Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

RASULLERE DİL UZATAN, BEDBAHT KİTLELER.!.. 

     Malum olduğu üzere, cennetten çıkarılma ile başlayan mücadele, ıssız yer küresinde göz yaşı, af isteği, yalvarış, yakarış ve Cebel-i Rahme'de, Arafat'ta, Adem-Havva'nın birbirlerine kavuşmaları ile duaları kabul olmuştur. 

    Hangi Rasulü , hangi Nebi'yi ele alırsanız alın, tamamının hayatında tasa, gam, keder, çile ve mihnet vardır. Nuh'un (as) hayatına bakınız, İbrahim (as)'ın mübarek hayatını okuyunuz.

     Musa, Yagub, Yusuf, İsa , Lut vb. Rasul ve Nebi'leri, bir binr tetkik ediniz. Gerçekten, akıllara durgunluk verecek , idrak ve iz'anları çatlatacak zulme maruz kaldıklarını müşahede edecek, yürek, kalp ve vicdanlarınız kanayacaktır. 

     Bedbaht kitleler, gözü dönmüş , hak ve hakikat düşmanı güruhlar, o, elleri değil, ayakları öpülecek yiğit insanlara, neler yapmamışlardır ki?.. Çünkü,

     Ateşe atılma, testere ile biçilme, Taif'te taşlanma, ekmek, aş, su vermeme gibi vahşiyane davranışlar!.. Çünkü;

     " Onlar Hakk'ı bırakmışlar bâtıla sarılmışlardı. BAAL adını verdikleri put; altından ve dört yüzü olan, göz bebekleri yakuttan, başına da inci ve cevherlerle süslü taç konulmuş bir kadın heykeli idi.

     İlyas (as) tebliğ vazifesine başladığı zamanlarda, kavmi sadakatle bu heykele tapmakta idiler..." ( Kısas-ı Enbiya) "

     İlâhi gerçeklere karşı kör ve sağır olan kitleler, hangi peygamberi rahat bırakmışlar ki? İşte, Yunus peygamber'in hayat serüveni ortadadır: 

     " Sa'd (RA)'den rivâyete göre, Rasulullâh (SAV) Efendimiz buyurdular ki: " Balığın karnında iken Yunus (AS'ın yaptığı dua şu idi: 

     " Lâ ilahe illâ ente Sübhâneke innî küntü minez-zâalimin."  ( Enbiya sûresi, âyet 87)  Ayetin türkçesi: " Allah'ım! Senden başka ilâh yoktur. Sen bütün noksan sıfatlardan münezzehsin. Gerçekten ben zâlimlerden oldum.. Bunu dua edipte icabet etmeyen yoktur." 

     Bizler gibi, birer insan olan peygamberler, yer, içer, uyur, evlenir ve çoluk-çocuk sahibi idiler!.. Lakin, ne acıdır ki, onların kul oluşlarını içlerine sindireemeyenler, kısır duygu ve bilgilerinin etkisiyle, kimilerini, beden ve ruhlarıyla beraber, Allah'ın katına yükseltmişler, kimilerini de o kadar yüceltmişler ki, onların kul ve insan olduklarını unutmuşlardır. 

     Akıl ve mantığın, Kur'an ce sünnetin dışına taşarak, naa'tlarla , ilahilerle , uydurma destanlarla , beşerilikten çıkarıp, melekler ötesine taşımışlardır, Halbu ki, onlarda kul ve insandı. Sadece bizden, farklı ve özel hususiyetleri vardı. 

      Mucize göstermek, vahiy almak ve insanlara tebliğ etmek, insani nitelikleri, Allah tarafından vazife verilmiş olmaları, masum olmaları, güvenilir ve doğru sözlü olmaları gibi bir takım özellikleri vardır ki, mezkür hususiyetler, bizlerde bulunmayan farklılıklardır. 

     Aksi halde, vahiy ve sünnet dışına taşarak, peygamberleri, beşerî ve kulluk ötesi alemlere taşımak, muharref dinlerde bu gün, çok acı bir şekilde yaşandığı gibi, şirk kapısı aralanmış, beyhude, boş ve günah yüklü bir kapı aralanmış olur._ Allah korusun!-  

     Netice olarak;

     Günümüz dünyasında çoğalan peygamber düşmanlığı, yukarıda zikredilen, peygamberliği yanlış anlamadan dolayı hız kazanmıştır.

     Bu tür zıpırlar, bu cesareti nereden almaktadırlar? Bu zibidileri, çarpık din anlayışı, hurafeler ve bid'atlar bu güne getirmiş, gusül nedir, abdest nedir, İslamî temizlik nasıl yapılır bilmeyen, bilemeyen ve böyle yetişmiş. yetiştirilmiş hödüklerlerdir!.. 

      İslam büyükleri, alimler, eğitimciler kitlelere yeterince ulaşıp onları aydınlatmış olsalardı, bu gün İstanbul Beyoğlu caddesinde "ezana hayır!.". "Gusül yapmaya hayır!" Çirkin, mülevves, iğrenç yürüşler yapılmamış olur!..

     Çünkü, bu kesimlerin dünya hayatında bir yaşam biçimleri, düşünce yanlışları bulunmaktadır. Tıpkı, hayvanlar gibi, ye, iç, seviş, fuhuş yap, sonrada cehenneme zümera öl!.. 

     Yoksa, Küçük Karganın ne haddine düşmüş ki, Hz. Adem'i, Hz. Havva anneyi cahillikle suçlamak?  Ne diyelim? Üçüncü ayieti kerimesinde zikredilen:

     " Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalaya dursun! İleride ( gerçeği) bilecekler!" ( Hicr sûresi, âyet 3 )

     Son sözler olarak, Rabbimize dua ediyoruz, ümmete ve miilletimize aydınlık günler nasibi müyesser eyle!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın