TOPLUM KURALLARI VE DAVRANIŞLARIMIZ
Geçtiğimiz hafta kardeşimin yemin törenine gittim. Askeriyede harika bir karşılama bizleri bekliyordu. Girişte lokum ve kolonya ile birlikte güler yüz. Az ileride sıcak çorba, sıcak ekmek ile birlikte güler yüz. Oturma alanlarında poğaçası, çayı ile birlikte güler yüz. İnce düşünülmüş, güzel planlanmış, kusursuz işleyen bir düzen ve o düzenin aksaksız uygulanması...
Dikkatimi çeken bir diğer husus etrafın temiz olmasıydı. O tertip ve temizlik öyleydi ki; “burası her zaman böyle” dedirtiyordu insana. Yani o gün için yapılan temizlik olmadığı aşikardı.
Temizliği, düzeni severim. Tüm bunlar beni çok mutlu etti. Çünkü normal hayatta asla bu denli –yaşayan- bir düzeni bir arada görmek mümkün değil. Var olan düzeni yok etmeye meyilli bir milletiz zira. Keşke azıcık düzende kalabilsek.
Neyse. Yemin törenini izleyeceğimiz alana doğru gittim. Kapılar açılalı 40 dakika olmasına rağmen her yer doluydu. Kısa bir süre etrafa göz gezdirip tribün koltuklarını ayıran bölümdeki taşın üzerine oturdum. Hep birlikte tören saatini beklemeye başladık.
Ön taraftaki insanlar fotoğraf çekmek için ayağa kalkıyorlardı. Onlar ayağa kalkınca arka tarafta oturan insanlar tören alanını göremiyordu. Haliyle ön taraftakileri uyardılar; “hanımefendi, lütfen oturur musunuz, tören alanını göremiyoruz.” Hanımefendi ayakta, hiç istifini bozmadan “bugün böyle olacak maalesef” dedi. Hâlbuki tribündeki düzeni sağlamak için görevli olan subaylar da herkesin rahat izleyebilmesi için oturmalarını söylüyordu. Fakat kimse bu ricayı dinlemiyor.
Anaokulu çocuklarını aratmayacak davranışlarla karşı karşıya kaldım. Koca koca insanların düşüncesizce davranışları, üstelik bu düşüncesizliklerini savunmaları garibime gitti, hayretle izledim. Bizler gelişmekten, ilerlemekten, medeniyetten bahseden insanlar değil miyiz? Anlayışlı, düşünceli toplumlara özenmiyor muyuz? “yok efendim, Avrupa’da böylesi yok!” demiyor muyuz? Peki neden sırası geldiğinde olması gerektiği gibi davranmıyoruz?
O gün, tören alanına giderken yaşadığımız tüm güzellikler bir disiplinin tezahürüydü. Düzen oturana kadar kim bilir ne kadar çalışmalar yapıldı. Ha belki de kısa sürede oluştu, bir şey diyemem. Fakat düzen için bir emek, bir adanmışlık, bir çaba vardı. Tüm bunların sonucunda ise güzellik meydana çıkıyordu.
Süresi kısa ya da uzun olsun fark etmez, toplum içerisinde olduğumuz zamanlarda uymamız gereken kurallar, dikkat etmemiz gereken hususlar var. Şayet dünya daha güzel, daha yaşanılır bir yer olsun istiyorsak bunlara mutlaka uymalıyız!
“O yaptı, ben de yaparım”, “bu anımı güzel yaşayayım da, arkamdaki ne yaparsa yapsın”, “banane ben kendi hayatıma bakarım” gibi bencilce ve çirkin düşünceler anlık olarak sana yarar fakat geleceğine seni etkileyecek kötü çizikler atar. Dün ya da bugün karşılaştığımız olumsuzluklar bizim davranışlarımız neticesinde oluşuyor. Bunu asla unutmamalı. Şu an yaptığımız bir iyilik/güzellik yarınımıza yayılan ışık, mutluluk, huzur ve böyle güzel şeyler olacak. Öte yandan bugün yaptığımız çirkinlik yarınımıza mutsuzluk, sıkıntı, huzursuzluk olacak. Ne tür bir yaşam istiyorsak öyle davranalım. Çok affedersiniz amiyane bir tabir kullanacağım, hani umumi tuvaletlerde yazıyor ya; “nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak” hayat da biraz böyle işte; nelerle karşılaşmak istiyorsanız, nasıl bulmak istiyorsanız öyle yaşayın!
Facebook Yorum
Yorum Yazın