Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

SONUNDA SİGARA DA HARAM

SONUNDA SİGARA DA; HARAMLAR ARASINA GİRMİŞ OLDU !.. 

    " Ey Adem oğulları! Allah'a sadakatinizi isbat için giriştiğiniz her eylemde ziynet ve zarafetinizi takının. Yiyin için ama israf etmeyin; çünkü O israf edenleri sevmez." ( A'raf sûresi, âyet 31 ) 

     " ( Ey insanlar!) Yakınlık sahiplerine hakkını ver; düşküne ve yolda kalmışa da... Fakat sakın ola ki ( elinde avucunda olanı) amaçsız bir biçimde saçıp savurma! " ( İsra sûresi, âyet 26 ) 

     " Çünkü amaçsızca saçıp savuranlar, ( çok geçmeden) Şeytanın kardeşleri olup çıkarlar: Zira Şeytan Rabbine karşı pek nankör idi." ( İsra sûresi, âyet 27 ) 

     " Ve onlar ki, infak ettikleri zaman ne düşüncesizce saçıp savururlar ne de pintilik ederler; zaten bu ikisi arasındaki bir yol dengeli bir yoldur." ( Furkan sûresi, âyet 67)

     Şükürler olsun ki, nihayet beklenen, arzu edilen fetva verilmiş, milletimiz, mubah ve kerih sözünün arasından kurtulmuş oldu. 

     Diyanet İşleri Başkanlığı; bu konuda, maalesef yıllardan beri atik ve el çabukluğu ile davranmadı!.. Tehlike, o kadar büyümüş oldu ki, mubah ve kerahet kelimesine aldanarak, din görevlileri, doktorlar ve tüm meslek erbabı, sigara içme mevzuunda sınıfta kalmış oldular!.. 

      Nice hocalarımız, sağlık erbabı doktorlarımız, sigara hususunda kesin kes hastalarına tembihde bulunurlar iken, ne acı ki, kendileri nefislerinin esiri olarak, sigara belasından kurtulamadılar. 

     Ehli mihrab insanlar; sigarayı atıp, cübbeyi giyerken, sağlık uzmanları da sigarayı dışarıda bırakıp hastalarının muayenesine gittiler. Ehli mihrab; sigaranın kerih ve mubah oluşundan bahsederken, doktorlar da hastalarına; sigara içip içmediklerini sormak zorunda kaldılar. 

     Nedir sigara?..

     Malumdur ki, sigaranın anavatanı Amerika'dır. Batı ülkelerine, ABD'nin keşfedilmesi ile girmiştir. Kolombos ve arkadaşları 1511'de Tabaccos adıyla İspanya ve Portekiz'e soktular. 

     1560 yılında Fransa büyükelçisi Jean Nicot, Fransa sarayına tütün tohumlarını sokmuş, daha sonraları tütün melaneti, Fransa'dan Almanya'ya, oradan da tüm dünya milletlerine ulaşmış oldu. Nicot'un ününe izafeten tütüne Nicotin adı böylece konulmuş oldu.

     İnsanlığı mahvı perişan eden sigaranın bileşiminde nikotin ve dört bine yakın zehirli madde bulunmaktadır. Böylece, dünyaya rahat rahat yayılan tütün denilen zehirli madde; Osmanlı'ya 1605 -1606 yılında yabancı gemilerle ilk tütün ekimi Selanik vilayetinin Vardar kazasında ekilmeye başlanmıştır. 

     Osmanlı devletinde sigaraya karşı en amansız mücadeleyi 4 ncü Murad padişah yapmıştır. Şiddetli yasaklar getirildi, kahvehaneler, tütün mekanları bir bir kapatıldı. 

     Hal böyle iken; 

     Günümüz dünyasında gerek ülkemizde, gerekse tüm dünyada sigaraya karşı bir sempati, aşırı tüketim hızla, önü alınmaz bir biçimde yayılarak, neredeyse, İlkokullara kadar girecek duruma gelinmiştir. 

      Gırtlak, akciğer, mide kanseri ne kadar yayılırsa yayılsın, insanlık; kadın-erkek, genç ve ihtiyar ölümün üzerine atılırcasına sigaranın üzerine atılmakta, iş yerinde, dükkanlarda, evlerde, resmi yerlerde, küçük bir mola bile verilmiş bulunsa, insanlar; hemen sigara içmeye koşuşturmaktadırlar. 

     Hanımlar, düşük yaparken, eksik, anormal çocuk doğurur iken, yine de sigara fosurdatmaya devam etmektedirler. Ne yazık ki, bir kısım ehl-i tarik geçinen sufilerde, bu kervanın öncülüğünü yaparak, insanlığa kötü örnek olmaktadırlar. 

      Dünyaca meşhur İslam alimi, Yusuf Kardavi sigara konusunda yıllarca önce insanlığı uyarmış, sigaranın haram olduğunu seneler öncesinde haykıra haykıra söylemişti. 

     " İslâm şeriatında kararlaştırılmış genel bir kaide vardır. O da, Müslümanın, yiyecek ve içeceklerde zehir ve benzeri gibi kendisini acele veya yavaş yavaş öldürecek, zarar verecek şeyleri kullanması veya fazla aldığı takdirde hasta edecek şeyden alması caiz değildir. 

     Çünkü Müslüman, kendi kendinin mülkü değil, dininin ve ümmetinin mülküdür. Hayatı, sıhhatı, malı ve Allah'ın kendisine bahşettiği bütün nimetleri, yanında bir emanettir. Bunlardan tefrit derecesine varmak caiz değildir. Cenab-ı Allah (cc) buyurur ki:

     " Haram ile nefsinizi mahvetmeyin, Allah, şüphesiz ki size merhamet eder." ( Nisâ: 29)

     " Kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayın." ( Bakara:195) " İslâm'da sıkıntı ve haddi aşmak yoktur" ( Hadis) 

     Bu ölçüye dayanarak deriz ki; kullananları için zararlı olduğu ispat edildikçe sigara içmek de haram olur.! Bilhassa bir doktor tarafından belirli bir şahış için zararlı olduğu söylendiği takdirde; o şahsın bunu kullanması; kesin olarak haramdır. 

     Sıhhî yönden zararlı olduğu ispat edilmese bile; din ve dünyaya faydalı olmayan bir şeyle malı heder etmektir. Buharî'nin rivayetine göre Peygamber sa) malı heder etmeyi nehyetmiştir. Hele kendisinin veya aile efradının sigara için sarfedilen mala ihtiyaçları olursa; şiddetle nehyediliri." ( İslam'da helâl ve haram, Y. Kardavi, sayfa 121, terc M. Varlı)

     Netice olarak;

     Sigara denilen illet; maalesef, hem dünya milletlerinin baş belası olmuş, hem de milletimiz genç , ihtiyar, kadın, kız, kızan herkesi, her kesimi, içten, aleni olarak mahvı perişan etmektedir. 

     Ceninler sakat doğmakta, hamile hanımlar hamlini zayi ederek, büyük ümitlerle beklemiş olduğu mini minnacık bebeğinin hayatına kendi eliyle son vermektedir. 

     Akciğer, kara ciğer kanserleri, boğaz ve gırtlak sıkıntıları, mide ülser ve kanserleri hayatımızı büyük oranda tehdit eder duruma gelmiştir. 

     Yukarı satırlarda da zikredildiği gibi, doktora gittiğimiz an, doktorun ilk sorusu " sigara içiyor musun?" olmaktadır. Şayet, kalp ve beyin kanaması geçiren bir hastanın sigara içmediğini öğreniyorsa, doktorlar, hasta yakınlarına " korkmayın".. Hastanızı kurtarabiliriz." sözü olmaktadır. 

       Ama, nice aşırı ve anormal tiryakilerde bulunmaktadır ki, yanı başında hiç sigara içmeyen insanları kendileri sigara içip zehirlediklerinden dolayı, onlarla helalleşmeli, helallik dilemelidirler. Yani, sigara içmeyen insanlarda, pasif sigara içmiş duruma düşmektedirler.. Onlarda, hastalıkla yüz yüze, karşı karşıya gelmektedirler.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın