
Yeniden Süleymancılar Cemaati…
Alıntı YazılarEleştirme nedenim, cemaatten birini arayan üst düzey bir ismin, "Eğer oyunu İyi Parti'ye vermezsen, öteki dünyada üstadımız gelip bunun hesabını sorar" demesiydi.
Seçim döneminde Süleymancılar olarak bilinen cemaati eleştiren bir yazı yazmıştım.
Eleştirme nedenim, cemaatten birini arayan üst düzey bir ismin, "Eğer oyunu İyi Parti'ye vermezsen, öteki dünyada üstadımız gelip bunun hesabını sorar" demesiydi.
Okuyanlar hatırlayacaktır.
"Cemaatlere de cemaatlerin siyasi tercihlerine de karşı değilim. İsteyen cemaat, istediği partiye oy verebilir. Ama hiç bir cemaat, başka partiye oy vereceğini söyleyen mensubunu, cehennem ile, azap ile korkutamaz" demiştim o yazıda...
Dün internet gazetelerinde yeni bir ses kaydı yayınlandı.
Süleymancılar Cemaati adına yetkili biri, cemaate mensup olduğuna inandığı bir vatandaşı arıyor, keseceği kurbanlığı cemaate bağışlamasını istiyor.
Vatandaş da "Oyunuzu İyi Parti'ye veriyorsanız, kurbanlığı da Meral Akşener'den isteyin" diye kendisini tersliyor.
Vay sen misin bunu diyen?
Cemaat yetkilisi, karşısındaki adama başlıyor hakaret etmeye. "Aptal" diyerek başladığı konuşmasını, "Seni öteki alemde Tayyip mi kurtaracak?" sorusuyla devam ettiriyor.
Hakaret ettiği vatandaş, "Bizi elbette Allah kurtaracak" diye cevap verince bu kez lafı bir başka yere çekiyor, "Sen şeriatla mı yaşıyorsun?" diye soruyor.
Benim itiraz ettiğim nokta burası işte...
Beyefendi, Süleymancılar Cemaati'ne oy vermeyen vatandaşın, öteki alemde cehenneme gideceğini ima ediyor farkında mısınız?
Ne demek "Seni Tayyip mi kurtaracak?"
Ne yani?
Eğer kurbanlığını Süleymancılar Cemaati'ne vermiş olsaydı, öteki alemde günahlarına rağmen cehennem ateşinden muaf mı olacaktı? Ya da Meral Akşener mi kendisini azaptan kurtaracaktı?
Ve ne demek "Sen Türkiye'de şeriat hükümlerine göre mi yaşıyorsun?"
CHP ile bir olan Meral Akşener ülkeye şeriatı mı getirecekti ki ona oy vermek için seferber oldunuz?
Sahi...
Recep Tayyip Erdoğan'da bulamayıp da Meral Akşener'de bu bulduğunuz dini değer neydi kardeşim? Anıtkabir'e gidip, "İmanımızı tazeledik" demesi mi?
Yoksa tülbent müzesi açma sözü mü?
Söyleyin biz de bilelim...
Siz dini bir cemaat misiniz yoksa insanları kendi çıkarları için kullanan ve devlet içinde etkili olmaya çalışan bir yapı mısınız?
Dini bir cemaatseniz, işinizi yapın.
İnsanlara Allah'ın emirlerini, Peygamber'in sünnetini ve dini İslam'ı öğretin. Ama bunu Allah için yapın.
Üç kuruş için yapmayın!
Ticari veya siyasi isteklerinize boyun eğmeyen insanları öteki alemle, cehennemle, azapla korkutmayın.
Yaptığınız bu tür konuşmalarla İslam'a verdiğiniz zarar yetti artık. İnsanları cemaatlerden soğuttuğunuz yetti artık.
Süleyman Hilmi Tunahan çok değerli bir alimdi.
Bari onun kemiklerini sızlatmayın!..
Dipnot: Daha önce yazdığım yazıdan sonra arayan bazı cemaat mensupları, "Tepe yöneticilerinin bu olanlardan haberi yok. Bazı kişiler kendi insiyatifiyle böyle konuşmalar yapıyor" demişti.
O zaman tepedeki yöneticiler, yazdığımız yazıların kendilerine dostane bir uyarı olduğunu farz eder de gereğini yapar inşallah!
İlginizi Çekebilir
Bir çocuk bir elma ile gözlerini ve kalbini açar
Muhammed, kendi dünyasında yaşayan bir çocuk, bana “sevginin”, “açlıktan” daha büyük olabileceğini ve kurumuş bir elmanın bile dünyanın en büyük hediyesi olabileceğini öğretti.
Gazze'nin yıkıntıları arasında hayata yeniden başlamak
“Evden çıkarken ve eve girerken bir sürü molozun üzerinden tırmanmak zorunda kalıyoruz,” dedi. “Ama bu çadırlarda yaşamaktan daha iyi...
Ramazan'ı Gazze halkının örnekliğiyle yaşamak
Yaşar Değirmenci, geçtiğimiz sene Gazze'de Ramazan boyunca görev yapan Dr. Farhan Abdul Azeez'in verdiği bir röportajda, Gazzelilerin Allah'a olan bağlılıklarını ve bütün imkansızlıklara rağmen Ramazan'ı yaşama biçimlerinin örnekliğini aktarıyor.
Çocuk en iyi sevdiklerinden öğrenir...
Sefa Saygılı çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususları vurgularken ebeveynlerin çocuklarıyla diyaloğunun önemini belirtiyor.
Gazze kalpleri Kur’ân’a, İslâm’a açıyor ve kazanıyor…
Abdullah Yıldız, Gazze sayesinde Müslüman olanların ihtida hikayelerine göz atıyor.
Bir garib-ârif ölmüş diyeler..
Sözleri, güldürmüyor, düşündürüyordu ve herkes de ciddiyetle dinliyor ve hatibin, dile getirdiği ızdırablı, sosyal dertler, yüzüne de yansıyor ve cümleleri dudaklarına âdeta, yüreğinden yoğrulmuş olarak sâdır oluyordu.