Ramazan Ayında Kur'an'ı Güncelleyerek Okumak
" Onlara, " Allah'ın indirdiğine ve Resul'e gelin" denildiği vakit, " Babalarımızı üzerinde bulduğumuz ( yol) bize yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?" ( Mâide sûresi, âyet 104 )
Aziz Kur'an; cehlin, cahillerin uydurdukları bütün uydurulmuş, tasarlanmış hurafeleri kaldırmış, hurafeleri taklit etmek, onlara tabi olmak, Allah'a iftira olduğunu bildirmiştir.
Kur'an ve onun İslam'ı; her şeyin bilgiye, akla, düşünceye dayalı ve dayanmasını ister. Körü körüne mukallitliği, kör taklidi kınar. Sağ duyuya ters düşen bütün saçmalıkları kabul etmez.
Çünkü, hurafe yüklü inançlar, insan kitlelerini, insanların ruhlarını sonunda puta tapmağa sürükleyebilir. İslam ise putperestliğin açık ve tüm gizli şekilleriyle mücadele etmiştir.
Şimdi, S. Ateş hocanın bir anısını iktibas edeceğim. Allah kendisine uzun ömürler versin. Çünkü, böylesi ilim insanlarına ülkemiz insanlarının büyük oranda ihtiyaçları bulunmaktadır.
Bir hanım efendi, sayılı Yasin okumanın ne olduğunu telefonla kendisinden sorar. Ve şöyle der:
" Bu hanım efendiden özür dilerim, zira kendisini sükutu hayale uğrattığımdan söz ediyor. ' Mealli Kur'an-ı Kerim'inizi 10-15 senedir okuyorum. Hayranlık duyuyordum' diyor.
' Bu alimimiz yaşıyor mu acaba? Yaşıyorsa görmek istiyorum. Dünyada görebilecek miyim diye düşünüyordum.
Dün geldim göremedim. Bu gün gördüm. Ama sükut-u hayale uğradım' diyor. Neden sükût-u hayale uğramış; çünkü sakalımız yokmuş.
Sayın muhterem hanım efendi benim tüylerim mi sizin için önemli yoksa fikirlerim mi önemli? Yine de kendisinden özür dilerim sükût-u hayale uğradığı için.
Bilmiyorum nasıl telafi edebiliriz? Ama inşallah bir gün gelir bu resmî ünvanlardan kurtuluruz. Sakalı da bırakırız merak etmeyin." ( 1. Kur'an Sempozyumu, S. Ateş, sayfa 379-380)
Bendeniz de, beş-on sene önce, Ankara Hacı Bayram kitapçılar çarşısında kitaplara bakar iken, Süleyman Ateş hocanın, Kur'an Tefsirini sordum. Her sormuş olduğum kitapçının, bu ismi duyar duymaz, yüzü ekşiyor, suratı, bam başka bir hal alıyordu.
Hele, bir kitapçı ile karşılaştım ki, sormayın gitsin.. Sakalını sıvazlıyor, başındaki sarığı, bir o yana, bir bu yana sallıyordu. Ondan da sordum.
Keşke; sormaz olaydım. Adamın yüzü ekşidi, suratı kasıldı, sanki kıçına nişadır sürülmüş merkep gibi, kükreyi verdi:
" Be kardeşim!.. Başka tefsir mi yok ki, bu imansız, dinsiz, Kur'an düşmanı insanın saçma sapan tefsirini soruyorsun?" dedi. Kısa bir cedelleşmemiz oldu.
Hakikaten, Prof. Dr. Süleyman Ateş hocanın ilminden, Arapçasından, bilgi birikiminden utandım. Çünkü, böylesi aptal insanlar, şeyhin kıçını yalamasına alışmış, elini, eteğini öpmeye aşina olmuş insanlardır.
Bunların, Kur'an'la, Kur'an'ın anlaşılması ile ilgili bir sıkıntıları yoktur. Bunlar, Kur'an okurlar, ölmüşlerini düşünürler, Yasin okurlar kabirlere koşarlar, oysa, bu tür zibil insanların ruhları ölmüş de ağlayanları yoktur.
Halbuki, öncelikle ve ivedilikle, Kur'an'ı, okunan hatimleri, Yasinleri bunlara okumak lazımdır. Okumak lazım ki, bunların ölmüş ruhları, çürümüş bedenleri canlansın!..
Netice olarak;
Ramazan ayına şükürler olsun ki, girmiş bulunuyoruz. Ama, görülen odur ki, camilerimizde, mescidlerimiz de, hatimlerimizde, mukabelelerimiz de yine bir değişiklik bulunmamaktadır.
Hocalarımız, beni bağışlasınlar.. Ama, bunları söylemeden, ifade etmeden geçemiyorum. " Eski hamam, eski tas" usulü ile, cemaatler kandırılmakta, yine, anlamsız, anlaşılmadan Kur'an'lar okunup gitmektedir.
Eee hatim sonunda, okunan Kur'an'ların gönderileceği bir adres bulunmaktadır. Kabirler, mezarlarda yatanlar, atalarımız, ecdadımız, gelenekçilik, taklitçilik, mukallitlik.. vesaire.. Yıllar öncesi idi!..
Boxtel'de, böylesi bir akşam, nefsime hakim olamayıp, okunan yasin sahiplerini, ölmüşlerini bir bir saydım. Bahadır Korkmaz isimli duyarlı, bilinç sahibi bir kardeş, resmen beni uyardı ve ikaz etti.
Ve dedi ki: " Hocam!.. Bunu size yakıştıramadım, bu tür bir rezaleti hiç olmazsa siz yapmayacaktınız" dedi.. Emin olun, bu kardeşin net tavrı, halen beynimde ve kafamda şimşekler çaktırmaktadır. Allah, böylesi kardeşlerden razı olsun.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın