TATİL BAŞLARKEN!..
Gurbette yaşamak zordur.. Düne göre, bu günkü gurbette kolaylıklar olsa da, camiler, mescidler açık olsa da yine de yaşamak zordur.
Bir kere furbette, beş vakit ezandan mahrumsunuz, bir tek cuma günleri ezanı dışında başka zamanlarda ezan duymak, dinlemek mümkün değildir.
Oysa, ülkemizde, Kiliseler harıl harıl çalışmakta, Fener Rum Patriği istediği zaman, istediği mesajı verebilmektedir. Hatta, bazı Kilise avlularında toplanmış Müslüman hanımları da görmekte ve şahit olmaktayız. Ellerinde mumlar, dilek tutmaları, çeşitli istek ve arzularda bulunmaları da cabası!.. (!).
Halbu ki, Ayasofya denildiği zaman, ibadete açılsın teklifiinde bulunulduğu zaman, içimizdeki bir takım hödükler, hop oturup, hop kalkmaktadırlar. " Efendim!.. Bunca büyük büyük camii varken, Ayasofya'ya neden ihtiyaç olsun?" (!)..
Hasılı, 2020 yılı tatilimi biraz korku, biraz endişeli bir şekilde 25 Haziran 2020'den itibaren başlatmış bulunuyorum. Düsseldorf -Ankara.. Her zaman tercihim THY. olmuştur ve olacaktır. İnşaallah!.. Pandemi sebebiyle bir sorun çıkmaz!..
Ankara'da bir kaç gün kalarak, yayın evlerini gezerim. İlçem Afşin'da okumak için aktüel, günlük, yeni çıkan İslamî eserlerden alırım. Bu yıl, Afşin Haber Merkezi ile ile falan bir bağlantım olmasa da, Dini Habarler Sitesi, benim için yeter de artar bile..Çünkü,,
Mahalli siteler, gazeteler dobra dobra İslam'ı yazma, İslam'ı güncelleme yerleri ve siteleri değildir. Onlar istiyor ki, gelenek devam etsin, atalarcılığa toz kondurma, Feto'ya atıp tutma, İslam'ı; Kur'anî açıdan hiç anlatma, ha bre hikaye yaz, insanları poh pohla, etliye, sütlüye karışma!..
Ama, olmuyor ki, yazmada da bir özellik, bir güzellik olmalıdır. Eskilerin devamı olan şeyleri, abdestin şartı 4, guslün şartı üç, beş vakit namazı kıl, on altı rekat cumaya cumanın eklenti namazı olan Zühr-i ahire karışma.. istediğini yaz..
Be kardeşim!.. Feto canaarı, bu milletin anasını beller iken, halen fitnesini, fücurunu her tarafa saçarken, bilen, düşünen, akleden, fikreden insanlar, nasıl bunları görmezden gelebilir?
Afşin Haber merkezi sahibi Halil kardeş; yazılarımdan rahatsız oldu. Niçin ve neden? Çünkü, ölüye devir yapılmasını, 40 ncı günü mevlid okumasını, mezar başlarında telkin işlerini savunduğu içindir!..
Varsın, Halil kardeş, ölülere ha bre Yasin okusun, ölülerle mezarda konuşsun, 7'sini okusun, 40'nı, 52 nci gece merasimini tertip etsin. Ama, ben bunları dile getirmek, böyle bir şeylerin İslam'da olmadığını hatırlatmak, yazmak zorundayım.
Hal böyle olunca, genelllikle öğle namazlarımı Afşin Ulu camide kılmaya kararlıyım. Orada emekli, emekli olmayan bir iki dost bulursam, onlarla yukarıda zikredilen hususları teati ederek zamanımı geçirmek istiyorum. Eş dost taziyesi, hasta ziyaretleri falan..
Tabii ki, her kitabı da okumam mümkün değildir. Mehmet Akif'in safahatı, İkbal'e ait kitaplar, Ali Şeriati'nin eserleri, Aliye İzzet'in kitapları, Envar'ul Kur'an'ı temin etmeyi düşünüyorum. Ayrıca, fırsat buldukça da kör topal olsa da, Dini haberler siteme yazı yazmayı düşünüyorum..
Hülasa, inşallah; tatil huzurlu olur, tatsız bir vak'a ile karşılaşmam.. Bu arada, Afşin yakınındaki İl ve İlçeleri gezmek istiyorum. K. Maraş Ulu camiinde cuma namazı, Elbistan İlçesinde eş dost ziyareti vesair.e.
Sonuç yerine;
Otuz yıldan bu yana gurbetten vatana, vatandan gurbete taşınmaktayım. Kolay mes'ele değil otuz yıl gurbet hayatı!.. Gerçi gurbette sevdiğim, saydığım dostlarım bulunmaktadır. Başkan Ramazan Atalay, Hacı Atalay, Venlo'dan tanışlarım, hasbihal etmiş olduğum dostlarım.. Allah, herkese uzun ve sağlıklı ömütrler versin.
Zaten, gurbette, yazışacağın, konuşacağın, telefonlaşacağın dostun olmazsa , insan sıkılıyor, boğuluyor, içini dökmek istiyor.
Şu pandemi günleri atlatılırsa, umre yapmayı, yapmayı düşünenlere yaptırmayı düşünüyorum. Huyum kurusun.. Umre ve hacda da İslam dışı hususları gördüğüm an, onları kaleme almakta, yazmaktayım. Örneğin,
Resulullah (sav)'in makamında, şeyh Abdülkadir Geylani'yi soran bir hacıyı, Resulullah değilde, şeyhi aklına düşünce heyecanlanan hödükleri yazmak zorundayım. Veya, tam Kâbe'nin dibinde Allah'tan istek ve hacette bulunur iken, gariban bir hacı hanımın, kendisine emanet edilen karı-koca arasını bulmak için verilmiş yaramaz kocanın kirli donunun Kâbe duvarına sürtmesini yazmak zorundayım.
Son söz olarak; Rabbim!.. Kur'anî anlayışlar içerisinde bir tatil yapmayı, sıla-i rahimde bulunmayı, vatan hasretini gidermeyi nasibi müyesser eylesin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın