Allah\'a Borç Vermek İster misiniz?
DİNİ HABERLERBize emânet olarak verilen bu beden, can ve mal, elimizde ebedî kalacak değildir. Muhakkak birgün âniden hepsi ile vedâlaşacağız ve her şey mülkün gerçek sahibi olan Allâh’a kalacak, yâni ona dönecektir.
Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Bize emânet olarak verilen bu beden, can ve mal, elimizde ebedî kalacak değildir. Muhakkak birgün âniden hepsi ile vedâlaşacağız ve her şey mülkün gerçek sahibi olan Allâh’a kalacak, yâni ona dönecektir. Dolayısıyla bir kere lutfedilen hayat nîmetinde bu emânetleri Allâh yolunda yerlerine teslim etmeliyiz ki ebedî mükâfâta nâil olabilelim.
Kâinat, kudret eli ile kurulmuş binbir nakışla tezyîn edilmiş umûmî, fânî bir ikâmetgâhtır. Bir imtihân âlemi olan şu dünyada geçireceğimiz günler, ciddiyet, ince bir ruh, derin bir idrâk ile tefekkür ister. Çünkü bizim için asıl kalıcı olan nîmetler, bâkî ikâmetgâha, yâni sonsuz hayâta götürebildiğimiz güzelliklerdir. Kullarının böyle ebedî güzellikler ile huzuruna gelmesini arzu eden Cenâb-ı Hak, kendi katındaki yüce mükâfâtı ve rızâsı istikâmetinde yapılacak amel-i sâlihlere verdiği değeri Kur’ân-ı Kerîm’de sık sık beyân buyurur.
Allâh Teâlâ, bilhassa lutuf ve kerem, cömertlik ve ihsân gibi ulvî sıfatlarının tezâhürü olan sadaka ve infak hakkında ısrarlı teşviklerde bulunur. Bu meyanda hâli vakti yerinde olan servet sâhiplerine zekât, öşür ve kurban gibi mâlî ibâdetleri kat‘î olarak emir buyurur. Bu mecbûrî yardımların yanında bir de mürüvvete ve îmân heyecânına bağlı fazîletler vardır ki, bunlardan biri de karz-ı hasen, yâni güzel borçtur.
ALLAH’A (CC) VERİLEN KARZ-I HASEN
Cenâb-ı Hak, yüce rızâsı için verilecek her sadaka ve yapılacak her infâkı kendisine verilmiş bir borç (karz-ı hasen) olarak kabul eyler ve bunun karşılığını kat kat ödeyeceğini va’deder. Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Allâh’a güzel bir borç verecek olan kimdir? Artık Allâh, bunu kendisi için kat kat artırır. Onun için oldukça üstün ve onurlu (kerîm) bir ecir vardır.” (el-Hadîd, 11)
Buna göre sadakalarımızın, muhtacı sevindirmek kadar birgün ansızın karşımıza dikilecek olan ölüme karşı bir son nefes teminâtı olacağı düşüncesiyle bu hususta daha gayretli olmalıyız.
Bilmeliyiz ki, bu dünyada sıkıntı veya ferahlık, Allâh’ın takdîrine bağlıdır. Gerçek mü’minler, Allâh kendilerine nîmet verdikçe kibirlenip şımaran, Allâh’ın lutfettiği nîmeti O’nun rızâsı için sarfetmeyen gâfillerden olamazlar. Onlar karz-ı haseni her iki mânâsıyla idrâk ederek tatbik ederler. Yâni:
1- Hem ihtiyaç sahibi kullara borç verirler,
2- Hem de infakta bulunmak sûretiyle Allâh’a borç verirler…
Evet karz-ı hasenin bir mânâsı da, Kur’ân-ı Kerîm’de bahsedilen şekliyle Allâh’a borç vermektir. Bu da ihtiyaç sahiplerine infak etmek ve Allâh yolundaki gayret ve hizmetlere destek olmak sûretiyledir ki, Allâh Teâlâ bu ameli; terviç, teşvik ve mükâfâtını beyan sadedinde, “kendisine verilen bir borç” olarak ifâdelendirmektedir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları, 2013
İlginizi Çekebilir
Kur’an-ı Kerim’in toplumdaki kadın sorunlarına çözümü
İslam, kadın ve erkek arasındaki doğal farklılığa, her birinin dünya sistemi ve toplumdaki yerine dikkat çeker. İhtiyaçlarına teveccüh ederek cinsiyeti daha az öne plana çıkarmıştır.
Haydi çocuklar Kur’an’a koşun
Camilerde Kur'an kurslarına kayıtlar başlıyor. 3 Temmuz - 25 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek eğitimle çocuklar İslami bilgileri öğrenecek, manevi yönlerini geliştirecekler.
Diyanet 2022'de rekor kırdı! 48 yılın en yükseği
Diyanet İşleri Başkanlığı, 2022 yılında hafızlık rekoru kırdı. Geçtiğimiz yıl 12 bini aşkın hafızlık talebesi icazet belgesi alırken 1975’ten bu yana yetiştirilen hafız sayısı ise 200 bini geçti.
Namazın karakter gelişimi üzerindeki etkisi
Esma Sayın, bir ibadet olarak namazın kişiliğin ve kimliğin gelişimi üzerindeki tesiri hakkında kapsamlı bir makale kaleme almış.
Eğitimde hedef sorunu ve öğretmenlerin sorumlulukları
Mehmet Ali İlkaya, 22 yıllık öğretmenlik tecrübesinden hareketle eğitim programları ve öğretmenlerin sorumlulukları üzerine fikir yürütüyor.
Kur’an-ı Kerim’in en uzun ayeti neden bahsediyor?
Kur’an-ı Kerim’deki en uzun ayet, yasal konular ve ticari belgelerin nasıl düzenleneceği ile ilgilidir. Bu ayet, İslam’ın ne kadar kapsamlı olduğunu ve detaylara ne kadar dikkat ettiğini göstermektedir.