Resülullah (sav)'in Mescidinde Hanımlar !..
" İşte o anda-orada Zekeriyya Rabbine şöyle dua etti: " Rabbim! Bana katından güzel bir nesil bağışla; çünkü sen tüm duaları işitensin!" ( Âl-i İmrân sûresi, âyet 38 )
" Sonunda ( Firavun ve avanesi) yenik düştüler. İşte orada ve o anda, onların küstahça gururunu yerle bir eden bir inkılab gerçekleşti." ( A'râf sûresi, âyet 119 )
Malumdur ki, Resûlullah (sav)'in devir ve döneminde mescid yani camii, sadece namaz kılmak,teravih namazını eda etmekten ibaret değildi.
Bütün sosyal hayatın her alanında ve merkezinde, ilim tahsil edilir, adliye işleri orada icra edilir, devletle ve yönetimle ilgili her mes'ele camide hal yoluna gidilirdi. Bu sebeple,
Kadınlar, erkekler ve çocuklar tüm Sahabe katmanları yani müminler, mescidin devamlıları arasındaydılar. Hanımlar da yaşyı, genç tümü mescidin devamlıları arasındaydılar.
Hanım cemaatleri, günlük vakit namazlarını Mescidde tıldıkları, eda ettikleri gibi, Cuma namazlarını da mescid de imamın arkasında kılmaktaydılar. Çünkü, hanımlar, Resulullah (sav)'in sohbetlerini dinliyorlar, onun müşfik, tatlı, can yakan nasihatlerinden istifade ediyorlardı.
Aziz Peygamberimiz (sav): " Allah'ın kadın kullarının Allah'ın mescidlerine gelmelerine engel olmayın." buyurdu. ( Müslim, Salât, 126)
Hanımların, sabah, akşam ve yatsı namazlarına katılmak karanlık saatlerde dışarıda olmayı gerektiriyordu. Bunaa rağmen, Allah Resûlü bu vakitlerde de olsahanım cemaatlerin mescide gelmelerinin engellenmesini istemiyordu ve sahabe-i hirama:
" Hanımlarınız geceleyin mescide gitmek için sizden izin istediğinde onlara izin verin." ( Buhârî, Ezân, 162 ) ikazını yapıyordu. Bu yüzden,
Hanımlar, çoğu zaman küçük çocuklarını da yanlarına alıp mescide gelerek vakit namazlarına katılıyordu. Resûlullah, onların bu durumunu gözeterek hanımlara kolaylık olsun diye kimi zaman cemaatle namaz kıldırır iken namazlarını kısa tutmak zorunda kalıyordu.
Ama, üzülerek, kahrolarak ifade etmeliyim ki, günümüz dünyasında, hanımlar camilerden, mabedlerden kovukdukları için, mescidlerde kadınlara ayrılan özel bölümler, cuma, bayram günleri erkekler tarafından işgal olunduğu için hanımlar, camiden uzak kalmış, imamın hutbesini, vaizin vaazlarını dinlemez olmuşlardır.
Müftüler, halk baskısı sebebiyle, hanımların camiye gelmelerini istememekte, sanki " onlarda gitsinler, mahalle aralarında 21 Yasin, 40 Yasin okusunlar, el alsınlar, tarikata girsinler" dercesine hanımlar camilere sokulmamaktadır.
Çağ ve zaman bakımından, daha ileri noktalara gitmesi beklenen İslam; ne yazık ki, iki cinsten biri sayılan hanımlar, Asr-ı Saadete göre çok çok gerilerde, daha çok ilkel ve iptidaidir.
Demek ki, çağın teknik ve teknolojide ne kadar ileri gitmesi, mes'eleyi değiştirmemektedir. Asıl değişmesi gereken hususun akıl, bilinç, anlayış , kavrayış, bilgi yönünde olması gerekmektedir.
Netice olarak;
Demeke ki, bu izahatlar bizlere gösteriyor ki, Asr-ı Saadet Müslümanları indirilen dinin emirlerini yaşar iken, 21 nci çağın Müslümanları da uydurulan dinin hurafelerini hayatlarında tatbik etmektedirler. Yani,
İnsanlığın uzaya gitmesi, Mars'ı fethetmesi, Ay'a mekik dokuması mes'elesi bir nebzezikde olsa aydınlık günlere tesir etmemektedir.
Hal.buki, her gün cadde ve sokaklarda hanımlar öbek öbek öldürülmekte, dövülmekte, peygamber döneminde bulunmayan bu vahşetler şimdilerde taa gırtlağımıza kadar yaşanmaktadır.
Peygamber hutbe okurken, genç bir kız kalkıyor ve " Ya Resulullah!.. Babam beni zorla evlendirmek istiyor, istemediğim halde bunu yapabilir mi?" diye haykırır iken, günümüz dünyasında da, kadınlar şerlidir, fitnedir, toplumun ahlakını bozar endişesi ile, camilere sokulmamaktadır.
Hal böyle iken, Asr-ı Saadet Müslümanlığı nerede kalmıştır, o dönemi nasıl bulacağız? Bu kötü gidişattan da nasıl kurtulacağız? Yazık değil mi hanımlara? Onlarda Allah'ın kulu, Resul'ün ümmetidir. Rabbim!.. Günümüz Müslümanlarına akıl, iz'an ve şuur versin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın