© Dini Haberler 2020

Sözleşmeli öğretmenlik, daha fazla zulme dönüşmeden son bulmalı

AK Parti Hükûmeti ve MEB, ilk atamalarda iyi niyetli olarak eğitimle ilgili sorunları çözmek ve özellikle doğu illerimizde eğitimde devamlılığı sağlamak amacıyla "sözleşmeli öğretmenlik" kavramını ortaya attı.

AK Parti Hükûmeti ve MEB, ilk atamalarda iyi niyetli olarak eğitimle ilgili sorunları çözmek ve özellikle doğu illerimizde eğitimde devamlılığı sağlamak amacıyla "sözleşmeli öğretmenlik" kavramını ortaya attı.

Ancak gelinen noktada görüldü ki sözleşmeli öğretmenlik, sorun çözmekten ziyade önemli bir sıkıntı kaynağı...

Uygulamalardan da görülüyor ki devletimiz bile sözleşmeli öğretmenlik kavramına henüz hazır değil. Sözleşmeli öğretmenlik devam ettirilecekse de bununla ilgili ciddi bir alt yapı çalışması yapılmalı ve sadece öğretmenler için değil, tüm kamu çalışanları için uygulanabilir hâle geldikten sonra hayata geçirilmelidir.

Şu aşamada sözleşmeli öğretmenlik, "Ben yaptım oldu." mantığıyla sürdürülebilir olmaktan uzak...

Sözleşmeli öğretmenlik, niçin sürdürülebilir değildir ve son bulmalıdır? Birkaç maddeyle açıklayalım:

Eşinden, çocuğundan ayrı kalmak zorunda olan sözleşmeli öğretmenlerin sayısı azımsanamayacak kadar fazla... Hatta ayrılıp ailesi dağılan öğretmenlerin, evlenmek isteyip de önünü göremediği için evlenemeyenlerin sayısı da az değil.

Aynı işi yapan kadrolu ve sözleşmeli öğretmen arasında özlük hakları açısından adaletsizlik var. Kadrolu bir öğretmene göre sözleşmeli öğretmen daha az ek ders ücreti alıyor; izin hakları, tayin hakları, maaşları, vergi dilimleri vb. aynı değil.

Bunların dışında sayılabilecek o kadar çok sıkıntı var ki... Ama amaç hasıl olduğu için bu kadarla yetinelim.

Sayın Millî Eğitim Bakanımız, sözleşmeli öğretmenliğe devam edileceğini ve bundan sonra da öğretmenlerin sözleşmeli alınacağını söyledi. En büyük gerekçe de doğu bölgelerimizdeki hızlı öğretmen sirkülasyonu... Evet, böyle bir sorun var ama bunun çözüm yolu, insanları zorla bir yerlerde tutup bir faydası için pek çok mahzurunu göz ardı etmek değildir. Buna farklı çözüm yolları bulunabilir; polis, asker, doktor gibi meslek gruplarındaki uygulamaların benzeri getirilebilir. Daha insani çözümler üretmek de devletimizin ve devlet adamlarımızın görevidir.

Aklıma gelen birkaç çözüm önerisi:

Bu durumda hem bu bölgelere giden öğretmen kendi isteğiyle tercih yapacak hem de işine daha bir sıkı sarılacak ve bunun olumlu yansımaları görülecektir.

Öğretmenlerin ve ailelerinin ciddi bir tepkisi söz konusu... Yanlıştan dönmek bir erdemdir ve insanlar için daha fazla zulme dönüşmeden "sözleşmeli öğretmenlik" uygulamasından vazgeçmelidir.

"Bu insanlar bilerek geldi." gibi pek de hakkaniyetli olmayan gerekçelerle insanları "işi ve eşi arasında tercih yapmak" gibi mecburiyetlere düşürmemelidir. Çünkü bu insanların başka alternatifi yoktu ve işe ihtiyaçları vardı.

Ferhat Ersin Yazdı

Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

 

Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER