REENKARNASYONUN MAHİYETİ!..
" Belki ben, daha önce yapmadıklarımın yerine doğru dürüst işler yaparım!" Kesinlikle hayır! Çünkü onun dile getirdiği, sadece muhatabı etkilemek için sarf edilmiş bir laftır; nitekim böylelerini arkadan ( aşamayacakları) bir engel kuşatmıştır!" ( Mü'minûn sûresi, âyet 100)
Bu âyeti kerime ruhların yeniden bedenlendiği iddiasına dayanan tüm reenkarnasyon teorilerini kesin bir dille reddetmektedir. Bunun yanında, günahkârların ruhlarının iyilerin ruhlarından farklı olarak kıyamete kadar tutuklu kalacağına dair bir imâ da bulunmaktadır.
Şu hadisi şerifi iyice anlamalıyız!..
" Mü'minin ruhu, kendisinin dirileceği ( Kıyamet) günü cesedine geri dönünceye kadar cennet ağaçlarından beslenen kuş gibidir." ( İbn Mâce, Zühd, 32; Nesâî , Cenâiz, 117)
Ne acı ki, İslam'la uzaktan yakından hiç bir alakası bulunmayan Reenkarnasyon kültürü, genelde Hindistan coğrafyasında bilinen, düşünülen ve inanılan temelsiz, asılsız Kur'anî olmayan sahte bir düşünce yapısıdır.
Ruh göçü ya da tenasüh olarak anlamlandırılan reenkarnasyon, ölen bir kimsenin ruhunun başka bir varlığa geçmesi veya diğer bir deyimle hulûl etmesi anlamına gelmektedir.
İngiliz sömürgesinin ana yatağı, kültür birikimi olan Hind coğrafyası, bu tür saçma, temelsiz fikir ve düşüncelerle var oluşuna inanılan bir ülkedir. Maalesef , bu coğrafyada, Hindistan ve Pakistan ülkesinde Allame Muhammed İkbal, Mevdudi ve benzeri dehaların çıkmasının yanı sıra reenkarnasyon saçmalığı, etinden sütün istifade etmiş olduğumuz İnek'ten bile istimdat edecek kadar perişan, dökülmüş bir ülkede bu tür sapkınlıklar neşvü nema bulmuştur.
Hal böyle iken Ruh göçü ne anlam ifade etmektedir?
Ruhun ve ölümden sonraki hayatın ne olduğu, gaybi konulardan olup bu hususta akıl yürütmeyle, düşünmekle bilinmesi, anlaşılması mümkün değildir. Hem de bilinmesi, anlaşılması kat'iyyen Kur'anî bir düşünce yapısı değildir.
Bu tür önemli bir bilginin hakkında düşünce sahibi, bilgi sahibi olmak için Allah tarafından beşeriyete gönderilmiş bir peygamberin bilgisine ihtiyaç bulunmaktadır. Ve bu hususta fikir yürütüle bilinir, tartışma yapıla bilinir,. Çünkü,
Aziz Kur'an'da sahih hadislerde " Reenkarnsyon" ( Ruh göçü) ve benzeri bir düşünceyi, anlayışı doğrulayan ya da böylesi bir yapıya işaret eden bir delil bulunmamaktadır.
Halbu ki, kitabımız Kur'an'da, vefat etmiş veya diğer bir tabirle ölmüş bir kimsenin dünyaya tekrar geri dönmeyeceği açıkta bildirilmiş, biz Müslümanlarda bilgi sahibi olmuşuz.
Binaenaleyh, Reenkarsyon tabirinin anlam bulması veya ruhun başka bir bedene intikali veya yeniden doğması veya bedenlenmesi mümkün olmayıp, bu tür düşünceler batıl, asılsız ve köksüz düşüncelerdir
Netice olarak;
Reenkarnasyon teorisi tamamen batıl, İslam dışı bir yapıya aittir, temelsiz ve köksüz bir fikri yapıdır.
Müslüman birey, her hususta bilgi sahibi, bilgin biri olduğu gibi, Ruh göçü hakkında da yeterli, doyurucu kesin ve net bilgiye sahip olmalıdır.
Yukarı satırlarda da ifade edildiği gibi, Pakistan ve Hind bölgesinin İslam alimlerine inanır, onların tefsirlerini okur, fikirlerine itibar ederiz.
Yoksa, Kadiyanilik, Ruh Göçü gibi ve benzeri uyduruk şeylerle uğraşmamız, meşgul olmamız mümkün değildir. Zaman kaybından başka bir işe yaramayacaktır!..
Allame Muhammed İkbal'in Türk milletinin destansı günlerinde yardımını, yardım toplamasını kesinlikle unutamayız!.. Makamları cennet olsun!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın