Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

VEHB BİN MÜNEBBİH'TEN; EBU HÜREYRE'YE HADİS RİVAYETİ !..

  Ebu Hüreyre denilince, hemencecik Hz. Ömer (ra)'ı hatırlamak, yad etmek, hayırla anmak gerekir. Çünkü, Resulullah (sav)'in etrafında vefatına kadar birlikte yaşamış Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir ve diğer tepe insanların hadis rivayetleri parmakla gösterilecek kadar az mı, azdır!.. 

     Vehb ibni Münebbih'te öyledir!.. 

     " İsrailiyat kaynaklı uydurmalarda bir numara olan Ka'b 'ın ardından ise Vehb İbni Münebbih gelir. Kendisi bir çok sahabeye atıfla  hadis nakletmiş. İlk ve en güvenilir kaynak sayılan İbni İshak'ın da esas kaynaklarından biri Yahudilikten İslam'a geçen Vehb İbni Münebbih'tir. İbni İshak'ın ayrıca Hristiyan ve Mecusi kaynaklarından da büyük ölçüde yararlandığı bilinmektedir. 

     Reşit Rıza, Kab, Kab ve Vehb ikilisinin dine zararlarını ve uydurmalarını şöyle anlatır: 

     " İsrailiyat rivayet eden ve Müslümanları kandırıp atlatanların en şerlileri bu ikisidir. Yaratılış, peygamberler, geçmiş ümmetler, fitneler, kıyamet ve ahiret meseleleriyle ilgili olarak tefsir ve tarih kitaplarında yer almayan hiç bir hurafe yoktur ki üzerinde bu ikisinin imzası olmasın. 

     Yahudi'nin rivayetlerinin çoğu İsrailiyat kaynaklı hurafeler olup, tefsir ve diğer sahalarda yazılmış kitaplan bulandırmışlardır. Bunlar yüzünden İslam düşmanı Mülhidler, İslam'ın da diğer dinler gibi hurafeler ve evham dini olduğunu iddia etmişlerdir." ( Sufinin dini, H. Kalyoncu, sayfa 41)

     Hakikaten, İslam tarihi incelendiği, tetkik edildiği zaman görmüş, öğrenmiş oluruz ki, sonradan İslam'a giren, girmiş olan insanların, bilginlerin, kendi kültürlerini hortlattıkları, yaşatmaya çalıştıkları alenen görülecek, İslam'ın bünyesine sokmuş oldukları zarar, tahribat ortaya çıkmış olacaktır. Örneğin;

     Ebu Hüreyre; Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer döneminde sürekli kontrol edilmiş, takibat altında tutulmuş bir zattır. Hadis adı altında öne sürmüş olduğu rivayetler, sürekli tenkide uğramış, bilhassa, Hz. Aişe tarafından yanlış, eksik, tamamlanmamış sözler olarak eleştiriye tabi tutulmuştur. 

     Bilhassa, Hz. Ömer (ra), halifeliği süresince Ebu Hüreyre'ye geniş ölçüde hadis rivayetini kısıtlamış, men etmiş, hatta dövdüğü değişik tarihi verilerde göze çarpmaktadır. 

    En çok rivayet eden Ebu Hüreyre..

     " Ebu Hüreyre, sahabeden Peygamberimizin yanında en az bulunanlardan biri olmasına rağmen en çok hadis rivayet edenlerin başında geliyor. " Hz. Ömer'in Ebu Hureyre'yi atadığı valilikten hırsızlıkları nedeniyle geri çağırttığı anlatılır. Hz. Ömer, Ebu Hureyre'ye hitaben: 

     " Seni Bahreyn'e vali yaptığımda ayağında bir çift ayakkabı yoktu. Sonra duydum ki sen 1000 dinara, 600 dinara atlar satın almışsın. Sen Bahreyn'in en ücra köşesinden, insanlar vergilerini Allah ve Müslümanlar için değil de senin için versinler diye mi geldin?" der.

     Ebu Hureyre'nin bizzat kendisinin aktardığı bu hadiste ise Hz. Ömer ona şöyle demiştir: " Ey Allah'ın ve kitabının düşmanı! Allah'ın malını çaldın değil mi? Yoksa senin on bin dinarın nereden olacak?"

     Hz. Ali ise şöyle söylemiştir: " Yaşayanlar arasında Allah Resulünü en fazla yalan isnat eden Ebu Hureyre'dir. Kendisine karşı tepkileri Ebu Hureyre şu sözü ile özetliyor: " Ömer ölünceye kadar, ' Allah Resulü buyurdu' diyemezdik.

     Hz. Ömer ve Hz. Ali gibi iki halifenin yalancılıkla itham etmelerine ve dayaklarına, Peygamber'in hanımı Hz. Âişe'nin bu şahsın izahlarını reddine rağmen bu kişi hadisçiler tarafından nasıl güvenilir kabul edilmiş anlaşılır gibi değil. 

     Ne yazık ki Ebu Hureyre, Hz. Ömer'in kendisine çıkışmalarını böyle anlatır ama hadisçiler Hz. Ömer'in bu çıkışlarına rağmen, Ebu Hureyre'yi birinci dereceden güvenilir şahıs kabul edip, en çok hadisi ondan nakletmişlerdir."

     Emeviler Ebu Hureyre'ye el-akik'te bir köşk inşa edip arazi vermişlerdi, neden dersiniz? Cevabı bu hadislerde gizli olmasın?! Ebu Hureyre rivayet eder ki: " Allah'ın Rasulü Muâviye'ye bir ok verdi ve şöyle dedi: " Bu oku al ve cennette beni onunla karşıla." 

     Ebu Hureyre'den yine  şu hadis rivayet edilmiştir: " Allah'ın Rasulü şunu derken duydum: " Allah, vahyini üç kişiye emanet etti: Ben, Cebrail ve Muâviye! ( İbni Kesir, El- Bidaye Ve'n Nihayet)"

     Hz. Aişe, Ebu Hureyre'ye: " Sen Peygamber'den duymadığım hadisler rivayet ediyorsun" dediğinde ona şöyle cevap verir: " Ayna ve sürme seni Peygamber'le ilgilenmekten uzak tuttu." 

     Ebu Hureyre âdeta dinin kaynağı gibi olmuş, " Seadet-i Ebediyye: Tam İlmihal" kitabının yazarı Hüseyin Hilmi Işık şöyle diyor: " Ebu Hureyre'yi inkâr eden şeriatın yarısın inkâr eder, çünkü hükümlerin çıktığı hadislerin yarısını Ebu Hureyre nakletmiştir." 

     Kur'an unutulmuş , hükümler Ebu Hureyre'nin nakil namusuna havale edilmiş Hal böyle olunca ümmetin neden bu kadar parçalara ayrıldığı daha iyi anlaşılıyor." ( a.g. e. sayfa 42-43)

     Sonuç olarak;

     Resulullah (sav)'in sürekli yanı başında bulunan sahabeler, hadis rivayetinde, Ebu Hureyre'yi geride kalmalarına rağmen, ismi zikredilen Ebu Hureyre'nin beş bin üç yüz civarında hadis rivayet etmesi, hangi akılla, hangi iz'anla bağdaşa bilir?

     Diğer taraftan, kral Maviye'nin, Ebu Hureyre'yi Şam'a davet etmesi, ona özel,  ayrıcalık yaparak, geniş imtiyazlar tanıyarak, köşkler, saraylar içerisinde hadis uydurtmasını nasıl izah edebiliriz? 

      İslam; Muaviye'den beri mağdur, mazlum ve ümmet de biçareliği yaşamaktadır. Niçin ve neden? Kral, sultan, padişah, hanedancı Muaviye, kendi hırsları ve Beni Ümeyye  uğruna İslam'ın bağrına hançer saplamıştır.. 

      Sahih, mütevatir, Kur'an'a uygun hadislere canımız kurbandır. Ama, Muaviye'nin ve Ebu Hureyre'nin öne sürmüş olduğu, Kur'an'a uygun olmayan, çelişen hadislere ne demeliyiz? Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın