Ya Kadro Ya Özlük Haklarında Eşitlil
STKDiyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, sözleşmeli din görevlileri için “ya kadro ya özlük hakların da eşitlik” talebinde bulunarak, “bunlar bizim kırmızıçizgimizdir, asla taviz vermeyiz,“ diyerek basın açıklaması yaptı.
HASAN TÜRÜT: “YA KADRO YA ÖZLÜK HAKLARIN DA EŞİTLİK!”
Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, sözleşmeli din görevlileri için “ya kadro ya özlük hakların da eşitlik” talebinde bulunarak, “bunlar bizim kırmızıçizgimizdir, asla taviz vermeyiz,“ diyerek basın açıklaması yaptı.
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde 4-A ve 4-B’li çalışanlar arasında özlük hakları açısından ortaya çıkan ayrımcılığı hatırlatan Türüt, insan olarak herkesi rahatsız etmesi gereken bu ayrımcılığın yetkili sendika Diyanet Sen başta olmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı’nda da herhangi bir rahatsızlığa neden olmadığını, ancak duydukları bu rahatsızlığı sürekli gündemde tutarak ilgililerin harekete geçmesini sağlayacaklarını söyleyerek açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Mali Ve Özlük Haklar da Ciddi Farklılıklar Var
“40 bine yakın sözleşmeli din görevlisi özlük haklarının yeniden düzenlenerek 4-A statüsünde çalışan kadrolularla aynı hakları elde etmek istiyor. Zira aynı işi yapan sözleşmeli ve kadrolu din görevlileri arasında mali ve özlük hakları bakımından farklılıklar var. Aynı işi gören fakat kadrosu farklı olan din görevlileri psikolojik olarak yıpranmakta ve yıpratılmaktadır. Cenabı Allah, iyiliği ve doğruluğu emrederken, fenalıktan da uzaklaşmamızı emretmektedir. Yeryüzünde Allah Celle ve Celalühü’nün emirlerini ve O’nun biz Müslümanlar için seçtiği güzel İslam dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak üzere kurulmuş olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bir grup din görevlisi kardeşlerimizin kendilerine bahşedilen ücretten ve statüden haksızlık yapıldığı düşüncesiyle memnuniyetsizlik duymaları üzüntü verici olduğu kadar vahimdir! Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu hususu göz ardı etmemesi gerekiyor. Hem dini açıdan hem de sosyal, insani ve vicdani boyutları açısından adil olmayan bu tür ayrımcılığın kabul edilmesi mümkün değildir. Sendika olarak da, ilkesel anlam da olumsuz bulduğumuz bir konudur. Güzide teşkilatımız da bir grup din görevlisinin sırf sözleşmeli olması nedeniyle adil olmayan uygulamalara maruz kalması bizi üzdüğü kadar, Sayın Başkanımızın, Sayın Cumhurbaşkanımızın da dikkatle ve titizlikle üzerinde durmaları gereken bir konudur.
Ya Kadro Ya Da Özlük Hakların Da Eşitlik İstiyoruz!
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Diyanet Bir-Sen olarak, Diyanet teşkilatında çalışan sözleşmelilere öncelikli olarak kadro verilmesini talep ediyoruz. Veya kadrolu çalışanlarla aynı haklara sahip olabilmeleri için özlük ve mali haklarında düzenleme yapılmasını istiyoruz. Sözleşmelilere tayin hakkı, eğitim merkezlerine gidebilme hakkı, görevde yükselme, yurt dışında görev alma, doğu ve güneydoğu bölgelerinde görev yapan din görevlilerine can güvenliği tazminatı gibi hakların verilmesini talep ediyoruz. Sözleşmeli çalışanlar MBSTS sınavına girebiliyorlar, ancak bu sınavda başarılı olsalar bile tayin hakları yok. Sınav için harcadığı onca para, harcadığı emek ve zaman boşa gidiyor. Bunların yanı sıra sözleşmelilerin kadroya geçiş şartını 3+1’e indiren düzenlemenin aile birliğini sağlayamaması açısından kazanım olarak değerlendiremiyoruz. Öncelikle aile birliğinin sağlanabilmesi açısından yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var. Tüm bu olumsuzlukları yaşayan sözleşmeli din görevlileri ne yazık ki ayrımcılığa maruz kaldıkları düşünesiyle moral ve motivasyon açısından olumsuz etkileniyorlar. Bunların düzeltilmesinde kurumumuzun ve bağlı teşkilatlarımızdan hizmet alanların yararı olacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu hususları değerlendirmesinde fayda var.”
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Hocamızın yanındayız!
ÇEDES programı kapsamında okullarda ‘manevi danışmanlık’ yapan din görevlilerinin sistematik bir şekilde hedef alınmasına Mil-Diyanet Sen’den sert tepki geldi.
BİR MÜFTÜYE İFTİRA ATMAK BU KADAR KOLAY OLMAMALI
Bir okulda din derslerine giren Şanlıurfa’nın Akçakale ilçe Müftüsü, çirkin bir iftiraya maruz kalarak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Siz hangi milletten hangi dindensiniz
Diyanet-Sen Balıkesir Şube Başkanı Mehmet Akif Gerboğa, KKTC' de Din Görevlisi Ahmet İşçi'nin yaz Kur’an Kursu’nda çocuklara Kur’an öğrettiği için polis tarafından tutuklanmasını ve yapılan hukuk dışı uygulamayı şiddetle kınadığını belirterek “49 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı ile Türk askeri, adayı Yunan işgalinden kurtardı ancak bir kesimi Milletine ve İslama düşmanlıktan kurtaramadık” dedi.
İHL’DEN DEPREM BÖLGESİNE YARDIM KAMPANYASI
6 Şubat tarihinde Türkiye yüzyılın felaketiyle sarsıldı. Aziz Türk Milleti bu yaraları hız bir şekilde sarmak adına yoğun bir çabanın içerisindedir. Çekmeköy Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Ortaokulu’da bu kapsamda önemli bir kampanya başlatarak deprem bölgesine yardım etmeyi amaçlıyor.
Menzil Cemaati kapılarını depremzedelere açtı!
Menzil Cemaati, Adıyaman'daki depremzedeler, Menzil Köyü'nde bulunan Buhara Evleri'nin kapılarını açtı. Depremzedeler tam kapasite ile evlerde misafir edilmeye başlandı.
Kur'an'ı yakan kafir cezasız mı kalacak?
Mil-Diyanet Sen Giresun Şubesi Başkanı Celalettin Ocak, İsveç'teki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'i 'ifade özgürlüğü' bahanesine sığınarak yakan Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan’a tepki gösterdi.