ÖLENİN İSKAT VE DEVİR PAZARLIĞINI YAPMAK!..
GELENEKSEL ANLAYIŞTA, ALLAHLA, ÖLENİN İSKAT VE DEVİR PAZARLIĞINI YAPMAK!..
Dünkü zamanlara göre, ölenin iskat ve devir pazarlığını yapmak kısmen azalmış olsa da, yine de zaman zaman, yine de Allah'la, ölmüş kimsenin iskat ve devir pazarlığı yapılarak, "ölen,dini borçlarından kurtuluyor" yanlışı yapılmakta, insanlar kandırılmaktadır.
Bilhassa, böylesi bir saçmalık, dini cemaatler, yapılar, tarafından icra edilmekte, buradan bağlı bulundukları örgüt için menfaat devşirilmektedir.
Eskileri, az çok hatırlıyorum, Ölen kimsenin başında toplanan beş altı garibana çıkın içerisinde altun veya akçe verilip dolaştırılıyordu. " Kabultü veheptü kabultü veheptü" " Aldım kabul ettim, aldım kabul ettim" denilerek, ölen kimse, dini borçlarından kurtulmuş oluyordu.
Yani, ölen kimse, hayatta namaz kılmamış ise, oruç tutmamış ise, hac yapmamış ise, sair ibadetleri yerine getirmemiş ise, fakirlere bir miktar " el kiri" denilecek şekilde ücret verilerek, ölen kimse tertemiz yapılıyor, Allah'ın huzuruna Allah borcu ve kul borcu ile çıkmamış oluyordu. Şu alıntı yazımı biilgilerinize sunarım:
" Bu din adamları bir ruhban sınıfı olarak kalmayı ve bu konumlarıyla saygı görmeyi beklemektedir. Tek geçim kaynakları insanların inançlarını sömürmektir çünkü.
İnsanlar ölünce onlara ıskat hazırlarlar. Dünyada kılamadığı namaz tutamadığı oruçlar hesap edilir paraya çevrilir ve bilmem şu kadar para karşılığında belli bir ruhban sınıfa bu borçlar taksim edilir böylece ölen şahsiyet cennete yollanır.
Şimdi kalkıp Kur'an'da böyle bir şeyin olmadığını nasıl iddia edecektir bu gelenekci ruhbanlar. Neyle geçinirler sonra. Toplum onlara nasıl saygı gösterir. Sırf düzenlerinin bozulmaması için ve otoritelerine halel gelmemesi için bu zevatlar Allah'la cenk ederler ve bu ahlaksızlığı yine Allah adını kullanarak yaparlar. Allah'ın insanların sırtından kaldırdığı her zinciri tekrardan insanların sırtına yerleştiririler." ( İktibas, B. Zeran, Şubat 2011, say. 39 )
Hristiyanlığı ortadan kaldıran, hükümsüz kılan, kiliseye hapseden fiil ve davranışlar bu tür soygunculuk, ücret talebi olmuştur. Hristiyan kimse, envai çeşit günah işlemişse, zina yapmışsa, insan katletmişse, vesair günahları hayatında tatbik etmişse, ne yapması lazımdır?
Tabii ki. o kimsenin bu tür günah kirlerinden kurtulması için Kiliseye, ruhbanın huzuruna gidecek, el aman dileyecek, ruhbana " beni temizle" diyerek af ve özür dileyip, ücret ve bedelini ruhbana ödeyerek günah yükünden kurtulmuş olacaktır.
Şimdi, düşünmeliyiz ki, İslam'ın nezih, tertemiz bünyesine sokulmuş olan İskat ve Devir düşüncesi ne demektir, Kilise de yapılan uygulamanın aynısı değil midir?
" Batının insanlığa sunduğu dinlere ve ilahi vahyi bozarak Samiri'nin ifadesiyle azıcık elçinin sözlerinden azıcık da nefislerden katarak oluşturulmuş olan dinlere baktığımızda karşımıza çıkan manzara korkunçtur.
Bir tarafta atom bombasıyla yerle bir edilmiş çoluk çocuk katledilmiş olan Nagazaki, Hiroşima, İspanya'da Müslüman ve Yahudi katli, Almanya'da toplama kampları, Hindistan'da İngiliz mezalimi, Sudan, Afganistan, Irak ve diğer birçok ülkede ABD zulmü, köle ticaretiyle meşhur Hollanda, Doğu Türkistan'da Çin'in zulmü, Türki Cumhuriyetlere yıllarca uygulanan Rusların asimilasyon zulmü, Yunanistan ve Bulgaristan'ın aynı asimile zulümleri,..
Filistin'de İsrail terörü, Sırp Çetniklerin Hollandalı askerlerin işbirliği ile Srebrenitsa ve Bosna'nın değişik yerlerindeki katliamı Türkiye Cumhuriyeti'nin başörtülü kızlarımıza, bacılarımıza ve inançlı olan insanlara karşı uyguladığı zulüm.
Bütün bunlar hümanist, çağdaş, laik, cumhuriyetçi olduklarını iddia ettikleri kafa yapısının ürünüdür. Kendi helvadan putlarını acıkınca yiyen bedevi Araplardan daha zalim, azgın, aşağılık bir zihniyetin eylemleridir.
Ve utanmadan hala dünyanın her yanında adına özgürlük dedikleri, adına demokrasi dedikleri, adına hümanizm dedikleri, adına cumhuriyetçilik dedikleri, adına milliyetçilik dedikleri, adına sosyalizm , işçi devrimi dedikleri, adına laiklik dedikleri putları için bu eylemlerine devam edeceklerini söyleyecek kadar kendini kaybetmiş bir zihniyettir.
İşte bunun için Allah buyuruyor ki: " Bütün ins ve cin bir araya gelse böyle bir kitap meydana getiremezler." Başımızı kaldırıp yaşadığımız dünyaya bakacak olursak Batının değerlerini eylem ve eserleriyle çok net görebiliriz." ( a.g.d.say. 40)
Sonuç yerine;
21 nçi çağıns müslüman kitleleri, aziz Kur'an'ı ve sahih Nebevi hadisleri dinleyerek, her türlü sapkınlığın beleşciliğin, dini istismar etmenin üzerine üzerine gitmelidirler.
Aksi halde, aziz İslam; sözde, gelenekçi mensuplarınca içten çökertilerek, İslam'ı ve onun yüce emirlerin yaşanmaz, içinrden çıkalmaz hale getireceklerdir.
Zaten Kur'an'ı baş tacı edinen Müslümanlarla, geleneksel kesimlerin arasındaki mücadele budur, çekişme, kıyasıya sürtüşme bundan ibarettir.
Gelenekselci hoca diyor ki, " Buhari çökerse , İslam çöker", " öbürü diyor ki, " Müslim çökerse din biter" ve benzeri safdil iddialarıyla güya İslam'ı savundunduklarını iddia etmektedirler.
Bunun yerine, hadis kitaplarına yerleşmiş, girmiş , sokuşturulmuş bulunan uydurma hadisleri, kabul etmeyelim, sahih hadislerden bunları temizleyelim deseler, herkes memnun olacak, bid'at ve hurafenin işi bitirilmiş olacaktır.
Ama, geleneksel kesimler bunu diyemezler, iddia edemezler ve ettikleri zaman menfaat, çıkar, devşirme eylemleri son bulmuş olacaktır.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Buhari ve Müslim hakkında konuşmak için önce Muhaddis olman gerek öyle kafana göre insanları hadis düşmanlığına sevk ediyorsun!