Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

ÖRNEK BİR HANIM EFENDİ; HAZRETİ HATİCE !..

Dinler tarihinde ve bilhassa İslam tarihinde öylesi hanım efendiler boy göstermişlerdir ki, bunları hayırla yâd etmemek, ruhlarına dua okumamak mümkün değildir.

Hz. Sariye, Hz. Meryem, Hz. Hatice, Hz. Fatima, Hz. Sümeyye bunlardan bazılarıdır. Ama, Hz. Hatice'yi yazmak için onun fedakarlığını, kahramanlığını, yiğitliğini, Resulullah'a nasıl destek vermiş olduğunu iyi bilmek, iyi tanımak lazımdır.

" Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun" sözündeki gerçek Hz. Hatice'nin hayatında tezahür etmektedir. Hz. Hatice, Mekke'nin sayılır tacirlerindendir. Zengin, varlıklı bir hanım efendidir. Peygamberimizden yirmi beş yaş büyük olmasına rağmen, ona bizzat haber göndererek evlenme teklifinde bulunuyor ve malını, parasını, maddi varlığını onun ayaklarının altına seriyor.

Reesulullah (sav); Hira dağından döndükten sonra, korku ve panik içerisinde " Dessuruni Dessuruni" " Beni örtünüz beni örtünüz" diye istekde bulunduğu zaman, Hz. Hatice devreye giriyor ve " Korkma! Endişelenme! Sen Allah'ın Resulü'sün" diye destek olmuştur.

VE GÜNÜMÜZ KADINLARI!

21 nci çağın kadınlarının; Hz. Hatice'yi müdrik olması, onun ne denlu bir mümine hanım efendi olduğunu bilmesi lazımdır. Ve birde, kendi hayatlarına, yaşantılarına nazar etmeleri, ellerindeki dokunmatik telefonlardan bir an uzak kalıp, böylesi kozmetik ürünleri bir taraf edip, süslenmeyi, giyinmeyi, elbise beğenmeyi birazcık kendilerinden uzaklaştırıp, kendi yaşantıları ile, Hz. Hatice'nin hayat serancemlerine nazar etmeleri gerekiyor.

Parfüm hastalığı, giyim kuşam aşırılığı, alet edavet kullanma lüksü, mahalle aralarında " el alma" " bir şeyhe bağlanma" 21 yasin, kırk yasin okuyarak, sonucunda pastaya, böreğe yumulma işleri ile, dedikodunun tepesine tepesine vurma angaryalarını biraz aralamaları lazımdır.

Hz. Fatima annemiz, Hz. Hatice'nin gözünün nuru, biricik kızıdır. Hayatta kalan tek çocuğu ve Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin gibi iki kahramanı ümmetine feda etmiştir.

Hz. Hatice'nin tüm gayesi!..
Hz. Hatice; düğün, dernek, plaj, boya, cila, kozmetik ürün bilmez, kına bile sürmezdi. Onun asıl gayesi, derdi ve sıkıntısı, İslam'ın ve son Resul'ün başlatmış olduğu davada başarılı olmasıydı.

Oysa, şimdilerde, sokakta, çarşıda, pazarda görmüş olduğumuz veya karşılaştığımız hanımların; kendilerinin mantolu, çarşaflı olması, yanındaki genç kızının, gelinin ise, daracık bluzla, kot pantolonla kıytırık kıytırık, uzun topuklu ayakkabısı ile ses çıkararak yürümesidir.

Behey gafil!.. Annesin, kaynanasın, büyük validesin, yaşlanmışsın, sen artık vücudunu kimlere gösterebilirsin ki? Ama, yanındaki beraber yürüdüğün genç kız, genç kadın, alemin dikkatini çekmekte, sana kimseler tenezzül etmemektedir!..

İşte, Hz. Hatice'nin mübarek, mualla yaşamında böylesi bir densizlik, haydutluk bulunmamakta idi!.. Sıcak kumlara yatırılan sahabelere acıyor, dövülen, kovulan, kırbaçlanan insanlara yardımcı olmaya çalışıyordu.

Ya sen; ne yapıyorsun?.. O düğün senin, bu düğün senin ve bir de, haftada bir evde toplanıp, lüzumsuz, gereksiz. mesnetsiz, faydasız 21 Yasin, 40 Yasin boş boğazlığına katılmaktasın!..

Bir de bazan türbe arıyorsun, bulduğun türbeye ihtiyaçlarını, arzularını yazıp bırakıyorsun!.. Sana yazıklar olsun!.. Bulunduğun yere, İstanbul'dan, Menzil'den bir Şeyh efendi (!) teşerrüf ettiği zaman, takla atarak koşuyorsun, " amanın elini öpeyimde, beni cennete soksun" diye, şirk dolu halini ortaya döküyorsun!..

Eee, bir de, Ramazan ayı geldiği zaman, ölmüşlerin için, onları rahatlatmak için anlamadan hatim okumaya çalışıyorsun!.. Tabii, cuma akşamları da, ölmüş yakınlarına üç " Gulfu" okumadan edemiyorsun!..

Ama, Hz. Hatice anne, putların yıkılması için, Kâbe'nin putlardan, şirkten kurtulması için, malını, mülkünü, sermayesini ve her türlü elinde var olan emlakını İslam yolunda harcıyordu.

Son haccımda; Cenneti Mualla mezarlığının yakınında bir yerde kalmıştım. Kâbe'ye gidip gelirken, orada medfun bulunan mübarek zatlara dua etmeden geçmediğim gibi, hassaten, Hz. Hatice'nin mübarek hayatını hatırlıyor, ona da bol bol dua ediyordum.

Hz. Hatice'nin 620 yılında vefatından sonra da, Resulullah (sav), onu sürekli hayırla yad etmiş, ismini, yardımını, desteğini mübarek dilinden düşürmemiştir. Bundan ötürüdür iki, Hz. Hatice (ra); Resulullah (sav)'den 25 yaş daha büyük olmasına rağmen, onun muazzez ve mualla hatırına binaen, evlenmemiş, evlenmeyi kat'iyyen düşünmemiştir.

Ancak, onun vefatından sonra, evlenmiş, bu evliliklerinin yanında da Hz. Hatice'nin müstesna mevkiini daima anmıştır. Hatta, Hz. Aişe gibi bir bilgin hanım efendi, zaman zaman Resulullah (sav)'e sitem bile etmiştir.

Netice olarak;

Gönlümüz istiyor ki, 21 nci çağın hanımları, Batı kadınlarını, artistlerini, modelistlerini değil de, bilmem ne Tv. dizi kahramanını değil de, her bakımdan Hz. Hatice annemizi önder kabul etmeleri, onun yolundan, çizgisinden gitmeleri ne kadar mükemmel olur değil mi?

Çünkü, söz konusu isimler, sözde sanatkârlar, neslimizi bozmuşlar, tertemiz ahlaki hamide sahibi olmalarını engellemişlerdir.

Bir kere, moda adına ileri sürülen, lanse edilen giyim, kuşam, kozmetik ürünler, genelde İsrail patentli olmakta, söz konusu gelirin %.. kaçı belirtilen devletin kasasına akmaktadır. Bundan da, silah alınmakta, stratejik noktalarda hakimiyet kurmak, Kudüs'de ezanın bile okunmasını men etmek için, masum, bigünah insanların üzerine ateş edilmektedir. Daha olmadı,,

En sonra da, ülkemizin hemen güney kesiminde, sözde Barzani yönetimini tanıyarak, maddi destek de bulunarak, İran, Türkiye ve Irak ülkesinin huzurunu bozmakta, pastadan pay hesabı ile, petrol gelirlerinden hisse beklemektedir.

Son söz olarak, neslimizin; ne yaptığını, ne yapacağını, adımlarını atarken, nereye bakmasını gerektiğini öneriyorum. Aksi halde, hanımlarımız; Hz. Hatice'nin yolu değil de, şirk diyarlarının, ateistlerinin yolunu takip ederse, eminim ki, kendileri iflah olmadıkları gibi, içerisinde bulundukları millette zarar görecektir. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın