Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

Ramazan Ayı Yaklaşırken -1-

" O ramazan ayı ki Kur'an onda indirilmiştir. O, insanları hidayete erdirmek, doğru yolu göstermek, hak ile batılı ayırt eden hükümleri açıklamak üzere indirilmiştir. Sizden her kim bu aya erişirse orucunu tutsun..." ( Bakara sûresi, âyet 185 )

Maşallah!.. Maşallah!.. Yüz bin kere maşallah!.. Görmekte ve şahit olmaktayız ki, gerek ülkemiz içerisinde, gerekse yurt dışı mescidlerimiz de hummalı bir faaliyettir almış başını gidiyor..

Avizelere yeni bir desen verilmekte, halılar ve tüm sergiler gözden geçirilmekte ve esansla tütsülenmektedir.

Mikrofon ve ses cihazlarına yeniden bir ayar getirilmekte, gerek minareden, gerekse camii içerisinden sık sık " Ses kontrol" (!), denemeleri yapılarak, Ramazana hazırlanılmaktadır.

Cuma vaazlarında, hutbelerde ve mihrablar da, sık sık duyurular yapılarak, illaki hanımların teravih namazlarına yek vücud, top yekun katılmaları için ilan üstüne ilan, duyuru üstüne duyular gırla gitmektedir.

Bilhassa, teravih namazlarının sevapları, ecirleri, ücretleri, bağışlanma mevsimi dillere pelesenk olmakta, hanım cemaatlerin toplu toplu teravihe katılmalarını sağlamak, temin etmek adına, alınlar terlemekte, boğazlarda hançereler yırtılmaktadır.

İstenmektedir ki, bir Ramazan şenliği olsun, camiler lebalep dolsun, cıvıl cıvıl, kuş seslerini andırır şekilde, hanımlar mescidi, erkekler bölümü, tıka basa hoca efendilerin sesleri, ses düzenleri zorlansın da zorlansın!..

Hatim ilanları, öğleden sonra, sahurdan sonra yapılacak proğramlar afişe edilmekte, mümkün mertebe teravih namazları son sürat kılınarak kadın ve erkek cemaatleri yormamak için tüm tedbirlerin alındığı ilanen duyurulmaktadır.

Bilhassa, anlamsız mukabele yarışları, bülbül sesli hafızların anlamsız okuyuşları ile zirveye, doruğa çıkmaktadır. Canım, zaten, Kur'an; bin yıldan bu yana böyle okunmaktadır. Gelenek, atalarcılık, anlamsız okuyuşlar ha bre devam etmelidir.

" Her ramazan ayı geldiğinde bizim topluma bir şeyler olur, bir telaş alır. Mütedeyyin olanların Müslümanlığı daha bir koyulaşır. Mütedeyyin olmayanlar ise dinden yana sırnaşır ve dindarlığı da kimselere bırakmazlar.

Bunlar ramazanda oruç tutmazlar ama bayram namazında en ön safta yer tutarlar. Farz namazlarını kılmazlar ama ara sıra teravih kılarlar. Kutsal (!) gece, gün ve ay propagandasını sürekli yaparak kendileri bundan medet umdukları gibi toplumu da kendi halkalarına katmaya, akılları sıra halka hadîlik yapmaya çalışırlar.

Sanki ramazanda haramlara daha bir titizlik, daha bir günahtan kaçınma (!), arifede ise her şey mübah gibi bir mantıkla kampanyalar yürütülüyor." ( İktibas Dergisi, Eylül 2009, M. Celil, sayfa 26)

Netice olarak;

Geleneksel ramazanların berdevam etmesi uğruna herkes, her kesim hummalı bir faaliyet içerisinde bulunmakta, üzerlerine düşen görevlerini bihakkın yapmaktadırlar.

Hele, Belediyelerimiz, hemen iftardan sonra başlatmış oldukları Hacivat-Karagöz sahne alımlarını, sanatçıların sahnede yer almalarını, tiyatro, güldürü, sanatçıların ilahilerle karışık arabesk müzikallerini yapmaları için her türlü üstün (!) gayretleri esirgememektedirler!..

Zaten, canım hocada camide görevini yapsın, sahne insanları da sahnede salına salına, bangır bangır şarkılar, türküler, müzikaller yaparak icrai faaliyette bulunsunlar!..

O halde ne diyelim?.. Hoş geldin ey ramazan ayı!..Rahmet ayı , Kur'an ayı olan ramazan, her ne kadar, insanımıza bilinç, Kur'anî algı vermese de, hiç olmazsa iftar yemekleri ile karınlar doymakta, sahnelerde gösterilerle insanımız kendilerinden geçmektedir. Taşlamalar, haşlamalar, nükteli deyişler, atışmalar gırla gitmektedir. Ne diyelim? Hoş geldin ey Ramazan ayı!.. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın