İmam, Kur'an Kursu Öğreticileri ve Vaizlere ince mesaj!
Alıntı YazılarMilli Gazete yazarı Mahmut Toptaş "Ömrümüzü şeytan taşlayarak geçirmeyelim" isimli köşe yazısında İmam, Kur'an Kursu Öğreticileri ve Vaizlere ince mesaj verdi. İşte o yazı...
Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak 100 bin civarında cami, yine yüz bin dolayında imam ve müezzin görev yaptığı gibi, 20 bin Kur’an kursu öğretmeni ve yine 20 bin civarında geçici Kur’an kursu öğreticisi varmış.
Üç bin vaiz ve 1500 müftü ile Diyanet, hizmetine devam ediyor.
Türkiye’de hiçbir kurum veya kuruluşun böylesine geniş imkânları yoktur.
Her şehrin en merkezi yerinde Ulu Camii, Merkez Camii, Paşa Camii gibi büyük ulaşımı en kolay camilerimiz vardır.
Yüz bin cami, hiçbir akımın elinde bulunmamaktadır.
Cuma günü yapılan vaaz ve hutbelerle her hafta konuşma yapılmakta ve seksen milyonun erkek ve ergenlik çağında olanların yüzde sekseni camiye gelmektedir.
Aynı şehirde bir tane erkek öğrenci bulamadığı için Kur’an kursunu kapattığını söyleyen yetkili bilsin ki aynı şehirde hizmet veren özel vakıf veya dernekler öğrenci bulabiliyorlar.
Hatta kapasiteden fazla müracaat olduğundan imtihanla öğrenci alıyorlar.
İmamlar, sizin elinizdeki imkân hiçbir şahısta yoktur.
“Hizmet edeceğim ama kanunlar ve yönetmelikler engelliyor” mazereti arkasına sığınmayınız.
Kanun ve yönetmeliklerin verdiği yetkiyi kullansanız, yine de hizmet etmiş olacaksınız.
100 bin imamımız senede bir insanımıza bildiklerini öğretse on sene sonra bir milyon yetişmiş insanımız olur.
Her sene on kişi yetiştirse on milyon olur.
Hükümetlerin, zarar eden devlet şirketlerini özelleştirdiği gibi atıl kalan kursları da özelleştirmesi mi gerekir?
Allah için çalışalım iş yapalım.
Bin tane karanlığa söven adam yerine, bir tane ışık yakan adamın olsun daha iyi demişler.
Açlık ve sefalet üzerine çok önemli eserler veren birçok adam yerine toprağa tohum atıp üretip insanları doyurduktan sonra onlara tohum atmasını, harman kaldırmasını öğreten daha iyidir.
“Din elden gidiyooor” diye bağıranlar ve bağırırken boğazlarını yırtanlar yerine, din için iman için bir adım atanlar daha iyidir.
Kur’an-ı Kerim’de Rabbimizin güzel isimleri 4842 defa geçmekte.
Rabbimize işaret eden O, Onu, Ona, Ondan, Sen, Seni, Senden, Sana gibi zamirler bu rakama dâhil değildir.
Yine Kur’an-ı Kerim’de şeytan kelimesi çoğuluyla birlikte 88 defa geçmekte.
Biz hep olumludan, üretimden, faydalıdan bahsedelim, onu öğrenelim ve öğretelim.
Rahman’dan çokça bahsedelim, şeytandan yeteri kadar bahsedelim.
Ömür boyu ibadet yaparız ama şeytan taşlamayı hac esnasında yaparız.
İblis’i tanıtmak yerine İdris peygamberi (s.a.v.) tanıyalım ve tanıtalım.
Sevgili Peygamberimiz, kendisine yapılan hakaretleri ve işkenceleri kimseye anlatmamış.
Görenlerin anlattığıyla biliyoruz.
Sevgili Peygamberimiz, kâfirlerin söyledikleri ve yaptıklarını da yaymamış.
O, her gün kendisine gelen vahyi ilahiyi yaymaya çalışmış.
Kur’an, sünnet ve ilmihal bilgilerini öğrenmeye, öğretmeye ve yaygınlaştırmaya çalışalım.
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Bir çocuk bir elma ile gözlerini ve kalbini açar
Muhammed, kendi dünyasında yaşayan bir çocuk, bana “sevginin”, “açlıktan” daha büyük olabileceğini ve kurumuş bir elmanın bile dünyanın en büyük hediyesi olabileceğini öğretti.
Gazze'nin yıkıntıları arasında hayata yeniden başlamak
“Evden çıkarken ve eve girerken bir sürü molozun üzerinden tırmanmak zorunda kalıyoruz,” dedi. “Ama bu çadırlarda yaşamaktan daha iyi...
Ramazan'ı Gazze halkının örnekliğiyle yaşamak
Yaşar Değirmenci, geçtiğimiz sene Gazze'de Ramazan boyunca görev yapan Dr. Farhan Abdul Azeez'in verdiği bir röportajda, Gazzelilerin Allah'a olan bağlılıklarını ve bütün imkansızlıklara rağmen Ramazan'ı yaşama biçimlerinin örnekliğini aktarıyor.
Çocuk en iyi sevdiklerinden öğrenir...
Sefa Saygılı çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususları vurgularken ebeveynlerin çocuklarıyla diyaloğunun önemini belirtiyor.
Gazze kalpleri Kur’ân’a, İslâm’a açıyor ve kazanıyor…
Abdullah Yıldız, Gazze sayesinde Müslüman olanların ihtida hikayelerine göz atıyor.
Bir garib-ârif ölmüş diyeler..
Sözleri, güldürmüyor, düşündürüyordu ve herkes de ciddiyetle dinliyor ve hatibin, dile getirdiği ızdırablı, sosyal dertler, yüzüne de yansıyor ve cümleleri dudaklarına âdeta, yüreğinden yoğrulmuş olarak sâdır oluyordu.