlamak
“Evden çıkarken ve eve girerken bir sürü molozun üzerinden tırmanmak zorunda kalıyoruz,” dedi. “Ama bu çadırlarda yaşamaktan daha iyi...
Ramazan'ı Gazze halkının örnekliğiyle yaşamak
Yaşar Değirmenci, geçtiğimiz sene Gazze'de Ramazan boyunca görev yapan Dr. Farhan Abdul Azeez'in verdiği bir röportajda, Gazzelilerin Allah'a olan bağlılıklarını ve bütün imkansızlıklara rağmen Ramazan'ı yaşama biçimlerinin örnekliğini aktarıyor.
Çocuk en iyi sevdiklerinden öğrenir...
Sefa Saygılı çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususları vurgularken ebeveynlerin çocuklarıyla diyaloğunun önemini belirtiyor.
Gazze kalpleri Kur’ân’a, İslâm’a açıyor ve kazanıyor…
Abdullah Yıldız, Gazze sayesinde Müslüman olanların ihtida hikayelerine göz atıyor.
Bir garib-ârif ölmüş diyeler..
Sözleri, güldürmüyor, düşündürüyordu ve herkes de ciddiyetle dinliyor ve hatibin, dile getirdiği ızdırablı, sosyal dertler, yüzüne de yansıyor ve cümleleri dudaklarına âdeta, yüreğinden yoğrulmuş olarak sâdır oluyordu.