Emrah Topcu

Emrah Topcu

Mail: emrah.top.cu@hotmail.com

Tasviri Rasulullah ve Sinema

Tasvir, bir şeyi göz önünde canlandırma, suretlendirme, resmetme şeklinde tanımlanabilir.

Dinimizde ihtilaf olmaksızın Peygamberimizin (sallallahu aleyhi vesellem) suretinin resmedilmesi, çeşitli yollarla tasvir edilmesi doğru bulunmamaktadır.

Bu yazımızda bunun nedenlerini sizler için yazdık ve son tahlilde bir çözüm önerisi sunduk.

Film, dizi, karikatür, çizgi roman vb. telifler ile Peygamberimizin ve diğer peygamberlerin tasviri neden doğru değil?

1 – Bu davranış, Peygamberlerin suretlerinin yapılması ile onlara tazimde aşırıya gidilmesine yol açabilir. Evlerde, sokaklarda, dairelerde hatta her yerde bu resimlerin etrafı donatması tehlikesi ile karşı karşıya gelinebilir. Peki bunda ne gibi bir sakınca vardır? diye sorulursa “Kıyamet gününde en şiddetli azaba mâruz kalacak olanlar musavvirlerdir" ve "Bu sûretleri yapanlara kıyamet gününde 'Yarattıklarınıza can verin' denilerek azap edilecektir" (Buhârî, "Libâs", 89). Hadis-i şerifleri delildir. Hem bu şekilde kutsama Cenab-ı Allah’ın hoşnut olmayacağı bir şeydir. Çünkü puta tapıp, kendilerine insanlardan ilah edinen topluluklar tasvire çok önem verirlerdi ve bu cürümleri onları Allah'a ortak koşmaya yönlendirdi. Günümüzde tarihte iz bırakan öncü, önemli, kahraman addedilen zatların önce resimlerinin çizildiğini, fotoğraflarının çerçeveletilip duvarlara asıldığını sonra da heykellerinin yapıldığını görmekteyiz. Demek ki insanlar her ne kadar tapınma niyeti ile bunu yapmasalar da dinimizde caiz olmayan bir şekilde kutsama yapmaları muhtemel bir gerçektir.

2- Peygamberlerin tasviri rivayeten hiç günümüze ulaşmadığı için şu an ne çizilirse çizilsin gerçeği yansıtmayacağı için bir eksiklik sadır olacak orta yol bulunamayacaktır.

3- Çizilen resimler, tasvirler sonucunda ya da filmler aracılığıyla Peygamberler canlandırıldığında artık toplumda Peygamberlerin adı anıldığında bu canlandıran kişilerin (tasvir edilen yahut rol oynayan) suretleri zihinde tasavvur edilecektir. Düşünelim bir salavat çektiğimizde aklımıza sürekli izlediğimiz aktörün suretinin geldiğini yahut Kurân okurken bir peygamber adı geçtiğinde aklınıza direkt onu temsil eden falanca adamın geldiğini!

4- Peygamberleri temsil eden kimseleri çocuklar, gençler başka yerlerde görünce “ anne bak! Bu adam şu (...) peygamber” diyecekler yahut gerçek hayatta ya da medyada o kimselerin yaptığı davranışları gördüklerinde Peygamber ile bağdaştırmaya gideceklerdir. Bu temsil eden kişiler ve bu şekil düşünecek gençler için büyük bir psikolojik sorun olarak ortaya çıkacaktır.

5- Biz buna izin verir, sesimizi çıkarmazsak İslam düşmanları, İslam’a, Peygamberlerimize hakaret ettiklerinde bu tasvirleri kullanıp zararlı eylemlerini bu görseller ile yapacak ve dalga konusu haline getireceklerdir. Ki böylece Rasulullah’a (sav) ve diğer Peygamber efendilerimizin makamına saygısızlıkta biz de vebale girmiş olacağız. Son zamanlarda Fransa’da ve bir takım yandaş ülkelerde karikatür yoluyla dinimiz ve Peygamberlerimiz ile dalga geçildiğine şahit olduk ve “kınamadan” öteye geçemedik.  Hele bir de ellerinde bir tasvir olsa nasıl da daha fazla ileriye giderlerdi. Onların küfrü odunları yakan ateşe benzer, içine ne kadar malzeme atarsanız o kadar ateşleri (küfürleri) büyür.

6- Ahirete saklanılan özleme bir hainlik olur. Cennette onların cemalini görmek için dua edip onlara layık olmak için çabalamak görevimizken Peygamberleri tasvirleştirip falanca insanlara rol verip filmlerde oynatarak özlem gidermek o oyunculara sevgi bağlılığı yaşamak asla doğru olmayacaktır.

7- Kimse Peygamber sureti çizme ehliyeti almış değildir. Her tasvir edici görmediği Peygamberlerimizi farklı bir şekilde betimleyecektir. Düşünün sizin fiziksel özelliklerinizi bir kağıda yazıp sizi hiç görmemiş bir ressama versek sizi çizebilir mi? Çizse bile bu size yine tam manada benzemez.

Allah Teala Peygamberlerini en seçkin, özel kullarından seçmiş ve onları katında takdir ettiği surette yaratmıştır, hal böyle olunca cahil olduğumuz bir konuda ne yaparsa yapılsın benzer bir şey ortaya koyulamaz. Bu da caiz değildir. Çünkü hakiki tasvir edici el-Musavvir olan Allah’tır.

8- Peygamberlerin hayatında mutlaka vahiy, melek, cennet, cehennem, şeytan vb. gaybi varlıklara değinmek gerekecektir ki bunların da tasvirini yapmak zihinlerde yanlış tasavvurlara yol açacaktır. Cenab-ı Allah’ın Musa (a.s) ile konuşması, yahut Efendimiz’in (sav) Miraca çıkması gibi konuları filmler nasıl izah edebilecektir? Bu noktada ipler senaristlerin eline verilirse büyük bir fecaat ortaya çıkabilmesi muhtemeldir.

9- Adem babamız ve Havva annemiz (Selâm onların üzerine olsun) malumunuz yasak ağaçtan yemeleri ardından çıplaklıklarını gördüler. Dünyaya indiler, karı koca hayatı yaşadılar ve insanoğlu çoğaldı. Bu noktada yine cevaz kapısı açılırsa yönetmenler heva ve heveslerine göre filmlere entirikalar, müstehcen sahneler ekleme olasılıkları mevcuttur. Zaten film ve dizilerde namahrem kurallarına uyulmadan kadın erkek çekimlerin olması da dinen caiz görülmemektedir. Haram yollar ile nasıl helal ve hikmetli, büyük bir dava misalli işler ortaya konulabilir?

10- Peygamberlere ve kavimlerine yapılan eziyetler nasıl çekilecektir? Bunu oynayan rol yapanlar rol icabı bile olsa Peygamber temsilindeki kimselere diyelim taş atmak zorunda kalacaklardır. Falanca rol oynayan diğerine “kafir, münâfık" diyecektir. Yahut birileri puta tapınacaktır. Bunları çekerken tüm kadro müslümanlardan mı olacak yoksa puta tapanı özel olarak budist bir aktör, kafirleri de özel olarak dinsiz oyunculardan mı seçeceklerdir? Velev ki herkes dindar olsun zaruratı diniyye’de “rol icabı”na cevaz var mıdır ki? Bu hem dinen sorunlu bir durumdur hem de oyuncuların da ruhsal durumlarını etkileyecektir. Şakadan bile olsa dinimiz birine kafir demeyi, yahut haram bir hareketi yapmayı, kişinin itikadı dışında onu küfre götürecek bir sözü telaffuz etmesini, şakadan olsa bile nikahlanmayı caiz görmemektedir. Bu davranışlardan biri film setlerinde vb. mecralarda yapıldığı takdirde yapanları büyük bir günaha ve imanlarını zedelemeye götürecektir.

Bu Noktada Çözüm

  • Bu maddeler topluca okunduğunda bu noktada hassas davranmanın ne kadar önemli olduğu açıktır.
  •  Olanaklı çözümlerden bir tanesi animasyon, çizgi film tarzlarında film, dizilerin yapılmasıdır. Tabi bu çocuklara yönelik olacaktır. (Ör: “The Bilal” / Hz. Bilal-i Habeşi'nin animasyon filmi)
  •  Yetişkinler için oyuncu kadrosu erkeklerden olmak kaydıyla ve Peygamberlerin tasvir edilmeden sözlerinin ağırlıkta olduğu tarzda filmler çekilebilir. Yukarıda belirttiğimiz maddelere uyulması için de mutlaka İslâmi ilimleri iyi bilen görevlilerin danışman olarak oralarda yer almaları lazımdır. Bu filmlerde Rasulullah’ın davası ve sahabe-i kirâma bıraktığı tesirler ve İslam'ın incelikleri ön planda olmalıdır.
  • Cenab-ı Allah Kurân’da bir çok Peygamberden bahsetmiştir (25’i bulur). Kurân-ı Kerim, Peygamberlerin davalarını, hayatlarını, bize getirdikleri hak beyanatlarını ve ibretli sözlerini bize aktarır. Payımıza düşen Onları okuyup yaşamak için gayret etmektir. Allah Teala suretlere önem vermez, kalplere önem verir.
  • Günümüz teknolojisi dini tebliğde bize bir takım avantajlar sunar. Dini içerikli sinema çalışmaları, efektsel ve duygulara hitap eden videolar, çocuklara ve gençlere yönelik görsel ve yazınsal çalışmaların artırılması da önemlidir. Yeter ki bu noktada had aşılmasın dinin yasakları göz ardı edilmesin.
  • Peygamber efendimize (sav) özlem duyanlar O’nun hadislerini okusun. Bir kimse Buhari Şerif'i okuduğunda bilsin ki Rasulullah'ın huzurundadır. O’nun (sav) özelliklerini bilmek isteyen Şemail-i Şerif kitapları okuyabilir. Gerçekten o zaman Rasulullah’a olan özlemimiz bir nevi karşılanacaktır.

Şemâil Eserlerinden Tavsiyeler

  1. Tirmizî, eş-Şemâʾilü’n-nebeviyye
  2. Ferrâ el-Begavî, el-Envâr fî şemâʾili’n-nebiyyi’l-muhtâr
  3. Kâdî İyâz, eş-Şifâ
  4. Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî, el-Mevâhibü’l-ledünniyye
  5. Mehmed Raif Efendi – Şemail-i Şerif (Haz. Prof. Dr. Abdullah Azmi Bilgin)

Son verdiğim eserin mukaddimesinden bir parça:

“Muhtasar Şemâil-i Şerif Tercümesini okuyup anlayan kimsenin Mahbub-ı Hudâ ve Ma’şuk-ı Cenâb-ı Kibriya Efendimiz’e (sallallahu aleyhi vesellem) muhabbeti iyice artacak ve kitapta anlatılan şemâil-i şerife uygun olarak rüyasında Hz. Peygamber’i (sallallahu aleyhi vesellem) görerek gönlü sevinçle dolacaktır.”

Âmin…

Facebook Yorum

Yorum Yazın