Atatürk, Kur’an’ı gerçekten tefsir ettirdi mi?
Alıntı Yazılar“Atatürk herkes dinini öğrensin diye Kur’an’ı tercüme ettirdi” diyen zihniyet hiç boşuna uğraşmasın.
Malum, bu memlekette çoğunluğu eski solculardan müteşekkil olan ve “liberal aydın” olarak isimlendirilen tuhaf bir grup var. Halk tarafından pek de iplenmeyen tipler bunlar aslında. Bir nevi “medeni ölü”ler yani.
Ama nasıl ki her topal satıcının bir kör alıcısı varsa, onların da bir alıcısı bulunuyor piyasada.
Örneğin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...
Baksanıza, eleman yanına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve Faik Öztrak ile İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu da alıp George Soros’un fonladığı T24 adlı internet sitesinin yazar ve yöneticileriyle bir araya gelmiş.
Bizce bu buluşma, Kılıçdaroğlu’nun unutulup giden, esamileri bile okunmayan liberal takımını tekrar cepheye sürme gayretinin en büyük kanıtı. Fakat bugünkü konumuz bu değil.
Yanılmadıkları hemen hemen hiçbir konu kalmayan “karanlık aydınlar”a niçin akıl danıştığından ziyade, Kemal Bey’in mahut toplantıda söyledikleri daha dikkat çekici geldi bize.
Mesela, “CHP’nin dine mesafeli olduğu yönünde yanlış bir kanaat var. Halbuki Kur’an-ı Kerim’in tefsir ve mealini, Elmalılı Hamdi Yazır Hoca’ya yazdırtan Atatürk’tür” sözleri...
Söylesenize, sizce de ilginç değil mi?
•
Hani meşhur bir hikaye vardır.
Adamın biri, hocaya, “Hazreti İsa’nın sopasıyla ortadan ikiye ayırdığı derenin adı neydi?” diye sorar, hoca da “Şimdi senin söylediklerinin neresini düzelteyim? Evvela o bahsettiğin peygamber İsa değil Musa. Elindeki de sopa değil asa. İkiye ayrılan ise Kızıldeniz” der ya, Kılıçdaroğlu’nunki de o hesap.
Neresini düzelteceğiz şimdi biz bu iddianın?
Bir defa Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsir yazması, 1. ve 2. Meclis’in “sarıklıları” arasında yer alan Eskişehir Mebusu Abdullah Azmi Efendi’nin önergesiyle mümkün olmuştur. Mustafa Kemal’in, destek vermeyi bir tarafa bırakın, söz konusu önergede ismi dahi geçmemektedir.
Peki, Atatürk’ün meal hazırlatma (tefsir değil, zira tefsire yanaşmadığını biliyoruz) gibi bir düşüncesi yok muydu?
Olmaz olur mu? Elbette ki vardı. Lakin derdi başkaydı. O, meal işi için farklı bir ekibi görevlendirmek istiyordu.
Kazım Karabekir, mezkur ekibin nasıl bir ekip olduğunu “Gazi M. Kemal, Kur’an-ı Kerim’i bazı İslâmlık aleyhtarı züppelere tercüme ettirmek arzusundadır. Sonra da Kur’an’ın Arapça okunmasını namazda dahi men ederek bu tercümeyi okutacak. O züppelerle de işi alaya boğarak aklınca Kur’ân’ı da İslâmlığı da kaldıracaktır” cümleleriyle hatıratında ifade ediyor zaten.
“Atatürk herkes dinini öğrensin diye Kur’an’ı tercüme ettirdi” diyen zihniyet hiç boşuna uğraşmasın.
Olay gayet basittir: Meclis’teki duyarlı vekiller, M. Kemal’in ehil olmayan kişilere meal yaptırmak istediğini bildikleri için harekete geçmiş ve “materyalist Kur’an meali” projesini büyük bir ustalıkla baltalamışlardır.
Bugün dahi yararlanılan güvenilir bir Kur’an tercümesi hazırlatması, “Arap oğlunun yavelerini (saçmalıklarını) Türk oğullarına öğretmek için Kur’an’ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım! Ta ki, budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler!” cümlesini sarfeden kişiden nasıl beklenebilir?
Kur’an-ı Kerim için kullanılan “Gökten ve gaipten indiği sanılan kitap” ifadesi de..
Türk Tarih Kurumu’na yazılan mektuptaki “İkra bismi rabbi safsatasını esas tutmuş olan Araplar” cümlesi de...
İslam’a “beyni sulanmış hafızların dini” yakıştırması da inkâr edilmemektedir..
Diyeceğimiz o ki, CHP’nin çabaları nafile.
Doğanın “her şey” olduğunu ve yalnızca doğayı kutsal saydığını bizzat kendisi söyleyen CHP’nin ilk genel başkanından “hacı” çıkmaz.
İyisi mi, siz şimdilik “Hacı Muharrem”le iktifa edin.
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Bir çocuk bir elma ile gözlerini ve kalbini açar
Muhammed, kendi dünyasında yaşayan bir çocuk, bana “sevginin”, “açlıktan” daha büyük olabileceğini ve kurumuş bir elmanın bile dünyanın en büyük hediyesi olabileceğini öğretti.
Gazze'nin yıkıntıları arasında hayata yeniden başlamak
“Evden çıkarken ve eve girerken bir sürü molozun üzerinden tırmanmak zorunda kalıyoruz,” dedi. “Ama bu çadırlarda yaşamaktan daha iyi...
Ramazan'ı Gazze halkının örnekliğiyle yaşamak
Yaşar Değirmenci, geçtiğimiz sene Gazze'de Ramazan boyunca görev yapan Dr. Farhan Abdul Azeez'in verdiği bir röportajda, Gazzelilerin Allah'a olan bağlılıklarını ve bütün imkansızlıklara rağmen Ramazan'ı yaşama biçimlerinin örnekliğini aktarıyor.
Çocuk en iyi sevdiklerinden öğrenir...
Sefa Saygılı çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususları vurgularken ebeveynlerin çocuklarıyla diyaloğunun önemini belirtiyor.
Gazze kalpleri Kur’ân’a, İslâm’a açıyor ve kazanıyor…
Abdullah Yıldız, Gazze sayesinde Müslüman olanların ihtida hikayelerine göz atıyor.
Bir garib-ârif ölmüş diyeler..
Sözleri, güldürmüyor, düşündürüyordu ve herkes de ciddiyetle dinliyor ve hatibin, dile getirdiği ızdırablı, sosyal dertler, yüzüne de yansıyor ve cümleleri dudaklarına âdeta, yüreğinden yoğrulmuş olarak sâdır oluyordu.