A.Raif ÖZTÜRK

A.Raif ÖZTÜRK

Mail: araifozturk@hotmail.com

Size İ L T İ F Â T…

Basit gibi gördüğümüz şu İLTİFAT kelimesi, kullanıldığı yerlere ve konuma göre öyle farklı değerler alıyor ki, hayretler içinde kalıyorsunuz.

Bu nedenle bugün bu konuda, bir nebze de olsa üzerinde durarak, sizlerle birlikte bir BEYİN FIRTINASI yapmak istiyorum: 

Size mahalle muhtarınız, patronunuz veya saygı duyduğunuz bir kişi iltifat ettiğinde, bir derece sevinirsiniz ve hepimiz de seviniriz. 

Size veya bize, İlçe Belediye Başkanımız veya Kaymakamımız iltifat etse, İl Belediye Başkanımız veya Valimiz iltifat etse, bu sevinç ve mutluluk derecesi makam seviyelerine göre, elbette biraz daha artar.

Yine size veya bize bir Milletvekili veya bir BAKAN, hatta Devlet başkanı veya Cumhurbaşkanı iltifat etse, bu sevinç ve mutluluk derecesi, elbette çok daha fazla artacaktır. 

Yine size veya bize, Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed SAV iltifat etse, bu sevinç ve mutluluk derecesi, diğerlerinden kat kat daha fazla artacaktır. 

Bu soru bir sokak röportajı sırasında sorulduğunda, bazıları “Âaaah, nerede o günler?” diyerek, iltifatın ağırlığından ağlamaya başlamıştı ve bir kişi de bayılmıştı…

  • Şimdi sıkı durunuz:

Size ve bize; bizleri hiç yok iken varlık âlemine getiren, fare, yılan, maymun vs. hayvan değil de, canlılar içinde en seçkin olan İNSAN olarak yaratan. 

İnsanların içinde gayrimüslim ve coğrafi olarak çorak, kurak bir beldede değil, en güzel tabii zenginlikleri olan Türkiye’de, Müslüman olarak yaratan. 

Türkiye’de de engelli değil, binlerce çeşit hastalıktan hiçbiri ile de değil, sağlıklı bir şekilde yaratıp, bütün organlarımızı ve âzâlarımızı tıkır tıkır çalıştıran, Kâinâtın Yüce Yaratıcısı olan Allah cc. bizlere İLTİFÂT etse, o iltifatın derecesi neyle ölçülebilir ki?..

  • Bu iltifat karşısında yere göğe sığmayız, değil mi?..

Bugün, bu önemli konuyu ele almamızın sebebi: 

Birkaç gün önce 5-6 dostum, arkadaşım ve hocalarım ile Diyanet tarafından da yayınlanan İşâret-ül İzah kitabındaki “Kur’ân Nedir, Tarifi nasıldır” başlıklı bölümünde, Kur’ân 18 maddeyle tarif edilirken, bu 18 maddeden sadece bir tanesi olan; “Kur’ân, ..İLTİFÂTÂT-I Ebediye-i Rahmâniye ve hitâbât-ı ezeliye-i Sübhâniyenin hazinesi”..olan ..hârika târifidir… 

Güncel ifadesiyle tekrarlayalım; “Kur’ân, Ebedî Rahmân (kullarına nimet veren, acıyan ve onları bağışlayan) Allah’ın, Sübhân (Kusursuz, Pâk, Arınık veya Mutlak-Üstün) olan Allah’ın EBEDÎ İLTİFÂTIDIR, Ebedî övgüsüdür.”…

İşte bizler Kur’ânın bu şekildeki açıklamasını müzakere ve mütâlâa ederken, daha doğrusu tefekkür ederken, Allah’ın bu ULVÎ İLTİFÂTI aklımıza geldi…

Yukarıdaki dereceli değerlendirmelere göre, böyle bir İLTİFÂT, hangi değer ile ölçülebilir ki?..

Hele hele Yüce Rabbimizin bizlere, Mahkeme-i Kübra’da, iliklerimizin bile eridiği o en ümitsiz ânımızdaki İLTİFATININ önemini,derecesini ve değerini, hiç düşüne bilir misiniz?..  

EĞER, Kur’ânın 18 maddelik tarifinin, sadece bir maddesi böyleyse, 18 maddenin tamamıyla anlatıldığı, Kur’ânın ulviyyetini ve Allah cc indindeki değerini düşünebilsek, her fırsatımızı Kur’ân okuyarak, dinleyerek, öğrenerek ve öğreterek geçirmez miyiz?..

Üstelik de Yüce Rabbimiz, böylesine önemli olan Kur’ânı kerimin okumasını öğrenmeyi, öyle kolaylaştırmış ki, Kamer Sûresi 17, 22, 32, 40. Âyetlerinde kolaylaştırdığını bizlere müjdelemiş. 

Öyle ki; bendeniz Din görevlisi olmadığım halde, 15-20 kişilik gruplara sadece 10 saatte, üstelik de aynı gün içinde Kur’ân okumayı öğretiyorum. Bunu da onlarca vilayette ve ONLARCA defa üstün başarılarla uyguladım… 

Ayrıca bütün camilerimizde, uzun yıllar önceki yasakların tam aksine, bütün Din görevlilerimiz de sizlerin “Kur’ân Okumayı Öğrenme” teklifinizi, büyük memnuniyetle kabul ediyorlar.

Böylesine önemli olan Kur’ânı okumasını öğrenmek, okumak, öğretmek böylesine kolayken ve de Devlet tarafından bile teşvik edilirken, üstelik her bir harfine 10 sevap vaat edilirken, hangi akıl sahibi bu avantajlara nazlanabilir?.. 

  • Mademki gerçekler böyle, ne duruyoruz? HAYDİ BİSMİLLÂH…

Facebook Yorum

Yorum Yazın